*Hediye Bölüm- Defter*

9.2K 653 87
                                    

İthaf çoook sevgili arkadaşım Sevda'ya. Bölüm de önce ona sonra tüm okuyuculara hediye olsun ^^


Evde büyük bir telaş var bugün. Düğün var tabi, normal. Kim mi evleniyor? Yoksa duymadınız mı siz? Hamza evleniyor, Hamza Abi'm.

Ben kim miyim? Ben Hafsa. Kimi zaman ağlayarak, kimi zaman gülerek okuduğunuz o aşk hikayesinin mutlu, tatlı, sevgi pıtırcığı meyvesi olan Hafsa ^^

İçimdeki süslü püslü elbisemi saklamak için cilbabı rastgele üstüme atmış oturuyorum salonun ortasında. Ne zaman çıkacağız evden belli değil... Hamza'nın anneannesi, babaannesi ve dedeleri pır dönüyor etrafta. Gülsüm Teyze'mi zaten görebilene aşk olsun.

Annem de Gülsüm Teyze'den farklı değil. Abimi kendi evlatlarından ayırmadığından o da herşey mükemmel olsun istiyor. Demin peçesiyle kavga ede ede önümden geçti mesela.

"Bu peçe de yapıştı iyice. Sildi bütün makyajımı! Bir gitseydik hayırlısıyla şu salona!" diye diye odaya girdi.

Bizi pek tanımayanlar şaşkınlıkla bana bakıyorlar. "Bu deli burada böyle oturmuş ne yapıyor?" diye... Annem farkında değil ama bugün valizde günlüğünü buldum. Yıllardır bize anlatmadıkları herşeyi okudum. Kimi zaman ağladım, kimi zaman güldüm... Babamla aşklarını artık dhaa iyi anlayabiliyorum. Birbirleriyle tanışmaları, karşılaşmaları, birbirlerine olan aşklarını çok iyi açıklıyor. Bu defteri bulmuşken bugünü yazmadan bırakmak istemedim. Neden bilmiyorum.. Bu defterde birkaç satır da olsa, ben de olayım istedim.

Birazdan kalkıp Ayşe'nin yanına gideceğim. Çünkü nedimesi benim. Onun tarafından kimse gelmiyor neredeyse düğüne. Zaten gelseler bile nedimesi ben olurdum ama neyse...

Bugün bu defterde okuduklarımdan sonra daha bir değişik bakmaya başladım 18 yıldır gördüğüm şu insanların hepsine. Anneme, babama, Gülsüm Teyzeme, Burak Amcama...

Salon kalabalıklaşmaya başladı. Olacak gibi değil. En iyisi Ayşe'nin yanına gitme vakti gelene kadar yukarıdaki odalardan birine kapatayım kendimi... Defterimi kalemimi aldım, merdivenleri tırmanıyorum.

Odalar arasında seçim yapmam gerekecekse elbette Burak Amcamın çalışma odasını seçerim! Kitaplarla dolu, loş bir ortamdan daha güzel tek şey daha fazla kitaplarla dolu, daha loş bir ortamdır!

Defteri kolumun altına sıkıştırıp kapıyı açtığım gibi karşımda Burak Amcamla karşılaşmış olmam pek şaşırtıcı değil. O da benim gibi kalabalığa gelemez. Odaya girip kapıyı kapatırken bana takılmadan edemiyor,

"Ben de benim kızım nasıl bu kadar dayanabildi diye meraklanıyordum?"

Defterle kalemi masaya bırakıp üstümdeki cilbabı fırlatıp çektim. İnşaAllah kafamdaki örtü bozulmamıştır! Burak Amcanın dönen, deri koltuğuna yerleirken şikayet etmeyi de unutmuyorum,

"Bu ne ya?! Herkes öcü gibi bakıyor. Vallahi bunaldım. Bir defter yazdırmadılar... Olacak iş değil!"

Burak Amca gülümseyerek bir bana bir de deftere baktı. Ardından kaşlarını kaldırıp, "Okumayı sevdiğini biliyordum ama yazmayı bu kadar sevdiğini bilmiyordum Hafsa! Nedir böyle bir zamanda bile inatla yazmaya çalıştığın o şey?" dedi.

Hmm, söyleyip söylememe arasında gidip geliyorum ama sanırım söyleyeceğim. Ben Burak Amca'dan kolay kolay bir şey saklayamıyorum ne de olsa...

"Annemin defteri bu.. Bugün valizde buldum. Babamla ilk tanıştıklarından beri yazmış... Meğersem neler neler gizliyormuşsunuz bizden Burak Amca... Şu düğün telaşesi bitsin, soracağım hepinize bunların hesabını..."

Tevafuklar..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin