17

90 14 7
                                    

Hayattan zevk alamamak...

 Avarlar Kolejine geçene kadar tekdüze olan hayatım yeni okulla bambaşka bir boyuta geçmişti. Nefret , hırs , mutluluk , hor görülme , utanç ... Hepsi sıradan hayatıma renk katmıştı. Ama aşk , o bambaşkaydı. Yaşamadığım bir tecrübeydi ve ben ilk defa bu okula başladığıma şükretmiştim . Acemiydim , tıpkı şişelerce içen birinin sarhoşluğu gibi sendeliyordum. Kah havada kah yerin dibindeydim . Ki şuan yerin dibi bile az kalırdı yaşadığım karanlıkta. 

Cem gideli ne kadar olmuştu sahi ? En son ne zaman saymıştım gittiği günleri ? Gözden uzak olan gönülden de uzak olur dedikleri doğru muydu ? Doğruysa hala kalbimi acıtan lanet histe ne ?

Kaldığım yere ayraç koyup elimdeki kitabı komidinin üzerine koydum. Bir saattir iki sayfa dahi okuyamamıştım.  Düşünmekten odaklanamıyordum. Pazar günüyse ve yapacak birşeyiniz yoksa en iyi seçenek uyumaktır diyip yatağa gömüldüm. Pikeyi başımın üstüne kadar çekip gözlerimi kapadım. 

Ne kadar daldım bilmiyorum çalan kapının ziliyle uyandım. Kısa bir sessizlikten sonra annemin heyecanlı konuşmasına kulak verdim.

'' Geleceğinizi bilseydim hazırlık yapardım kusura bakmayın lütfen .'' 

'' Önemli değil çok kalmayacağım zaten .''

'' Buyrun şöyle oturun.''

Bu ses bir yerden tanıdık geliyordu ama ... Aktuğ ? Cidden mi ? 

Yataktan kalkıp salona geçiyordum ki son anda aynaya bakabilmeyi akıl ettim. Elektriklenmiş saçlar , dizinde ufak bir yırtık olan pijama üstümde alakasız bir badi !

Çabucak saçlarımı tarayıp üzerimi değiştirdim. Buda fazla mı abartılı olmuştu acaba sonuçta evdeydim dışarı çıkmıyordum ya . Her neyse diyip salona yol aldım. Tekrar üzerimi değiştirsem o süre içersinde meraktan ölebilirdim .

Annem ile Suat kanepede oturmuş usul usul Aktuğu izliyolardı. Aktuğ ise elinde pembe kalpli fincanımla çay içiyordu. Koca evde bardak mı kalmamıştı ki. 

'' Burda ne işin var .'' diye sitem ettim.

'' Güzel kızım misafirimize hoşgeldin demelisin. Ah Aktuğ sen onun kusuruna bakma yeni uyandı saçmalıyor .'' Kaş göz işareti yapan anneme gözlerimi devirdim ve yanlarına kuruldum.

'' Önemli değil efendim. Bu arada sizden izin almak için geldim. İzniniz olursa Armiyi bugünlük bir yere götürmek istiyorum .''

'' Tabi tabi ne demek al sen onu al. Pazar günü evde oturulurmuymuş hiç .'' Anneye bak ama utanmasa hediye paketi yapıp verecek. 

'' Acaba benim fikrimi soran olacak mı ? Şahsen hiç havamda değilim, kitap okumaya ayırdım bugünümü .'' demeye çalıştım ama annemin arkadan arkadan cimdiklemesi sesimin kedi miyavlasaması gibi çıkmasına yol açmıştı. Ben sinirden kıpkırmızı olurken Aktuğ kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu. Ben şu evden çıkayım sana sormazmıyım zengin züppe !

'' Bekle on dakikaya hazır olurum . Bu arada nereye gidicez ona göre giyineyim .''

'' Rahat bir şeyler giy .'' Ah annem burada olmayacaktı ki gösterecektim ben sana emir kipiyle konuşmayı .

'' İyi .'' diyip odama geçtim.  Aktuğun bu gizemli buluşmalarına artık alıştığım için yadırgamıyordum. Çocuğun tarzı bu , heyecan yaratmak. 

Siyah taytımın üzerine kırmızı gömleğimi giydim. Siyah babetlerimide ayağıma geçirdiğimde hazırdım. Odamın kapısının yanındaki boy aynasıyla karşı karşıya geldiğimde kendimde bir tuhaflık hissettim. Yaklaşıp iyice baktım. Yüzüm mü solmuştu benim. Sanki minik minik lekelerde çıkmıştı. Dudaklarımda sıcaktan kurumuştu. Biraz makyaj fena olmazdı dışarıda beni gören insanların korkmasını istemezdim sonuçta. 

SOĞUKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin