Tord=
Hızlıca giyinip odadan çıktım. Etraftaki herkez benden kaçıyordu. Ofise girip kapıyı sertçe kapattım. Oturup yazışmaları okumaya başladım. Edd ile beraber çok fazla konuşmuşlardı ve çoğunluk intikam, kaçma pilanı ve benim hakkımdaydı. O sırada Tom un yazdığı birşey dikkatimi çekti.
Tom;enayi benim onu sevdiğimi sanıyor.
Tom; gerçekten sırf hayatta kalmak için onunla yatmak ve iyi anlaşmak zorundayım iğrenç.
Ne? Aslında mantıklı. Agg bu kadar saf olduğuma inanamıyorum. Hmm demek hayatta kalmak için, o zaman sana ölümden beterini yaşatıcağım. Kapı çalma sesi duydum.
Tord; ne var lan?!
Paul; liderim girebilir miyiz?
Korkudan sesi titriyordu.
Tord; gel!
Paul ve pat içeri girdi.
Paul; liderim iyi mısınız acaba?
Pat; biraz şeyy görünüyorsunuz da nasıl desem.
Tord; sinirli?
Pat; eeee evet.
Telefonu onlara uzattım. Beraber okumaya başladılar.
İkidebi birbirlerine bakıyorlardı.
En sonunda telefonu geri verdiler.
Tord; onu ölümden beter edicem.
Paul; onu getirelim mi?
Tord; hayır. Kendisi gelir.
O sırada içeri görev verdiğim asker girdi.
Elinde birkaç dosya vardı. Beni öyle görünce korka korka yanıma geldi.
Asker; L-liderim. İstediğiniz d-do-dosyalar...
Masaya bırakıp hızlıca çıktı.
Dosyaları alıp incelemeye başladım. Kafamı kaldırınca Paul ve pat in hayla orda dikildiğini gördüm. Kafam ile gidin işareti yaptım. Hızlıca çıktılar.
Dosyalara döndüm. Yeni taşındıkları ev, alışverişleri, nerelere gittikleri falan herşey yazıyordu. Cebinden bir puro çıkartıp yaktım. Dosyaları iç cebime koyup odama gittim.
Tom yeni uyanmış giyiniyordu.
Beni görünce gülümsedi.
Tom;günaydın tord.
Tord; ne zaman şu saçma rolü bırakıcaksın?
Tom; ha- ne?! Yani eee ne rolü?
Telefonunu gösterdim. Ayağı kalkmaya çalıştı ama direkt yere düştü. Sürünerek geri geri gidiyordu. Soğuk terliyordu ve çok derin nefesler alıyordu. Onun üzerine yürümeye başladım. Sırtını duvara yasladı. Onu kollarından tutup çektim ve kafasına sert bir yumruk attım. Burnu kanamaya başladı.
Tom; SEN VE BEN DÜŞMANDIK BİRDEN BİRE SANA AŞIK OLMAMI BEKLEYEMEZSİN!!!
Daha çok sinirlendim ve saçlarından tutup onu sürüklemeye başladım. Kapıyı açıp o şekilde onu sürükleyerek işkence odasına götürdüm. İleri girip Tom u duvara fırlattım ve kapıyı kilitledim.
Tom hareket etmeden korku içinde bana bakıyordu. Aslında biliyor musun? Ona acı çektirmek hayla eğlenceli. Büyük bir Balyoz aldım ve Tom un yanına yavaşça yürümeye başladım. Etrafa bakınıp kaçıcak yer aradı ama benden kurtulamazdı. Yanına gidip karnına sert bir şekilde vurdum.
Tom çok büyük ve acılı bir şekilde bağırdı.
Tom; YETER L-LÜTFEN DUR.
gerçekten onu bırakıcağımımı sanıyor? Yüzüne tekme atmaya başladım. Sonra ise Balyoz ile vurdum. Yüzü morluklar içerisindeydi ve yüzünün çoğu yeri kan olmuştu.en sonunda dayanamayıp ağlamaya başladı. Bu beni daha da sinirlendirdi. Arkamı dönüp masadan alkol aldım. Tom un çoğu yeri yara içerisindeydi, alkolü yarslarına dökmeye başladım. Acı içinde çığlık atıyordu. Alkol şişesi bitince ona firlattım. Üstü başı hem alkol hem de kan olmuştu. En sonunda Balyoz ile kafasına sert çe vurdum. Vurunca bayıldı. Eğilip bilincine baktım, yaşıyordu. Onu yine saçından tutup zindana görürdüm. Sürüklerken yerleri kan yapıyordu. Herkez bize bakıyordu ve önümde olan askerler uzaklaşıyordu. Hala çok sinirliydim.
Zindana gidip onu kollarından zincirledim ve ofisime dönüp dosyaları incelemeye devam ettim.
