21. Bölüm

5 3 0
                                    

Eski bölümlere bakıyorum da epey bir yok kat etmişiz. Çokta uzatmayı düşünmüyorum. En fazla 6 bölüm daha yazar ve final yaparım. Özel bölüm gelir her çifte özel. Güzel bir bitiriş yaparız.

Yeni bölüm sizlerle. İyi okumalar. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın;)
.
.
.

Doktorun söylediği tek şey "komada ne zaman uyanır ya da uyanır mı bilemeyiz."

"Na-nasıl bilemezsiniz." Yakasına yapışıp "Onu yaşayacaksın, o ölmeyecek! Anladın mı beni?" Adam korkarak bana bakarken "Beyefendi yakamı bırakın yoksa güvenlik çağırmak zorunda kalacağım." Yakasını bıraktım.

"Bakın sevgiliniz sanırım. Ne yaşadı ise hiç kolay şeyler değil. Şuan ki tespitlerimize göre yüksek miktarda uyuşturucu almış. Ve…"

"Ve, ne?" Tek seferde "Tacize de uğramış." Zaman durmuştu. Aldığım nefes bile soluk boruma batarken ağlayan sareye döndüm. "Sare ne, ne dedi doktor? Sare ben yanlış duydum demi? yanlış duydun de." Ağlarken kafasını salladı.

Gözlerimi sıkıca kapatıp bunların saçma bir kabus olmazsını bekledim. Ama değildi. Gözümden bir damla yaş yere düştüğünde kafamı camdan tarafa çevirdim. Orada öylece yatan papatyama baktım. Cama yaklaşıp "Minem, özür dilerim Mine. Nolur affet beni ben bulamadım seni. Ben, ben özür dilerim. Allah belamı versin. Mine çok özür dilerim nolur affet. nolur, nolur."

Ben bulamadım, yetişemedim, geç kaldım. O, ona nasıl do-dokundular. Ben dokunurken içim gidiyor. Ona nasıl? Sinirle duvarı yumruklamaya başladım. Sare ve Derin durdurmaya çalışsa da durmadım. Benim yüzümden bu kadar şey yaşadı, benim yüzümden.

Ben hâlâ duvara yumruk atarken hemşirelerden biri koluma iğneyi batırdı. Vücudum uyuşmaya başladığında camdan ona baktım. "Minem, mine özür dilerim, özür dilerim, affet beni." Duvara sırtımı yasladım. Hemşireler kaldırmaya çalıştığında "Bırakın, onu daha fazla yanlız bırakmayacağım." Israr etmeden çekildiler.

Ben nasıl bulamam onu? Ya uyanmazsa ne yapacağım ben? Nasıl onsuz yaşayacağım? Uyanınca benimle konuşmak istemezse, beni niye daha önce kurtarmadın derse, ne diyeceğim? Nasıl bakacağım yüzüne? Bütün vücudum sakinleşmişti.

Bir süre sonra Deniz ve Atlas geldi. Atlas Derine sarılırken Deniz Sareye bakıp benim yanıma çöktü. "Tugay, nasıl durumu?" Kafamı salladım. "iyi değil uyuşturucu vermiş. Deniz?" Bana bakarken "Efendim? Başka ne yapmış?" Gözlerim dolarken "Tacize uğramış." Deniz donup kaldı.

"Deniz, benim yüzümden. Ben erken bulamadım. Çok vakit kaybettik. Deniz, Allah belamı versin benim yüzümden herşey, ne yapacağım ben?" Sıkıca bana sarıldı. "Atlatacağız bir şekilde. Buluruz bir yolunu bu günler de geçer." Kafamı salladım. "Geçmeyecek çok büyük iz bırakacak. Ömür boyunca bununla gezecek. Uyanacak mi onu bile bilmiyoruz Deniz. Komada ne zamana uyanır bilemiyoruz?"

"Gel bir dışarıya çıkalım, hava al iyi değilsin. Hadi."

"Olamaz onu yanlız bırakmam bir daha yapmam."

"Derin var Atlas var gel biz dışarıya çıkalım. Onlar durdun başında, hadi gel." Sürükleyerek beni dışarıya çıkarmıştı. Banka oturduk. Gelen geçen insanlar bana bakıyordu. Deniz bir paket sigara çıkarıp bana uzattı.

İçinden bir tane alıp ucunu yaktım. Büyük bir nefes çekip dışarıya bıraktım. "Deniz ben ne yapacağım?" O da sigarasını yakıp içine çekti. "Bekleyeceğiz uyanmasını. Başka birşey yapamayız." Bir kere daha çektim içime. "Ya uyandığında herşeyi hatırlıyor olursa ben nasıl bakarım yüzüne?"

"Senin bir suçun yok." Kafamı sallayıp sigaradan bir nefes daha çektim. "Hepsi benim suçum. Ben onu erken bulsa idim belki, belki…" devamını getiremedim ama o anlamıştı. "Şimdi bunları düşünme. Sonra düşünürüz bunları." Sigarayı bitirip söndürdüm yandaki çöpe attım.

İntikam Anlaşması Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin