14. Bölüm

10 3 4
                                    

Evvet 14. Bölüm ile sizlerleyim umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın;)
.
.
.

Tugay'ın kucağından kalkıp "Ben kahvaltı hazırlayayım." Benimle birlikte kalktığında "Sen otur, ben hazırlarım." Geriye oturduktan sonra koşarak mutfağa gittim.

Hızlıca birşeyler hazırladıktan sonra peynirli omleti de masaya koydum. Sandalyeye oturur iken "Hadi başla." Omletten bir parça alıp tabağına koydum. Kendime de bir parça koyduktan sonra bir çatal alıp tadına baktım. Tugay da yemeğe başlamıştı.

Ona inanmadığım için kendime kızıyordum. Babam haddini aşmayı yine başarmıştı. Ne istediğini bilseydim keşke. Niye böyle yaptığını, niye beni üzmek istediğini,niye bı kerecik bile sevmediğini...

Düşüncelerimin arasından uzaklaşarak tugaya baktığımda "Tugay ben gerçe..." Beni susturup "Güzelim, birtanem özür dileme lütfen sende haklısın bir konuda." Yüzüm düştüğünde " ama " elimi tutup "aması maması yok, lütfen bütün suçu kendine yükleme."

Kafamı salladiğinda "Söz ver bakayım bir daha bu konuyu açmak yok." Gözlerinin içine baktığımda "Söz." Önümdeki tabağı gösterip "Hadi ye bakalım yoksa bir deri kemik kalacaksın." Gülümsediğimde tabağımdakileri yemeğe başladım.

Hazırlanıp şirkete geçmiştik. Imzalanması gereken dosyaları imzaladıktan sonra iki kahve kapıp Tugay'ın yanına gittim. Neşeyle içeriye girerken "Ben geldim." Deniz de odanın içerisindeyken " vayy yengem bize kahve mi getirdin?" Kafamı salladiğinda tugayla kendimi gösterip "Bize getirdim ama istesen söyleyeyim sana da getirsinler."

Masanın üzerindeki telefona ulaşıp "Sercan abi bize bir sade kahve getir misin?" Dedikten sonra kahveyi tugaya uzattım."Teşekkürler güzelim." Gülümseyip koltuğa oturdum."Eee Deniz siz neler yapıyorsunuz bakalım?" Bana dönü p"Napalim, öyle işte Sareyle geçiriyorum günümün çoğunluğunu, o da çok meşgul şu sıralar." Kafamı salladim.

Alayla "Düğünü yaza yaparsınız artık." Yüzü düştüğünde "Bana kalsa yapardım da Sare istemiyor bende üstelemedim ne zaman isterse o zaman yaparız." Aynı alaylı sesiyle "sıranın önünde siz varsınız canım, aaaa doğru sen daha teklif almamıştın."

Tugay araya girip "Aceleye getirmeye gerek yok, çok büyük birşey olacak ama." Diyip bana göz kırptı. Konuyu kapatmak isteyerek "Bu konuyu sonra konuşalım." Saatime bakıp "Ben Derinle buluşacaktım." Ayağa kalktım."Görüşürüz, güzelim." Ona bakıp "Görüşürüz." Öpücük yolladım. Deniz tiksinmiş gibi yaptı.

Onu es geçerek odadan çıktım. Derinin ofisine gittiğimde çizimle uğraşıyordu. Açık olan kapıyı çalıp içeriye girdim.Beni görünce elimdekileri bırakıp bana sarıldı.

"Ayyy ben unutmuşum senin geleceğini." Geriye çekilip "Aşk olsun ." Güldüğünde "Geç, otur." Karşısındaki koltuğa geçip oturdum.

"Neler yaptın bakalım."

"Sabahtan şirkete gittim işte, Deniz gelmiş onunla konuştum, sonra da buraya geldim." Aaa gelirken pastaneye uğramıştım. Hemen ayağa kalktığımda Derin "Ne oldu?" Birşey söylemeden ofisten çıkıp arabaya gittim. Poşeti alıp tekrar içeriye girdiğimde "Gelirken birşeyler almıştım. Onu arabada unutmuşum." Derin bir nefes verip elini göğsüne götürdüğünde "Kızım sen beni kalpten görüneceksin." Onu yerine oturttum."Merak etme birşey olmaz." Guldugumde paketi açtım.

Bir sürü ekler almıştım. Derinin favorisi frambuazlı olduğundan ondan çok koydurtmustum. Bana bakıp "Mineee, çok teşekkür ederim." "Ne demek güzelim." Frambuazlı ekleri eline alıp tadına baktığında gözlerini kapatıp tadını çıkardı. Bende Belçika çikolatalı olandan bir ısırık aldım.

İntikam Anlaşması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin