9. Bölüm "Ben Başardım"

347 10 0
                                    

Canlarım ben şimdi minik bir uyarı bırakıyorum. Bu bölümde pek hoş şeyler yok. Rahatsız olanlar geçebilirsiniz..

"Ben küçükken çok yıkılmıştım, sürekli kendimi toparlamaya çalışmıştım bazen başaramadım ama yine de vazgeçmedim annem gözümün önünde babam tarafından öldürüldü babam tarafından sürekli kurşunlara dizildim. Şimdi babamla çalışıyordum. Onun gibi insan öldürecektim. Ne kadar istemesem de bunu yapmak zorundaydım. Annem şuan benim halimi görse kızım sana ne olmuş? Kim ne yapmış sana der. Biliyorum anne bana kızgınsın. Ben sana hep mimar olacağım dedim. Kim bilir belki bir gün senin katilin ellerimde ölür."

Ateş gün boyu beni aramıştı fakat açmadım. Şimdi ise Enginle öldüreceğim adamın evine geldik. Gizli kimliklerle, Ben Melisa Mavi olmuştum. Yüzüme onun yüzü gibi bir makyaj yapıp mavi lens takmıştım. Üstümde siyah mini bir elbise vardı.

Evinde düzenlediği partiye katılmıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Evinde düzenlediği partiye katılmıştık. Engin'de benim arkadaşım Murat Resim olarak katılmıştı. Ne saçma isimler bunlar? Evden çıkmadan önce Ateş'in beni görmesi lazım diye düşünmüştüm. Galiba özlüyordum. Hayır, hayır özlemiyorum.
Kapıdan girince bizi hizmetçi karşıladı.
-Hoşgeldiniz Melisa Hanım ve Murat Bey. Kadir Bey sizi bekliyor.
Evet kurbanımız Kadir Gece. Onun hakkında ulaştığım bilgilere göre çocuklara uyuşturucu satıp onları insan öldürmeye götürüyormuş ve bu çocuklar on dört ve on altı yaş arası oluyorlarmış. İçeriye geçtiğimizde Kadir'in yanında ki adamla şok oldum. Hadi ama Ateş'in burada ne işi vardı?
-Hoşgeldiniz Melisa Ve Murat keyfinize bakın.
Konuşan Kadir'di ses tonu bile beni rahatsız etmişti. Bar'a gittiğimde arkamda duran beden ile irkildim.
-Pardon hanımefendi sizi tanıyor gibiyim adınız nedir?
Tabiki de bu Ateşti beni nerden tanıyordu? Deniz'i mi tanıyordu yoksa Melisa'yı mı?
-Melisa. Siz?
Dedim sesimi hiç bozmayarak.
-Bu ses. Diye fısıldadı. Duymadım zannetti.
-Sesiniz çok tanıdık.
-Olabilir ben sizi tanımıyorum.
O sırada Engin Kadir ile üst kata çıkıyordu. Bensiz mi öldürecekti yok öyle şey! Onun peşinden gidecekken Ateş kolumdan tuttu.
-Deniz burada ne işin var?
-Melisa. Dedim ismimi düzeltmeye çalışarak.
-Melisa'nın sesi bu kadar kalın değil daha ince.
Hadi canım! Kızı nasıl bu kadar yakından tanıyor olabilir?
-Kusura bakmayın Ateş bey. Ben Melisa Mavi. Deniz kim?
-Deniz daha ne kadar rol yapacaksın?
O sırada telefonuma mesaj geldi. Bakamazdım Ateş yanımdaydı.
-Baksana.
-Siz neden buradasınız?
-Deniz sensin biliyorum.
Başka çarem yoktu telefonu çıkarıp şifreyi açtığımda Ateş telefonu elimden aldı.
-Bakalım benim sevgilime kimden mesaj gelmiş?

Engin

Deniz üst katta Kadir'in odasındaydım kapıdaki korumaları hallettik. Emanetleri al ve odaya gel. Kimsenin seni takip etmediğine emin ol.

Ateş gördükleri karşısında şok olmuştu.
-Deniz sen Defne'yle değil miydin? Hem Kadir ne alaka?
-Sıra sanada gelecek. Dedim kısık sesle.
-Telefonumu alabilir miyim?
-Açıklama yapmak zorundasın.
-Şuan değil Ateş!
O sırada tahmin ettiğim gibi silah sesleri yükselmeye başladı.
-Ateş git buradan!
-Sen beni tanımıyorsun güzelim. Kaosları severim.
Ateş konuştuğu sırada yukarı çıkmaya çalıştım ama beni kendine çekerek bar tezgahı ile arasına aldı.
-Bana açıklama yapacaksın Deniz.
-Deniz olduğumu kim söylemiş? Melisa'yım ben. Ama benimle yakınlaşmak için bahane arıyorsan benlik sorun yok. Dedim ve ona daha da yaklaştım.
-Deniz. Dedi i harfini uzatarak.
-O sırada arkadan gelen adamı gördüm ve belimdeki kemerden silah çıkararak kafasına sıktım.
Öldürdüm. İlk insanı öldürdüm. Tam alnından vurdum.
-Deniz ne yaptın?
-Gidelim Ateş. Yukarı!
Dediğimde yukarı çıkmaya başladık. Kadir'in odasına geldiğimizde hiçbir koruma yoktu.
-Deniz dikkat et!
-Melisa! Dedim bağırarak.
Odanın kapısına sert bir tekme attığımda Engin Kadir'in kafasına silahı dayamış bekliyordu.
-Hoşgeldin Melisa.
-Hoşbuldum Murat. Hazır mı emanet?
O sırada Ateş arkadan beni izliyordu.
-Sence ne yapalım? İşkence mi yoksa direk sıkalım mı?
-İlk kurbanımı işkence ile öldürmek istiyorum.
Belki buna dayanamazdım. Ama yapacaktım. Öldürecektim, işkence edecektim. Bende babamın kızı olmuştum. Ve babamı kendi ellerimle öldürecektim.
Engin telefonunu çıkardı ve konuşmak için aşağıya indi. Kadir'e bakarken belimde el hissettim. Ateş gelmişti.
-Den- Melisa ne yapıyorsun?
-Size yakıştıramadım Ateş Bey. Sevgiliniz var ama eliniz bir kızın belinde. Sevgiliniz öğrenmesin.
O sırada burnunu boynuma sürtüğünü hissettim.
-Seni kokundan da tanıyabilirmişim.
-Hadi canım! Bir şişe parfüm boşalttım ben.
-Olsun ben anlarım.
O sırada ona dönecekken arkadaki korumayı gördüm. Ateş'e sıkacaktı ama ben daha hızlı davranarak bir kere alnından bir kere de boynundan sıkmıştım.
-Sen beni böyle kurtaracak mısın?
Bana biraz daha yaklaştı. Bende kulağına yaklaştım.
-Şu adamı öldüreyim evde de seni öldürücem.
Dedim. Gamzesi çıkacak şekilde güldü.
O sırada Engin geldi. Elinde harika aletler vardı.
-Otur ve sevgilini izle Ateş! Dediğimde karşıdaki koltuğa oturup beni izlemeye başladı.
O sırada gözüm asite gitti.
-Bunu istiyorum. İlk kurbanıma asit banyosu yaptıralım bakalım.
Asiti elime aldım. Ve Kadir'in omzundan aşağı döktüm. Bağırıyordu ama ağzına tişört sıkıştırmıştık. Ateş sadece beni izliyordu.
-İpi ver. Dedi Engin korumaya. Bana ve Engin'e bir ip verdi.
-Gözlerini çıkarmak istiyorum. İpi gözlerine bağladım yakında patlayacaklardı.
-Şimdi siktim belanı! Dedi ve Engin onu öldürmeyecek şekilde bıçak sapladı.
-Sıkıldım ölsün artık. Dediğimde Engin korumaya kaş göz yapmış. Korumada elime testere vermişti. Aslında sıkılmamıştım. Bir sn önce buradan gitmek istiyordum. Bir sn önce üstümdeki kanlardan kurtulmak istiyordum.
-Bu görev sana ait Deniz.
Gülümsedim fakat baş dönmesiyle dengemi kaybettim.
Ateş hemen kalkarak bana destek oldu.
-Deniz! Yapabileceğine emin misin?
-Şu adama yapayım sıra sana gelecek Ateş!
Ateş tekrar koltuğa oturduğunda testereyle adamın sol kolunu kesmiştim. Engin ve Ateş bana garip ve gururlu bir şekilde bakıyorlardı.
Kadir'in kulağına eğilip herkesin duyabileceği şekilde konuştum.
-Melisa değil Deniz. Denizimde boğulacaksın Kadir!
O sırada gözleri patladı bütün kanlar üstüme gelmişti.
-Hassiktir bu iş fazla uzadı!
Önce kafasını sonrada bacaklarını kestim. Artık yaşamıyordu.
-Başardın. Dedi Engin.
-Başardım.
-Ateş'in evine mi gideceksin?
Evet anlamında başımı salladığımda Engin odadan çıktı.
-Deniz sen ne yaptın öyle?
-İlk kurbanımdı.
-Daha ilk bakalım yüzüncülerde ne yapacaksın.
-Boşver yüzüncüleri eve gidelim.
İşim umurumda değildi tek istediğim yıkanmaktı.
Eve geldiğimde direk üst kata çıktım ve banyoya girdim. Elbiseyi çıkaracaktım ki fermuara yetişemiyordum. Şaşırdımadım. Her elbise böyle olmak zorunda mı?
-Ateş! Diye bağırdığımda Ateş geldi.
-Noldu Deniz?
-Şu elbiseyi aç!
Sırıttı ve yanıma geldi elleri kanlı fermuara gitti ve yavaş yavaş açtı.
-Kan kurumuş biraz zor çıkar. Dedi Ateş.
-Konuşacağına elbiseyi aç!
Elbisenin fermuarını açtı yavaş yavaş aşağı çekerken Ateş'e döndüm.
-Deniz sen bana ne dediğini hatırlıyor musun?
Hatırlıyordum. Hayır Deniz kendine hakim ol. Hayır hayır. Yaklaşma Deniz! Kendime engel olamıyordum. Yapamadım.
-Hatırlıyorum Ateş.
Ateş'in gömleğinin düğmelerini açmaya başladım.
Hadi ama ne yapıyordum ben? Neden böyle birşey yapıyordum? Kendime engel bile olamıyordum!
-Deniz tehlikeli sularda yüzüyorsun.
-Hadi ama ben Deniz'im tehlikeli sular bana ait. Dediğimde gömleğini tamamen çıkardım.
Üstüme yürümeye başladı ve yavaş yavaş duşa kabine girdik.
Ateş üstümdeki elbiseyi tamamen atmıştı.
-Beni sen mi yıkacaksın?
-Kurumuş kan lekeleri kolay çıkmaz.
Saçımı açtığında ona biraz daha yaklaştım. O da bana yaklaştı.
-Sen en son beni öldürüyordun?
-Ateş şu şekilde konuşmaya devam edersen olacaklardan ben sorumlu değilim.
-Nasıl öldüreceksin beni?
-Böyle. Dedim ve dayanamayarak dudağına yapıştım. Sular gelmeye başlamıştı. Ne kadar mutlu olduğunu verdiği karşılığından anladım. Beni biraz daha sürükleyerek duşa kabinin duvarına yasladı. Öpücükleri yavaş yavaş çeneme ondan sonra boynuma indi.
-Vücudunda kan olan birini nasıl öpebiliyorsun?
Yüzünü kaldırdı saçları su yüzünden yüzüne düşmüştü çok seksiydi.
-O kişi çok sevdiğim biriyse her türlü öperim. Dedi ve yine dudaklarımı öpmeye başladı. Bacaklarımı beline dolayarak kucağına çıktım.
-Deniz ne yapıyorsun? Evet bunları kendime engel olamayarak yapıyordum. Yapmamam lazımdı. Ama olmadı.
-Boynumda ve omzumda fazla kan var. Dedim gülümseyerek.
Ateşte gamzesini gösterecek şekilde gülmüştü.
-Hep bunu yapmak istedim. Dedim ve gamzesini öptüm.
-Hep yaparsın artık.
Dediğinde güldüm.
-Boynunda ve omzunda öyle mi? Dedi ve boynumu öpmeye başladı. Sonra öpücükleri omzuma gitti. Titremiştim üşüyordum. Ateş beni yıkadı, üstümdeki tüm kan lekelerini çıkardı.
-Üşüdün mü?
-Kucağındayken o çok mümkün değil canım.
-Dalga geçmiyorum Deniz.
Beni bir güzel yıkandıktan sonra çıktık duştan.
-Sen giyin.
-Sen nereye?
-Yıkanacağım.
Giyinme odasına girdim ve rahat bir gecelik aldım.

Düşman mıyız yoksa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin