Ani Evlilik

13.1K 1.1K 42
                                    

O gün ilk cümlem, "Of, bugün okul var!" oldu. Yataktan çıkarken günün geri kalanına dair gram umudum kalmamıştı. Aşağıdan Lisa bana sesleniyordu.

"Zehra, canım. Geç kalacaksınız!"

Evet, aşağıdan sesleniyordu çünkü Ben birkaç kez bir şeyler söylemek için odama dalınca, ev halkını uyarmak zorunda kaldım. O zamandan beri odama girilmiyordu.

Üstümü değiştirdim. Başıma siyah şalımı doladım, abdestimi alıp aşağı indim. Kahvaltı çoktan hazırdı. Ben kaç saat uyumuştum ki böyle? Saate baktığımda gördüğüm beni şok etmeye yetti! Saat 8'i 20 geçiyordu. Uzun zaman sonra sabah namazından sonra uyumuştum. Demek ki uyumamam gerekiyordu. Bir daha uyumayacaktım. 

Ben salona indikten sonra bahçeden koşa koşa geldi Mus'ab'la Leo. 

"Günaydın tembel. Sen uyurken biz sabah sporumuzu yaptık bile," derken bana sertçe omuz atıp yanımdan geçiverdi. Canımın yandığına mı bağırayım, Leo'nun yaptığına mı bilemedim. O yüzden omzumu ovarak masaya oturdum.

Lisa arkasından bağırdıysa da Leo umursamadı. Biraz sonra Leo ve Mus'ab üstünü değiştirmiş, masada karşımda oturuyorlardı. Bugün Ben yoktu. Aslında Ben yaklaşık 1 ay kadar yoktu. Bir çeşit kampa gitmişti. 

Kahvaltı rutin ilerliyordu. Çayımı yudumlarken -ki masada çay içen tek kişiydim, bu insanlar çay içmeden yaşıyorlardı(!)-  Beth çalan telefonum elinde hızlıca masaya doğru geldi. Arayan Gülsüm'dü. İyi de bu saatte?!

"Müsaadenizle," deyip masadan kalkarken Mus'ab'ın soran bakışlarını farkettim. Neredeyse hiç konuşmuyorduk ama garip bir şekilde iletişim içindeydik. Gülümsedim. Sanırım aramaya verdiğim tepki onu endişelendirmişti.

Bahçeye çıkıp telefonu açtım.

"Alo? Gülsüm?"

"Zehraa! Bil bakalım ne oldu? Tahmin bile edemezsin. Ahaha!"

"Allah Allah. Bu ne heyecan Gülsüm, ne oluyor?"

"Sana 2 haberim var! İlkini söylüyorum. Bu haftasonu nişanlanıyoruuuz!"

Ufak bir mutluluk çığlığı attıktan sonra arkamı dönüp salonun içine bakmamla gördüğüm manzara utanmama yetmişti. Şey, herkes pürdikkat beni izliyordu. Derin bir nefes alıp sakince konuşmaya devam ettim.

"Ayyy! İnanmıyorum! Nişan resmen bu kızım! MaşaAllah ya!"

"Şeey, tabi bu çok güzel bir haber ama diğer haberin etkisiyle biraz dağılıyor.." Gülsüm'ün sesinden bir şeylerin ters gittiği bariz bir şekilde belli oluyordu.

"Daha nişanın mutluluğunu yaşayamadan ne söyleyeceksin ki böyle ya?" 

"Burak'ın ailesi babasının işi yüzünden NewYork'a taşınıyor."

Aradaki bağlantıyı çözemediğimden saf saf "Ee yani?" dedim.

"Yanisi Burak'ın ailesi önümüzdeki hafta gidiyor. Burak 1 ay sonra gidecek. Burak'ın ailesi 1 ay içinde evlilik işini halletmek istiyorlar. Onlarla NewYork'a gideyim istiyorlar. Ayrılık falan olmasın diye yani.."

"Oha! Nasıl yani? 1 ay içerisinde evlenip NewYork'a mı taşınacaksınız? Şey, çok mu ani oldu ne?"

"Annem de öyle düşünmüş olacak ki izin vermiyor. "Böyle konuşacaklarsa hiç başlamadan bitsin bu iş, nişanı bile yapmayalım," diyor. Üf, Zehra ne yapacağım bilmiyorum!"

Ooo. Durum kötüydü. Teselli edici bir cümle aradıysam da bulamadım. Ben de mantıklı olmaya karar verdim.

"Gülsüm, sen ne istiyorsun? Ailen kabul etse, Burak'la bir ay içinde evlenip buraya gelmeyi kabul eder miydin?"

Tevafuklar..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin