'' Vaouv küçük hanım sonunda teşrif edebildi. Ya da küçük hırsız mı demeliyim ? '' Gösterisinin hemen ardından büyük çapta bir kahkaha attı.
Sinirden titremeye başlamıştım artık. Bu nasıl bir terbiye ! Nasıl iğrenç bir aile çocuğu böyle yetiştirebilir ? Toplum böyleleri yüzünden kirleniyor , kültürümüz bunlar yüzünden yozlaşıyor . Gençliğimiz nasıl bu hale geldi sorusuna en büyük cevap işte bu dümbük .
Gözlerimi kısıp , kendimi sakinleştirmeye çalışırken o sözlerine devam etti.
'' Özür dilemek için çok geç kaldın burslu , seni affedebileceğimi hiç sanmıyorum .''
Evet burnu kaf dağlarının zirvesini de görmüştü artık. Cem hiç birşey demeden kapıdan çıkıp giderken Rüzgar ve Eren şaşkın şaşkın bizi izliyordu . Ve evet artık tahammülüm kalmamıştı.
'' Senden özür dilemek mi ? ASLA ! Seni zengin züppe sen kendini ne sanıyorsun ' Şu yaşıma kadar boğazımdan haram lokma geçmedi benim. Mideme giren herşey alınteri . Sahi sen alınteri nedir biliyor musun ? Bilemezsin . Hayatında hiç çalıştın mı ? Ailenin parasına sırtını dayayıp gelmiş millete caka satıyorsun . Yaptığın herşeye göz yumdum , çocukluğuna verdim , ama onuruma çamur atmana katlanamam anlıyor musun ? ''
'' Hey cadı sözlerin kendinden büyük haddini aşma ''
''Senin gibi hadsiz biri mi söylüyor bunu . Bana bak ! Yaptığın pisliği temizle ondan sonra ister yumurta attır , ister una bulat umurumda değil , namusumdan , onurumdan , şerefimden uzak dur ! ''
'' Hah komik fakirlerde onur bulunuyor muymuş ki , çıkartıp önüne yüz lira atsam gelir ayaklarımı öperin be ne onurundan bahsediyorsun sen .''
Söylediği sözler içinde bulunduğunu düşündüğüm en ufak insanlık kırıntısını da yok etmişti . Gözyaşlarımın akmasına izin verip yanına yaklaştım. Gözlerimi gözlerine sabitleyip , kaliteli gömleğinin yakalarından tuttum.
'' Benimle böyle konuşamazsın Aktuğ DAVAR !! '' diyip tüm gücümle tokatı yerleştirdim yüzüne . Ne olduğunu anlayamadan bir tane daha geçirdim bebeksi yüzüne
'' Pisliğini temizle Aktuğ , beni kendine bulaştırma !! ''
***
Bahçede ki gizli bankıma doğru ilerliyordum. Tek istediğim yere yığılmadan banka gidip saatlerce ağlamaktı. Yaşadığım travmadan sonra ne ders, ne yoklama ne de burs umurumda değildi. Banka yaklaşınca tanıdık bir ses duydum. Dikkatimi verince tek bir sesin olduğunu farkettim, biri telefonda konuşuyordu. Sesin sahibini tanıyınca dayanamayıp kulak verdim.
Cem'den
Aktuğ'un saçma sapan oyunlarına tahammül edemeyip , tartışmayı geride bırakıp kalktım. Koridorun sonundaki asansörle bahçeye indim. İnsanlardan bıkınca kaçıp saklanabilmek için bank yaptırmıştım. Etrafına sarmaşık ektirip , görünmez kılmıştım. Ortaokuldan beri bana huzur veren tek yerdi bu okulda. Canım sıkkınken buraya gelir kafamı dinlerdim.
Defne karşı villamızda oturuyordu. Gözümü açtığımdan beri tanışıyorduk onunla. Annem ve babam öldükten sonra hep yanımda olmuş , ilgilenmişti benimle. Bana olan ilgisi şevkati zamanla ona aşık olmamla sonuçlandı.
Hiç bir zaman sevgili olmadık onunla. Ona aşık olduğumu biliyordu , hiç bir zaman buna engel olmadı ama karşılıkta vermedi.
Partilere , gezilere pikniklere beraber giderdik. Defne beni yanından ayırmak istemezdi hiç. Gösterşi seviyordu ve bende sonuçta CEM Bayrak'tım. O beni yanında istediği sürece yanında oldum. Sonuçta onunla olmaktan mutluydum. Aramızda geçenleri sadece Soğuklar ve o biliyordu. Birlikte iyiydik !
![](https://img.wattpad.com/cover/41466106-288-k416923.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUKLAR
Teen FictionŞiddetli SOĞUKLAR Başladı.... Kitabımda kötü çocuk yoktur , mükemmel 4 erkek ve bir adet kız vardır !