Tom=
Red army' ye varmıştık. Hatta yaklaşık bir saat olmuştu. Ama tord beni revire bırakıp gitmişti. Acaba hala bana kızgın mı diye düşünürken kapı açıldı. İçeriye tord girmişti.
Tord; ayağa kalka bilecek gibi misin?
Daha hiç birşey demeden bunu sorması sinirimi bozmuştu.
Tom; evet galiba.
Bunu duyunca yüzünde çocuksu bir gülüş oluştu.
Yatağımın yanındaki koltuğa oturdu ve bana döndü.
Elini kaldırıp yüzüme yaklaştırınca biraz tırstım, ama beklediğim gibi olmadı sadece elini çeneme yerleştirip yüzümü okşadı.
Aslında hoşuma gitmişti ama elimi kaldırıp elini yüzümden çektim.
Tom;bir yere mi gıdıcez?
Tord; evet...
Oda çok sessizdi. Sadece birbirimize bakıyorduk. Tord un gözleri sanki bir çocuğun muş gibi parlıyordu.
Birden ayağa kalktı. Yüzünde tatlı ve güven verici bir gülümseme vardı.
Tord; hadi gel. Sana bir süprizim var.
Bende gülümseyip ayağa kalktım.
Beraber devirden çıktık. Ben sadece tord ü takip ediyordum. Etraftaki askerler anlamaz gözlerle bize bakıyordu.
Haklılarda. Yani bir bakıyolar beni yerde kanlar içinde sürüklüyor, bir bakıyolar yan yana mutlu bir şekilde yürüyorlar. Bazen bende anlam veremiyorum ama işte seviyorum.
Şık bir spor arabanın önünde durduk. Tord arka koyduğu açıp gmem için elini uzattı. Kıkırdayıp içeri girdim.
Tord kapıyı kapatıp sürücü koltığuna geçti.
Tom; nereye gidiyoruz?
Ben bunu sorarken o arabayı çalıştırmıştı bile.
Tord; özel bir yere.
Canım sıkılmasın diye cama yaklaşıp dışarısını izlemeye başladım. Hava neredeyse kararmıştı. Büyük ihtimal bi 10 dakikaya hava tamamen kararırdı.
Gözüm tord a kaydı. Yola odaklanmıştı.
Odaklanınca şirin oluyor.
Bunu düşünürken istemsiz gülümsüyordum, birden tord göz ucu ile bana baktı.
Beni o halde görünce kendini tutamayıp kahkağa attı.
Tord; merak etme yakında baktığın yüz dudaklarını parçalıyacak.
Bunu derken bir yandan yola bakıyordu.
Biraz kıkırdayıp cama geri döndüm.
Evet hava tamamen kararmıştı ve biz şehirden uzaklaşıp ıssız bir yola girmiştik.
Tom; eee t-tord? Nereye gidiyoruz böyle?
Tord; korkma, güzel bıyere gidiyoruz güven bana.
Şehirden dahada uzaklaşmıştık. Artık neredeyse hiç görünmüyordu.
Ormanlık ve tepelik bir alandı.
Bekle burası, sınanmadan sonra geldiğimiz orman.
Rahatlayıp arkama yaslandım. En azından bilindik bir yere gidiyorduk.
Tord; Veeee geldik!
Birden bağırınca korkup titredim.
Araba durmuştu.
Tord inip kapımın önüne geldi. Benim için kapıyı açıp yine elini öne uzattı.
Tom; çok naziksiniz beyfendi ama beni etkilemek için fazlası lazım.
Tord kıkırdayıp kapıyı kapattı.
Sonra elimden tutup koşmaya başladı.
Tord; Hadi takip et! Özel bir yere gidiyoruz!
Kesin şu tepeye gidiyoruz ama bari anlamamış gibi yapıyım.
Tahmin ettiğim gibi patikadan çıkmıştık ve su sesleri geliyordu.
En sonunda durunca tepenin ucundaydık.
