17. Bölüm

4 3 3
                                    

Evet bu bölüm olaylar iyice karışacak. Şimdiden hepinize iyi okumalar;)
.
.
.

Şaşkın bir şekilde "Evet de sen nerden tanıyorsun Ahmet Bey'i?" Kaşları çatık bir şekilde " Ahmetle lisede çok yakın arkadaştık. Babasıyla babam yakın arkadaşlardı. Çetinkaya holdingi biliyorsundur." Bu isim bir yerden tanıdık gelmişti.

"Biz de çok yakın arkadaştık. Sonra bir gün bu bir kıza aşık oldu, bende git söyle dedim. O kız da benden hoşlandığını söylemiş." Kaşım istemsiz çatıldı. Bunu farkedip "Merak etme ben kızı sevmiyordum. Neyse işte sonra bu benle konuşmamaya başladı. Babasıyla babamda ortaklıklarının bitirince bir daha da hiç görmedim." En başta söylediği şeyle içim rahatlamıştı.

Rahatsız bir şekilde "Sen kesin gidecek misin?" Kafamı salladım. "Mecbur, imzaları da attık." Yüzünü buruşturdu. "Sen de gel hem yanımda olursun." Yüzüme baktığında " Çekim neyle ilgili." Tam emin olmaksızın "Sanırım yaz için parçalardan oluşuyor." Gözleri açıldığında "Ne? Kesinlikle bende geliyorum." Kahkaha attığımda "Kıskanç sevgilim benim." Yüzünü bana yaklaştırdı.

Elini belime koyup kendine çektiğinde kucağına oturmak zorunda kaldım. Gözleri kısık bir şekilde " Yakında kocan olacağım." Tek kaşım kalktı. "Nasil bu kadar emin olabiliyorsun?" Eli kalçama inip beni kendisine bastırdı. Gözlerim kapandığında "Sen sadece benimsin, başkasının değil, benim olan benimdir." Ellerimi omuzuna koyup yüzümü yaklaştırdım.

"Ya benimsin ya kara toprağın mı diyorsun?" Kaşlarını çatıp kafasını salladı."Hayır, sen sadece benimsin, ben benim olanı kimseyle paylaşmam." Gözleri dudaklarıma kaydığında ondan önce davranıp dudaklarına yapıştım. Öpüşüm sert ve bir o kadar da narindi. Ağzımı aralayıp dilini içeriye soktu. Dillerimiz birbirine değdiğinde ikimiz de inledik.

Ağzımızdan çıkan sesler ve altıma hissettiğim şişlik kasıklarımı zonklatıyordu. Kendimi ona bastırdım. Elleri elbisemin fermuarına gittiğinde tekte fermuarı açtı. Elbiseyi üzerimden gözleri aşağıya kaydığında kırmızı tangamla bakıştı. Gözleri tekrar gözlerime çıktığında sertçe yutkundu.

Ellerimle gömleğinin düğmelerini yavaş yavaş açtım. Sonrasında ellerim aşağıya indiğinde kemeri gözlerinin içine bakarak çıkardım. Kemeri yanına bıraktıktan sonra pantalonun fermuarini indirdim. Bir anda beni koltuğa yatırdığında pantolonunu çıkarıp bir kenara fırlattı.

Kemeri eline aldığında o emir verici sesiyle "Elini uzat." Ellerimi birleştirip ona doğru uzattım. Kemeri ayarladık tan sonra ellerimi içine soktum. Kemeri sertçe sıktıktan sonra bileklerimi tutup geriye yatırdı.

Birşey söylememe fırsat vermeden dudaklarıma kapandı. Kendini bana bastırırken göğüslerim altında eziliyordu. Dilimi ağzının içine vakumladığında elini yavaşça aşağıya doğru indirdi. Tangamın içine sokup vajinamın orada durdu. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp boynuma indi.
"Tugay." Yüzünü yaklaştırıp bana baktı. "Emret." Yalvarırcasına "Içime sok." diye bildim sadece.

Yüzünde bir sırıtış meydana geldi. Aşağıdaki elini yavaşça vajinamın etrafında gezdirmeye başladı. Ağzımdan bir inleme çıktığında işkence etmeye devam ediyordu. Elini oramda gezdirmeye devam ederken "Tugay içime sok." Kulağıma eğilip erkeksi sesiyle konuştu. "Altımda yalvarman hoşuma gidiyor." Elini içime sokacak gibi olduğunda hemen geriye çekti.

Kaşlarım çatıldığında "Tugay!" Konuşmaya devam ettiğinde "Ben senin neyinim? Söyle." Elini hala içime sokmuyordu. "Sevgilimsin." Kafasını sallayıp " Cık yanlış cevap." Eli sabit kaldığında "tamam kocamsın." Memnun olmuş gibi yüzüme baktığında "Duyamadım." Bağırarak "Kocamsın!" Parmaklarını aniden içime sokmasıyla ikimiz de inledik.

İntikam Anlaşması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin