22. Bölüm

98 3 0
                                    

Bu bölümde yaşananlar gerçekten arka sokaklar gibi..

***

Ateş.

Deniz'i kucağıma alıp çıktım evden. Korumalar herkesi halletmişti. Fakat Deniz iyi değildi. Kalbindeki cihaza zarar gelmiş olabilirdi. Arabaya bindirip özel hastaneme götürdüm. Türkiye'de de özel hastanem vardı. Deniz'i oraya getirdim ve sedyeye yatırdım. Doktorlarım en iyisini yapacaktı. Zorundaydılar. "Çok kan kaybetmeden getirmişsiniz Ateş Bey." Deniz'i ameliyathane yerine bir odaya aldılar. Önce kan gelen yerleri hallettiler. Deniz artık kan kaybetmiyordu. İyi ki Defneyi dinlememişim.

Bir kaç saat sonra Deniz'in işi tamamen bitti ve serum takıp uyuttular. Feyza hanım yanıma geldi. "Ateş Bey. Çok kan kaybetmeden getirmişsiniz. Yoksa hiç iyi olmazdı. Geçmiş olsun." Arkasını dönüp gidecekken konuştum. "Feyza hanım," bana döndü. "Deniz'in kalbinde bir cihaz vardı. Ona zarar gelmiş mi?"
"Cihaz görmedik Ateş Bey." Dediğinde dünyam başıma yıkıldı. Tamam anlamında kafamı salladım ve odaya girdim. Deniz nefes alıyordu. Cihaz olduğu yere dokunduğumda derin bir iç çektim. Cihaza birşey olmamıştı. Rahatlamıştım. Telefonum çaldı. Defne arıyordu. "Alo?" Diyip telefonu açtım. "Alo, Ateş ne olmuş? Deniz iyi mi?" Defne Deniz mesaj atınca hemen beni aramıştı. Hiç beklememiş direk beni aramıştı. "İyi, sorun yok."
"Cihaz, cihaza ne olmuş?"
"Hiçbirşey."
"Tamam hastanenin konumunu at gelelim."
"Tamam."
Telefonu kapattım ve konumu attım. Ben olmasaydım Deniz ölür müydü? Bunun düşüncesi bile berbat. Burak'ı aradım. "Burak nerelerdesin ya?"
"Hiç abi evdeyim öyle, ne oldu?"
"Deniz hastanede gelsene."
"Yine mi?" Diye tepki verdi Burak. Deniz'e karşı bir tavrı vardı. Böyle yaptığı hakkında gram fikrim yoktu. "Burak." Dedim uyarıcı bir sesle. "Yeter artık." Ekledim. "Deniz hiçbirşey yapmadı."
"Tamam abi konum at geliyorum." Aramayı kapattı bende konum attım.

Uzun bir vakit geçtikten sonra odanın kapısı açıldı. İçeri Defne, Buğra, Arif ve Tarık girdi. Defne direk Deniz'in yanına koştu. "Sana ne oldu güzelim? Yapma artık böyle şeyler. Deniz uyan."

Buğranın yanıma gelmesi ve boğazıma yapışması bir olmuştu. "Hepsi senin yüzünden." Devam etti. Ben hiçbirşey yapmayıp sadece dinledim. "Sen hayatına girdiğinden beri Deniz zarar görüyor." Arif ve Tarık Buğrayı ayırmaya çalışıyordu benden. Ama Buğra ayrılmıyordu. "Seni bir daha Deniz'in yanında görmeyeceğim." Defne ayağa kalktı ve buğranın omzuna dokundu. "Buğra, Ateş olmasaydı Deniz ölebilirdi." Buğra derin bir iç çekti. "Ateş olduğu zamanda ölüyor Defne. Ben kardeşimi kaybetmek istemiyorum artık."

O sırada duyduğumuz şey herkesin susmasına sebep oldu. "Susun artık başım ağrıdı." Diye konuştu Deniz. Hepimiz bir an olsun Denize baktık. Buğra ellerini boğazımdan çekti ve Denizin yanına gitti. Herkes Deniz'in başında toplandı. "İyiyim ben." Diye bağırıyordu Deniz. "Ateş," diye konuşmaya başladı. "Cihaza birşey olmuş mu?" Hayır anlamında kafamı salladım. "Olmamış." Deniz, derin bir iç çekti. "Tamam Ateş, çık artık." Diye emir verdi Buğra. "Buğra ne yapıyorsun?" Diye cevap verdi Defne. "Kardeşimi koruyorum." Dediğinde çıktım odadan. Deniz bana sinirli bakıyordu.

Düşman mıyız yoksa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin