"Bu zaten milyonlarca kez olmadı mı sevgilim? Acı ve ölümlerle dolu bir dünyaya, milyonlarca ölümlü gibi sen de sırtını dönüp uyumadın mı?"Anne Rice /
the queen of the damned•••
"Bu dönem aramıza yeni bir öğretmenimiz daha katılıyor çocuklar,
ben yıl sonu gösterisi için grubumuzla ilgilendiğim zaman Sion hocanız size ders anlatacak anlaşıldı mı?"Bayan Kang, Sion'a gelmesi için işaret verip masasına geçti.
"Öncelikle herkese merhaba, Bayan Kang'ın da dediği gibi bu dönem ben de sizinle olacağım. Adım Oh Sion, ben de hala sizler gibi öğrenci sayılırım aynı zamanda. Umarım iyi geçiniriz."
Sınıf Sion'dan etkilendiğini belli etmek istercesine ufak bir alkış tufanı kopardı. Fazlasıyla gereksiz bir hareketti açıkçası.
Sadece kendini tanıtıp iyi geçinelim demişti Sion, bunda alkışlanacak ne vardı tanrı aşkına?Fakat bu bir benim bir de Park Wonbin'in umrunda değildi.
Hala alışamamıştım kısa saçlarına, gizli bakışlar atarak onu izliyordum ve bunu sadece Sion fark etmişti.
Gözlerimin içine bakarak buruk bir şekilde gülümsedi.
"O öyle değil mi?" diyordu sessiz bir şekilde.
Kafamı salladım.
O'ydu elbette, başkası nasıl olabilirdi?
Onun var olduğu bir yerde bir başkasına sıra dahi gelmezdi ki...
İlk dersi Bayan Kang anlattı.
Park Wonbin uyudu.
Zil çaldığında arkadaşı Hong Seunghan gelip onu uyandırdı. Koluna girerek dışarı çıkardı.Birkaç dakika sonra Jung Sungchan geldi. Kapıdan bakıp geri gitti.
Aklım hala almıyordu. Bu çocuk için kavga etmiştik, bu çocuk yüzünden disiplin cezası alıyorduk, bu çocuk yüzünden ayrılmıştık.
Ve hala onu hayatında tutmaya devam ediyordu.
Park Wonbin, Jung Sungchan'ın hayatındaki tüm iyileri yok ettiğini ne zaman fark edecekti?Onu bu kadar vazgeçilmez yapan neydi?
Bana tercih etmesine sebep olan neydi?
Benden daha mı yakışıklıydı?
Evet.
Fakat Wonbin'in bu yüzden onu sevmediğine emindim.
O çocukta başka bir şey vardı.Park Wonbin'i kendine mecbur
kılan bir şey..."Hadi çay içmeye çıkalım."
Sion, sınıftaki öğrencileri umursamadan yanıma oturup kolunu omzuma atmıştı.
Utanarak geri çektim kolunu.
Öğrenciler bakıyordu.
Ve ben adımın çıkmasını istemiyordum.Hayır.
Ben Park Wonbin'in beni başka bir erkekle bu kadar yakın görmesini istemiyordum...
"Sion, diğerleri yanlış anlayabilir..."
Tek kaşını kaldırarak sordu.
"Diğerleri mi yoksa Park Wonbin mi?"
Park Wonbin.
"Herkes..."
"Neyi yanlış anlayacaklar Eunseok?
Ben kendimi açıkça ifade ettiğimi düşünüyordum, senden hoşlandım ve seni bekleyeceğimi söyledim.
Ve sende bana beklememe gerek kalmadığını söyledin. Seni anlamaya çalışıyorum, üzerine gitmemek için hep iki kere düşünüyorum ancak sen basit bir şeyi yaparken bile benden kaçtığın için ben kendimi seni zorluyormuş gibi hissediyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
fourth of july ✷ eunbin ✓
FanfictionFakat 4 temmuz sabahı, tam da yarışmanın yapılacağı gün evine gittiğimizde Park Wonbin, bir daha dönmemek üzere beni, bizi, ayva ağaçlarını, her şeyden çok sevdiği gitarı Alice 'i , yazları köşedeki dondurmacı da çalışarak biriktirdiği parasının her...