Cevap

11.6K 1K 113
                                    

Selamun Aleyküm ^^ Bu bölümü Mus'ab'ın dilinden dinleyeceksiniz. Bakalım nasıl olacak :)

"Zehra, benimle.."

Bu telefonların benimle ne alıp veremediği vardı böyle! En son çardakta konuşmaya çalıştığımda da Zehra'nın telefonu çalmıştı. Sinirden sıkılmış dişlerimin arasından nefesimi dışarı verip, kendimi sinirlerimi kontrol edebileceğim konusunda ikna etmeye çalışarak telefona gittim.

"Alo?" Sesim o kadar korkunç çıkmıştı ki ben bile kendime şaşırmıştım.

"A..afedersiniz.. Ben, Leo'ya ulaşamıyorum da... Evini arayayım, dedim."

"Nerede olduğunu bilmiyorum. Adınız neydi?"

"Ellie, Ellie FRAUST"

"Geldiğinde söylerim."

Ve telefonu suratına kapattım. Gayet kibar bir hareketti.

Arkamı dönüp hiç kıpırdamadan bekleyen Zehra'ya baktım. İşler iyice arap saçı olmuştu. Tamam, o çardaktaki konuşmamızdan beri bunu söylemek için doğru bir an kolluyordum. Ama bu sinirden kudururken söylenecek bir şey değildi ki. Ne bileyim, zaten romantiklikten falan anlamazdım da en azından daha sakin bir sesle ve döver gibi söylenmemeliydi. Ama kadının söylediklerini duyduğumda başımı kaynar sulara sokmuşlar gibi hissettim. Demek ki, Zehra'yı her gittiği yerde böyle beğenenler oluyordu. Düşüncesi bile üzerimde mideme yumruk atılmış hissi uyandırdığından kafamı sallayıp yerime döndüm.

Zehra karşımda öylece oturuyordu. Hala bağırmamın şokunda olmalıydı. Allah'ım, ne kadar güzeldi!

"Zehra.." diyecekken bu sefer de sesimi kapının açılması kesti! Önümde duran bardağı kapıyı açan kişinin kafasında kırmamak için çok derin bir nefes daha aldım.

"Biz geldiiiiiik."

Enrique ve Lisa'ydı.

"Bir şey söylemem lazım! Ve bir kez daha bölünecek olursam sinirlerime hakim olabileceğimi sanmıyorum! Zehra, dinle beni."

Zehra karşımda yalnızca kafasını sallayabiliyordu. Bu hali içimde bir yerlerde kahkahalarla gülme isteği uyandırmıştı. Sinirden kudururken, kahkaha atmak. İşte Zehra'nın üstümdeki etkisi buydu.

"Zehra, evlen benimle!"

Lisa'nın bağırışı, Enrique'nin garip bakışları ve Zehra'nın tepkisizliği.. O kadar tepkisizdi ki, o an içimde bir şeylerin gerçekten acıdığını hissettim.

"Be..Ben odama çıkıyorum," dedi ve sendeleyerek odasına çıktı. Ne demekti bu şimdi? İstemiyor muydu? Herhalde istemiyordu! Ne düşünmüştüm ki, 2-3 tevafuk bizi buldu diye hemen bana aşık mı olacaktı! Sahiden ne sanıyordum ben böyle.. Bir de Lisa ve Enrique'nin gözünün önünde yapmıştım. Zehra'yı küçük duruma düşürmüştüm. Nasıl böyle bir düşüncesizlik yapabilmiştim.

Biraz sonra Enrique'nin karşı koltuğumda oturduğunu ve bir şeyler anlattığını farkettim. Düşüncelerim kulaklarımı tıkamıştı. Duyamıyordum. Sadece son söylediklerini duydum, "Daha 18 yaşındasınız. Sizin yaşınızdaki insanlar evlenme teklif etmezler. Çıkma teklifi ederler!"

Bizim dünyamızda değil, diyecektim. Asla Zehra'yı çıkma teklifi edilebilecek kadar basit bir kız olarak görmemiştim. Asla.

"Ben biraz dolaşacağım."

Dışarı çıktığımda kafamı vurabileceğim sert bir duvar arıyordum, mümkünse en sertinden. Arkamdan birinin adımı seslenmesiyle durdum. Leo'ydu, Selman'dı yani. Sanırım ben bir süre daha Leo demeye devam edecektim.

Tevafuklar..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin