10. Bölüm "Yanan Deniz"

341 5 0
                                    

" Evet Ben Deniz. Ailemle hep mimarlık hakkında konuştum. Öğretmenlerime, arkadaşlarıma hep mimar olacağım dedim. Annem hep gurur duyardı benimle. Güzel kızım, sen harika bir mimar olacaksın. Derdi hep. Annemi özlüyordum, çok özlüyordum. Şimdi 23 yaşındaydım. Ve dün gece ikinci insanı öldürmüştüm. Aslında ilkti ama babam zoruyla birini daha öldürmüştüm. Ben başlıyordum. Hem yanmaya hemde vahsileşmeye başlıyordum. "

Gece kabuslar görmüştüm. Sürekli sıçradım. Her zaman benimle beraber Ateş de uyandı. Yine kabus görüyordum ama bu çok kötüydü. Annem arkamdan silah dayamış. Sen benim kızım değilsin, benim kızım insan öldürmez. Masumdur o diyordu. Tetiği çektiği zaman sıçradım.
-Deniz!
-Ateş.. konuşamıyordum.
-Bu kaçıncı kabusun? Kalk hastaneye gideceğiz.
-Ateş gitmeyelim.
-Deniz kafayı yiyeceğim gece kaç defa sıçradın haberin var mı?
Sinirliydi. Bana birşey olmasını istemiyordu.
-Ateş iyiyim ben.
-Hayır Deniz. Kusura bakma bu sefer seni dinlemeyeceğim.
Kalktı ve üstüne bir tişört geçirdi geldi ve bana da birşeyler giydirdi.
Beni kucağına aldı ve aşağı indik. Burak koltukta uyuyordu.
-Burak!
O da sıçradı.
-Ateş? Noluyo olum gece gece?
-Söyle arabayı hazırlasınlar.
Dışarı çıktık. Araba hazırdı oturduk.
-Deniz nasılsın?
-Başım dönüyor.
-Tamam gideceğiz.
Hastaneye gelmiştik. Normal hastaneye değil Ateş'in baş doktorlarının olduğu hastaneye gelmiştik. Sedye geldi ve Ateş beni sedyeye yatırdı. Yavaş yavaş hastaneden içeri girdik. Beni bir odaya aldıklarında Ateş başımdan ayrılmıyordu. Serum takmışlardı. Doktor içeri girdi.
-Ateş Bey uyutmamız lazım. Birkaç test yapacağız.
-Tamam.
O sırada koluma bir iğne girdi 2 dakika sonra gözlerim kapandı.

Hadi gelin Ateş'in gözünden bakalım.

Dün Kadir'in yanına gittim. Konuştuktan sonra içeri bir kız ve erkek geldi. Hizmetçi onları karşıladıktan sonra bu tarafa doğru yürümeye başladılar. Kızı tanıyordum ve kızda beni tanıyormuş ve burda olmamdan şaşırmış gibi duruyordu. Yanımıza geldikten sonra Kadir konuşmaya başladı.
-Hoşgeldiniz Melisa Ve Murat keyfinize bakın.
Melisa Ve Murat kimdi bunlar?
Melisa denilen kız barın oraya doğru gidiyordu arkasından gittim.
Beni arkasında hissetmiş olmalıydı. İrkildi.
-Pardon hanımefendi sizi tanıyor gibiyim adınız nedir?
-Melisa. Siz?
Tabiki Melisa değildi. Ses tonu Deniz'e çok benziyordu.
Bu ses diye fısıldadım.
-Sesiniz çok tanıdık.
-Olabilir ben sizi tanımıyorum. Dedi.
Deniz olduğuna emin olmuştum. Biraz konuştuktan sonra Deniz olduğuna emindim. Telefonuna mesaj geldi.
-Baksana. Dedim. Telefonu açıp şifreyi açınca telefonu elinden aldım. Mesaj Engindendi.

Engin

Deniz üst katta Kadir'in odasındaydım kapıdaki korumaları hallettik. Emanetleri al ve odaya gel. Kimsenin seni takip etmediğine emin ol.

-Sen Defnenin yanında değil miydin? Hem Kadir ne alaka? Onunla konuştuktan sonra silah sesleri yükselmeye başladı.
-Ateş git buradan.
-Beni tanımıyorsun güzelim. Kaosları severim. Dedikten sonra belinden bir silah çıkardı ve arkamdaki korumaya sıktı.
Deniz beni korumuş benim için iki korumaya sıkmıştı. Sonrada Kadir'i öldürmüştü bu onu kötü etkilemişti. Eve gittiğimizde onu yıkamıştım. Sonra Deniz'le yakınlaşmıştık. Fakat Burak herşeyi bölmüştü. Sonra uyumuştuk. Fakat Deniz sürekli sıçrıyordu. Kâbus görüyor olmalıydı. Bir kere daha sıçradı bu çok şiddetliydi.
-Deniz!
-Ateş.. konuşamıyordu.
-Bu kaçıncı kabusun? Kalk hastaneye gideceğiz.
-Ateş gitmeyelim.
-Deniz kafayı yiyeceğim gece kaç defa sıçradın haberin var mı?
Sinirlenmiştim. Ona birşey olmasından korkuyordum.
-Ateş iyiyim ben. Demişti ama ben inanmadım.
-Kusura bakma Deniz. Hastaneye gideceğiz.
Kalktım ve üstüme bir tişört geçirdim. Deniz'e de bir tişört ve şort giydirdim. Sonra kucağıma aldım aşağı indik.
-Burak!
Diye bağırdığımda o da sıçradı.
-Ateş? Noluyo olum gece gece?
-Söyle arabayı hazırlasınlar.
Deniz'i dışarı çıkardım. Araba hazırdı. Onu normal hastaneye götürmeyecektim. Benim özel doktorlarıma götürecektim.
-Deniz nasılsın?
-Başım dönüyor. Demişti.
-Tamam gideceğiz.
Hastaneye geldiğimizde hemen sedye geldi ve Deniz'i sedyeye yatırdım. Onu bir odaya aldılar. Ve serum taktılar. Doktor yanıma geldi.
-Ateş bey uyutmamız lazım. Birkaç test yapacağız.
-Tamam. Dediğimde Deniz'e iğne yaptılar 2 dakika sonra gözlerini kapattı. Neredeyse 3 saat geçmişti. Testler yapılmıştı ve Deniz hala uyuyordu. Dışarıya çıkacaktım ki Deniz'in sesini duydum.
-Ateş..
-Güzelim.
Kalkmaya çalıştı ama izin vermedim.
-Neredeyim ben?
-Hastanedesin Deniz.
-Annem! Annem öldürüyordu beni!
Rüyasından bahsediyordu.
-Annem silah dayadı sırtıma. Benim böyle bir kızım yok dedi. Benim kızım masum dedi.
Deniz ağlamaya başladı. Yanına oturup onu sıkıca sarmaladım.
-Tamam güzelim geçti.
-Çok korktum Ateş.
-Ben buradayım. Dedim ve saçları arasına öpücük kondurdum. Doktor içeri girdi.
-Nasılsınız Deniz Hanım?
-Başım dönüyor. Dedi Deniz.
-Normal. Test sonuçlarınız çıktı.
-Ne çıktı? Dedim.
-Kanınızda ki maddeyi temizledik. Son 1 hafta içinde ayakta durmamanız lazım. Bu sizi fazla etkiler. Birkaç ilaç yazdım onları alırsanız iyi olursunuz.
-Sağolun Doktor Bey. Dedi Deniz. Doktor çıktıktan sonra bana baktı.
-Eve gidelim artık.
-Bugün burada kalacaksın.
-Sen kalmayacak mısın?
-Bende kalacağım.
-Ateş nolur eve gidelim.
-Tamam doktorla konuşacağım. Dedim ve çıktım doktora sorduğumda çıkabilir dedi. Tekrar odaya girdim.
-Ateş?
-Çıkalım Deniz. Dediğimde güldü ve kolundaki serumu çıkarttı ayağa kalkacaktı ki kucağıma aldım.
-Ateş yürüye-
-Hayır Deniz.
Hastaneden çıktık arabaya bindik ve eve gittik. Eve geldiğimizde evin kapısını kitledim. Deniz'i rahatsız etmelerini istemiyordum. Deniz'i odaya çıkardım ve yatağa bıraktım.
-Nereye gidiyorsun?
-Yemek yapacağım.
-Ateş bende geleyim mi?
-Deniz..
-Ateş nolur, otururum sadece.
-Tamam. Deniz'i kucağıma aldım ve mutfağa inip tezgaha bıraktım.
-Neden koltuğa bırakmadın?
-Gözümün önünde ol.
Buzluktan et ve salata malzemesi çıkardım. Deniz beni izliyordu.
-Neye bakıyorsun bu kadar dikkatli?
-Ateş Saykulla benim için yemek hazırlıyor ona bakıyorum. Dediğinde güldüm. Kafasını bana yaklaştırdı ve gamzemi öptü.
Eti baharatlayıp fırına attım. Ve Deniz'e yaklaştım.
-Oldu mu?
-Hıhı.
-Ateş..
-Hmm?
Konuşmuyordum dudaklarına bakıyordum.
-Et yanıyor.
-Hay sikeyim! Eti çıkarmak için gittim. Et çok olmasa da yanmıştı.
-Yanmış mı?
-Çok değil.
Salatayı hazırlamak için sebzeleri yıkadım.
-Neden evinde bu kadar salata malzemesi var?
Deniz çok meraklıydı. Elinde olan herşeyi soruyordu.
-Ben yoğun bir insanım. Yemek yapamadığım zaman salata yapıyorum.
-Yoğunluğun adam öldürmek mi? Gülmüştü. Benimle dalga geçmek hoşuna gidiyordu.
-Evet. Hatırlatırım sende öldürmüştün.
-Evet bende öldürdüm ama hedefim sensin.
-Deniz ne zaman vazgeçeceksin?
-Elimde öleceksin Ateş.
Yüzüme garip bir şekilde baktı. Gülmemek için kendini tutuyordu. Ama işe yaramadı kahkaha patlattı.
-Ben sana kıyabilir miyim hiç? Dediği sırada yanaklarımı sıkıyordu.
-Salata hazır.
Sofrayı hazırladım. Deniz kalkmış ve masaya oturmuştu.
-Neden kalktın?
-Uzun zamandır yürümüyorum. Hem seninde belin ağrır. Sofraya oturduk ve yemek yedik. Sofrayı toplamaya başladığımda Deniz de konuşmaya başladı.
-Ateş..
-Söyle Deniz.
-Engin'e ne oldu?
-Beni öldürmek için plan yaptığını söyledin. Bende söyledim Burak'a getirdi. Şuan Bodrum'da dayak yiyor.
-Ne zaman söyledim ben bunu? Denizde şaşırmıştı.
-Sarhoşken söyledin.
-Hadi canım! Başka neler dedim?
-Niye söyleyeyim?
-Ateş! Söylesen ölür müsün? Tam konuşacağım sırada kapı çaldı. Kapıya gidip açtım. Burak vardı. Şaşırmadım.
-Naber Ateş? Yenge nasıl?
-Gir içeri Burak. Dediğimde içeri girdi.
-Deniz! Burak koşarak Deniz'in yanına gitti ve sarıldı. Deniz de sarılmasına karşılık verdi.
-Tamam yeter bu kadar. Ayrıl Burak ağrısı olabilir. Burak Denizden ayrıldı ve koltuğa oturdu.
-Neler oldu ya? Deniz sen niye böylesin?
Deniz konuşacaktı ki lafını böldüm.
-Neden geldin Burak?
-Engin..
-Nolmuş Engin'e? Deniz ayağa kalktı fakat başı döndü. Yanına gidip onun oturmasını sağladım. Gözünün karardığını anlamıştım.
Oturduktan sonra konuşmaya başladı.
-Burak ne olmuş Engin'e?
-Birkaç birşey söyledi.
-Ne gibi şeyler?
Deniz kendini sıkıyordu. Ona birşey olabilirdi gittim ve yanına oturdum. Rahatlaması için saçlarıyla oynamaya başladım. Tahmin ettiğim gibi daha sakindi.
-Senin hakkında..
Deniz iyi değildi. Yıkılmıştı babası annesini öldürmüştü şimdide Deniz hakkında ne söyleyebilirdi?
-Burak bunları sonra konuşalım. Dedim.
-Hayır Burak konuş! Diye bağırdı Deniz.
Sinirlenmişti fakat ağlamamak için kendini sıkıyordu.
-Deniz, güzelim dayanabilecek misin? Hastasın sen.
-Benim hakkımda Ateş! Dayanırım anlat Burak.
Burak bana baktı ve anlat anlamında kafamı salladım.
-Biz bunu bodrum katına indirdik. Sonra korumalar dövmeye başladı. Baya dövdüler yüzü morardı. Dudakları patladı..
Deniz ağzı açık şekilde Burak'ı dinliyordu. Bunlar onun için iyi olmayacaktı. Kafasını göğsüme yasladım. Rahatlaması lazımdı.
-Sonra bıraktık bunu kapıdan çıkarken birşeyler sayıklamaya başladı. Beni öldürseniz bile Deniz Ateş'i öldürebilecek dedi.
-Ne dedi? Ne dedi?
Deniz şok olmuştu.
-Deniz sana birşey diyeceğim.
-Söyle Burak!
Aralarındaki konuşmayı bölmedim.
-Baban yani Engin sana bir ilaç vermiş.
-E-evet.
Deniz iyi değildi. Vücudu ve sesi titriyordu.
-İşte o aslında ilaç değil.
-Neymiş Burak?
Dikkatli bir şekilde Burak'ı izliyordum.
-Bir tür zehir. İçinde uyuşturucu da varmış.
-Ne zehiri? Dedim.
Sinirden gözüm dönmüştü bu adam daha Deniz'e ne yapabilirdi?
-Bu zehirin içinde uyuşturucu ve birşey varmış zamanla Deniz'i zehirleyecek ve Engin de Deniz'i senin hakkında doldurup öldürtecekmiş. Yani bu zehir Deniz'in sinir sistemini mahvedecek. Ve Deniz'in sinirden gözü dönecek. İnsan öldürecekmiş. Engin'in ilk hedefi senmişsin Ateş. Deniz ilk seni öldürücekmiş.
Deniz ve ben şok olmuştuk.
-Ne? Bana onu baş ağrım için vermişti..
-Deniz iyi değilsin.
-Ateş ben seni öldürecekmişim! İnanamıyorum. Ya ben sarhoş olup onları söylemeseydim? Ya zamanla ilacın etkisinde kalıp seni öldürseydim Ateş!
-Deniz sakin olur musun?
-Olamam Ateş olamam. Burak Engin nerde?
-Bodrumda.
-Hangi Bodrum'da?
-Ya-
-Burak!
Burak'ın lafını bölmüştüm. Çünkü Deniz'i biraz tanıyorsam gidip Engin'in kafasına sıkacaktı.
-Burak bana Engin'in yerini söyle. Yapacaktı Deniz gerçekten Engin'i öldürecekti.
-Güzelim sakin ol. Sabah bakarız çaresine.
-Ateş sakin olmamı mı bekliyorsun? Hayır olmayacağım. Bu gece Engin benim elimde ölücek.
-Deniz sabah öldürürsün. Şimdi lütfen sakin ol.
Deniz derin bir nefes aldı.
-Sabaha kadar kimse dövmeyecek. Sabah kendim ilgilenicem. Beni o eğitti. Bana öğrettiği tekniklerle onu öldürücem.
-Ben gitsem mi? Dedi Burak benim duyabileceğim şekilde. Bencede gitmeliydi.
-Ben kalkayım artık.
-İyi geceler Burak.
-İyi geceler Deniz.
Burak gitti ve Deniz'le başbaşa kaldık. Bence artık onunla konuşmalıydım.
-Deniz.
-Efendim?
-Beni öldürme şakaların yani gerçek miydi?
-Hayır. Dalga geçiyordum ama Burak gelmeseyd-
-Tamam Deniz unutalım bunları hem sen iyi misin?
-Hemde çok. Göz kırptı ne demeye çalıştığını anlamıştım.
-Hastasın.
-Değilim.
-Deniz.
-Ateş. Dedi e harfini uzatarak.
-Yapma böyle şeyler.
-Ne gibi şeyler?
Bana biraz daha yaklaştı.
-Kaşın-
-Kaşısana.
-Sen kaşındın.
Deniz'i kucağıma aldım fakat telefonu çaldı!
-Hassiktir ya şimdi mi?
Deniz telefonu açtı.
-Alo?
-Ne?
-Tamam, tamam geliyorum.
-Nolmuş Deniz?
-Defne..
Konuşamıyordu.
-Deniz?
-Defne evi terk etmiş. Bana bir not bırakmış gelip almamı istiyorlar.
-Gidelim mi?
Evet anlamında başını salladı. Giyindikten sonra evden çıktık.

Selammlaaarrrr çok sevgili okurlarım.
Bölümü nasıl buldunuzzz??
Evet bencede Engin'in sonu Deniz'in elinden olmalıydı.
Sizce Defne nereye gitti? Geri gelecek mi?
Birşey fark ettim. Defne için yaptığım özel bölümde size baya spoiler vermişim. Bende bunu yeni öğreniyorum. Benden bir sürü spoiler yediniz canlarımmm.
Size keyifli okumalarrr.
Öptüm baayyyy.

Düşman mıyız yoksa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin