13. Bölüm

1.3K 65 0
                                    

Yazım tarihi, 28 Aralık 2021, 15 Ocak 2022

-----

Armağan’dan...

Paketleri araca yerleştirmiş ve sürmeye başlamıştı.

Karnının acıkmasıyla öndeki ikiliye seslendim.

“Ben acıktım.” Dedim ellerim göbüşümün üstündeyken.

Hafif hafif elimin altındaki yavrumu hissetmeye çalışırken sanki oda benimle birlikte acıkmış gibi daha da acıkmıştım.  

“O zaman bizim kafeye sürüyorum. Yemek yiyelim orada bir.”

“Açık mıdır da?”

“Bugün kapatma sırası Adin’in. Normalde saat geçti ama Adin, mesaisi dışında orada kendi isteğiyle durduğu için gidebiliriz.”

“Neden duruyor?”

“Canı istiyormuş ve ders çalışabilmesi için kafe ortamı lazımmış.”

Gülümsedim. Adin’in bana gerçekten çok yardımı dokunmuştu. O olmasaydı cesaretimi toplayamazdım. Ve şu anki durumda olamazdım. Ona şu anki mutluluğumu sağladığı için bir teşekkür borçluydum.

Sanırsınız Dünya’nın diğer ucuna seyahat ediyormuş gibi uzun gelen yolculuk sonunda bitmişti.

Hızla araçtan inip ikilinin inmesini bekledim. Onlar da iki yanımdaki yerlerini alınca yürümeye başlamıştık. Roman belimden tutup vücudumu kendi vücuduna yapıştırmıştı. İki yanımda bodyguardla geziyor gibi hissediyordum. Birinin ters bir hareketinde dayak atabilecek iki bodyguard.

Düşündüğüm şeyle kıkırdadım. Hoşuma gitmişti.


Baler sormuştu. Ona dönerken yüzünde ilgi ve sevgiyle bana bakıyordu.

“Ne oldu?” diye sordu.

“Siz böyle iki yanımda durunca sanki kendimi önemli biriymişim de  korumalarımla geziyormuşum  gibi hissettim.”

Kafenin kapısından giriş yaparken Roman, saçlarımın arasına bir öpücük kondurduktan sonra “Sen zaten önemli birisin. Bizim minik armağanımızsın.” Dedi.

Anında çeşmeleri ağlamak için hazırlanırken dudaklarımı büktüm.

Baler anında ağlamayım diye ilgimi başka şeylere çekmeye çalışırken iş işten geçmişti.

Olduğum yerde hüngür hüngür ağlamaya başlarken yürümeyi bırakmıştım.

Kapının önünde durduğumuzdan olsa gerek Roman beni kucağına almış daha öncesinde oturduğum bar taburelerinin üstüne oturmuştu. Adin bize tuhaf tuhaf bakarken Roman ona açıklama yapmaya başlamıştı. Baler de ellerimden tutmuş beni pudingle kandırmaya çalışıyordu.

Pudingi görünce anında sustum ve uzandım. Elinden kaşıkla birlikte alarak yemeye başladım.

“Baler! Neden verdin? Yemek yiyecektik.”

“Bebeğim valla susmuyordu. En sonunda yemekle kandırmak geldi aklıma.”

Roman elini alnına vurup Adin’e döndü. “Adin zahmet olmazsa bize bir şeyler hazırlar mısın? Öyle çok bir şey olmasına gerek yok.” Demişti.

“Ne zahmeti Roman abi. Ayıp ediyorsun. Zaten kendim de yemek yiyeyim diye bir şeyler yapmıştım. Ama fazla yapmışım size koyarım şimdi onları.”

Onlar sohbet ederken hiç takmadan önümdeki tatlıyı yiyordum. Adin arka mutfağa geçerken elimdeki bitmişti.

Hızlı yediğimden dolayı ağzım hep  batmıştı. 

“Bitti bu.”

Roman direkt dudaklarıma bakarken “Tamam bitsin, yeme bir şey yemek hazırlıyor Adin.” Demişti.

Damağımı şaklatırken tamam dedim.

Dilimle dudağımı yalarken bir anda dudaklarımı başka bir dudak somurmuştu.

Roman yan bir gülüşle bana bakarken “Pudingin tadını merak ettim sadece. Güzelmiş.” Demişti.

Baler onu ensesinden tutup kendine çektikten sonra öpüp ayrılmıştı.

Oda aynı Roman’ın takındığı yüz ifadesini yaparken “Bende merak ettim öyle deyince.” Demişti.

İkisi birbirine imali gülüş atarken araya ben girdim.


“Baler beni öpmedin.”

---

Hiçbir şey göremiyordum. Tak anlayabildiğim şey çıplak olduğumdu.

Yüzüstü bir şekilde yumuşak yatağın üstündeydim. Doğrulmak için kıpırdadığımda yapamamıştım.

Bağlıydım.

Giderek korkmaya başlarken “R-roman, Baler... Neredesiniz?” diyerek onlara seslendim.

Kulağımın dibinde sıcak bir nefes hissettim. “Uyanmış bizim bebeğimiz.”

Kalçamda konuşan Baler’in elini hissetmiştim. Ellerini sürtüp sonrasında avuçladı.

Acıyla karışık gelen zevkle inlerken sordum.

“Baler ne yapıyorsunuz?”

Bana cevap gelmedi.

O sırada deliğimin üstünde başka bir el hissetmiştim. Sonrasında Roman’ın sesi duyuldu.

“Zevki tek başına yaşayamazsın Baler. Beni de çağırma gerekirdi.”

“Seslendim ya.”

Devamında öpücük sesleri duyuldu. Deliğimin üstündeki parmak elini sokmadan masaj yapıyordu. Kendimi istemsiz elini ittirirken elini çekti.

Mızmızlanırken “I-ıh bu kadar çabuk değil.”


Bir anahtar sesiyle ellerim açılmış yatağa sırt üstü yatmam sağlanmıştı.

Döndüren kişi hiç vakit kaybetmeden arkama geçmiş üstünde sadece boxer olduğunu tahmin ettiğim kucağına oturtmuştu.

Sertleşmiş penisinin tam üstünde oturuyordum.

Diğeri işte bacaklarımı ayırmamı sağlamıştı. Elleri bacaklarımın iç tarafını tutarken sıcak nefesi aletime değmişti.

Anında nefes alış veriş şeklim değişirken çekilmeye çalıştım. Arkamdaki beni olduğum yere sabitledi.

Arkamdaki belimi tutarak beni kendini sürterken önündekinin dili aletime değmişti.

Her iki taraftan da gelen zevkle inlemiştim.

Aletimi boğazına kadar alırken sarsılıyormuş gibi hissediyordum.

--

Nefes nefese bir şekilde uyandım.

O ne biçim rüyaydı?

Baler’le Roman’a baktım hızlıca. Uyanmamışlardı. Önümdeki şişliği nasıl halledeceğim diye düşünüyordum.

El mahkum tuvalete gidecektim.

Yataktan onları uyandırmamaya çalışarak kalktım ve odadaki banyoya yöneldim. Kapıyı açıp içeri girecekken arkamdan Roman seslendi.

“Burada biz varken kendi başına halletmeyi düşünmüyorsun, değil mi Armağan?”

Arkamı döndüğümde Baler de Roman da yatakta oturuyordular.

Baler gülerek “Rüyanda seni ağzıma almamın yerini tutmaz demi elin?” demişti.

“Siz uyumuyor muydunuz?”

Roman, “Bu kadar sesli inlerken ve kendi kendine konuşurken nasıl uyumamızı bekliyorsun. Uykunun hafif olduğunu unuttun sanırım. Şimdi gel buraya seni boşaltmamız gerek. Bebek olmasaydı seks de yapardık ama maalesef, doktora sorduğumuzda biraz daha beklememiz gerektiğini söyledi. Ama mastürbasyonda bir sıkıntı olmadığını söyledi.”

Paşa paşa yanlarına gidip ortalarına girdim. Demek sesli bir şekilde her şeyi anlatmıştım.

Baler üstümü soyarken aynı rüyamdaki gibi Roman arkama geçmişti.

“Ağız işini benim yapacağım için şanslısın, bu konuda birileri sağ olsun mükemmelleştim.” Demişti Baler.

Tamamen çıplak kaldığımda Roman rahat edebileyim diye sırtımı göğsüne yaslatmıştı. Elleri vücudumu okşarken Baler kendini aletime yaklaştırmıştı. 

Roman’ın elleri göğüs uçlarımı bulup canımı acıtmayacak şekilde oynarken Baler işini kaybetmeden ucunu ağzına aldı.

Şeker gibi emerken belim kıvrılmıştı. Kafamı Roman’ın boyun boşluğuna yerleştirirken inledim.

Tamamını ağzına sokarken hızlıca ileri geri yapmaya başlamıştı kafasıyla.

Yavaş yavaş zirveye tırmanırken boşalmaya çok yakındım.

“B-Baler ahm, boşalacak gibiyim.”

Beni duymazdan gelerek daha da hızlandı. Çekilmesini söyleyemeden ağzına boşalmıştım.

Tamamen rahatlamam için 1-2 dakika daha devam etmişti işine. En sonunda çekildiğinde dudağının kenarında kalan meniyi parmağına almış Roman’a yaklaştırmıştı.

İtiraz etmeden Baler’in elini yalayan Roman, göbeğimi okşarken konuştu.

“Bir dahakine bende yapacağım.  Bu ne böyle, şeker gibi. Tüm zevki Baler yaşadı.”

Gülerlerken bende güldüm.

“Şimdi ne olacak bende sertleştim.” Demişti Baler.

İkisi anlaşmış gibi kıyafetlerini çıkarmıştılar. Roman beni kenara almıştı. Bu sefer de kucağına Baler çıkmıştı.

“Beyefendi sizin sıranız bitti. Şimdi bizde.” Demişti Roman bana.

Bana gülerek önüne döndü. Baler’le kendi aletini eline almadan önce avucuna tükürdü.

Hızlı hızlı çekerken ikisinin inleme sesi odayı dolduruyordu.

Büyülenmiş gibi ikisini izlerken sertleştiğimin farkında bile değildim.

Sonunda ikisi zirveyi görürken bana dönmüştüler.

Sertleştiğimi gören Baler, “Sanırım bu iş sabaha kadar sürecek.” demişti.

Evet, sabaha kadar 31 çekecektik birbirimize herhalde. Elimize kuvvet. 




Taşıyıcı Baba | bxbxb | Mpreg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin