Yeni Okul

17.5K 1.3K 249
                                    

Yeni okuluma geleli 2 hafta oluyordu. Herşey beklediğimin aksine çok sakindi. İlk günden atıştığım müdür beyle bir daha karşılaşmamıştık. Tek sıkıntımız forma meselesiydi. Beden eğitimi derslerinde giydikleri formamsı saçma şeyleri giymeyeceğimi söylemem okulda ufak çaplı bir fırtınaya sebep olmuştu. Okuldakiler örtümü anlamıyor, sürekli saçma sapan sorular soruyorlardı. Bu sırada ben de her boş vaktimde kütüphaneye iniyor, Kuran okuyordum - ya da okumaya çalışıyordum diyelim çünkü daha yeni yeni çözmeye başlamıştım-

Gülsüm'le neredeyse her akşam görüşüyorduk. Kimi zaman saatlerce görüntülü konuşuyorduk, kimi zaman telefonda, kimi zamansa 5-10 dakikalık mesajlaşmalarla.. Ama sonuç olarak görüşüyorduk.

Oda arkadaşım çok iyi bir kızdı. Adı Fatima. Annesi ve babası müslüman olduğu için ona bu ismi vermişler. Fatima müslüman değildi çünkü annesi ve babası o çok küçükken ölünce onu teyzesi büyütmüş. Teyzesi hristiyan olduğu için Fatima da öyle büyümüş haliyle. Ama çok anlayışlı ve saygılı bir kızdı. İçki içip odaya geldiği zamanlarda bile namaz kıldığım yere yaklaşmaz, ibadet ettiğim için odayı sık sık temizlerdi. Birkaç kez odaya alkol getirince, davranışlarımdan anlamış olacak ki ben daha uyarmadan bu işten vazgeçti.

Kocaman okulda anlaşabildiğim ya 3 ya da 4 kişi vardı. Oda arkadaşım Fatima, Jasminne, biyoloji sınıfından bir kız ve bir kız daha -isimlerini hatırlayamıyorum çünkü sınıf dışında görüşmüyorduk-

O gün 2 haftadır giremediğim -hep bir problem çıkan- Geometri dersine girecektim. Matematikle aram ne kadar iyiyse geometriyle o kadar kötüdür. Kurallar, bakmak görmek falan derken okul hayatımın en kötü notlarını hep geometri dersinden almışımdır.

Sınıfa ilk defa geldiğimden hiç sevmediğim tanışma, tanıştırma merasimini tekrar yaşamak zorunda kaldım. 

"Merhaba, ben Zehra Akca. İsmim Zehra diye okunuyor. Türkiye'den nakil olarak geldim. Evet müslümanım. Hayır hiçbirinize zarar vermem. Saçma sorulara tahammülüm yoktur. Boş konuşan insanları sevmem."

Her girdiğim sınıfta bu cümlelerle kendimi tanıtmış olmama rağmen sırama oturduğum an başlayan saçma sorular yağmuru sinirden delirmeme yetiyordu. Bu sınıfta da aynısını yaşadıysam da artık biraz daha alışmıştım.

Pencere kenarında en arkadaki sıraya oturmuştum. Hoca orayı gösterirken;

"Öyle görünüyor ki burası şimdilik boş. Oraya oturabilirsin," demişti. Demek ki bir sıra arkadaşım vardı. Ne güzel.

Dersin başlamasının üzerinden 5 dakika kadar geçmişti ki sınıfta biri girdi. Derse katılmamak için uyuyor numarası yaptığımdan kim olduğunu görememiştim gelenin. Az sonra yanımdaki sıranın oynadığını görünce gelenin sıra arkadaşım olduğunu farkettim! Kafamı sağ tarafıma çevirdiğimde yanımda müdürle tartıştığım gün gördüğüm yeşil gözlü çocuğu gördüm. Sandalyesini çekebildiği kadar geriye çekmiş, benden uzaklaşmıştı. Bir erkeğin yanında oturmak istemiyordum. Ders bittikten sonra bunu hocayla konuşmaya karar verdim çünkü önümüzdeki bir yıl boyunca en çok göreceğim derslerden biri geometri olacaktı. Eğer şimdiden bu olaya bir çözüm bulamazsam bütün sene bir erkekle yanyana oturmak zorunda kalırdım. 

Ders bitene kadar uyuma taklidine devam ettim. Zil çaldığı an toparlanmaya başladım. Ama her zamanki sakarlığım tuttu ve çantamın sapı elimden kayınca çantamda ne var ne yoksa yere saçıldı. Telaşla dökülenleri toplamaya çalışırken ön sıralarda oturan bir çocuğun bana yardım ettiğini farkettim. Elinde toparladığı eşyalarımla geldi, eşyalarımı çantama doldurduktan sonra soğuk bir "Teşekkür ederim"in ardından sınıftan çıktım. İleride hocayı gördüm. Tam ona doğru gidecektim ki yanında şu yeşil gözlü çocuğu görünce duraksadım. Hoca bir ara refleks olarak arkasını döndü. BEni görünce gayet şaşırarak yanına çağırdı.

Tevafuklar..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin