SOĞUKLAR

15

Pijamalar için birşeyler düşünebilirmişmişim. O cümleyi kurarken nasıl bir ruh hali içindeydim acaba ? Zamanında yediğin hurmalar şimdi böyle tırmalar işte Armi.

Başıma tonlarca bela açmış , insanların içinde dalga geçmiş , beni hor görmüş çocukla birazdan randevum vardı. Üstelik bu çocuk sevdiğim adamın en yakın arkadaşı. Ben ne yapıyorum böyle ?

Duştan çıktıktan sonra saçlarımı salık bırakıp kurumasını sağladım. Saçlarım düz olduğu için işlem yapmama gerek olmuyordu. Bu bana Allahın bir lutfu olmalı bu , benim gibi özentisiz bir kıza kabarık gür saçlar ölmek için iyi bir işkence yöntemi olurdu .

Bayramda aldığım ve kıymetlim olduğu için giymeye kıyamadığım kot pantolunumdan özür dileyerek giydim. Geçen sene doğum günümde Perinin aldığı v yaka bluzü üzerime geçirip montumu giydim. Son olarak boğazıma fularımı geçirdiğimde hazırdım.

Bir plan yapmamıştık , sadece bu akşam için Aktuğ'a söz vermiştim. Pijamaların karşılığı olarak benden sadece iki saat istedi oldukça mütavazi davranarak.

Cem gittiğinden beri gerek sinirlendirerek , gerek şaşırtarak aklımı dağıtmayı başarabilen tek kişi oydu. Sanki o yanımdayken Cemin sıkıntısı aklımdan uçup gidiyordu. Ve ben kalbimin bir kaç saat bile acımamasından memnundum. Sanırım bu memnuniyetlik daha önce yaptıklarını bastırıyordu.

Aşağı inmemi söyleyen mesajı okuyup odamdan ayrıldım. Öyle son bir kez aynaya bakim , bir rutuş atayım diyenlerden değildim. Hazırsam hazırdım işte. Şuan önemli olan Sevim barajını aşıp kaleye gol atabilmekti. Mutfakta olan anneme görünmeden dış kapının önünden seslendim.

'' Anne ben çıktım görüşürüz .''

'' Nereye bu saatte .'' demesine aldırmayarak kapıyı çektim ve çıktım. Merivenleri üçer beşer atlayarak kapıya vardım. Aktuğ aşığı olduğum cadillac eldoradaya yaslanmış beni bekliyordu. Üstelikte en kırmızısından. Şimdi ben bu yürüyen cazibeye mi binecektim . Tanrımm !!

Yüzümdeki şaşkınlığı farkeden Aktuğ , gülümseyerek yanıma geldi.

'' Sanırım yanlış tercih yapmışım , seni görmeye gelen benim ama beni farketmedin bile . '' dedi gülerek.

'' A şey kusura bakma , şuan kapımın önünde yatan dört tekerlekli hatun biraz hayallerime dokunmuş olabilir . ''

'' Sürmek istermisin ''

'' Araba kullanmayı bilmiyorum ben .'' dedim üzülerek.

'' Zor değil öğretebilirim . '' dedi. Evet bunu çok isterdim ama antika bir arabayla değil. Bu muhteşem şeye zarar vermek hayatım boyunca altından kalkamacağım maddi ve manevi yüke neden olurdu.

'' Belki bir tofaşla olabilir bununla asla . '' dedim gülerek. Ve o da muhteşem gülüşüyle karşılık verdi.

'' O zaman yola çıkabiliriz. '' dedi. Ve gelip şöför yanında ki koltuğun kapısını açtı. Kibar çocuk vesselam .

Arabaya binip kontağı çevirdiğinde içimde bastırdığım merak duygusunu açığa çıkarttım.

'' Nereye gidiyoruz Aktuğ ? ''

'' Beni tanımaya .''

Ucu açık bir cevap değildi. Daha fazla üstelemedim . Beni tanımaya dediğine göre evine ya da yakın çevresinde bir yere gidiyorduk. Kafamın bu kadar karışık olduğu bir dönemde onu tanımak ne kadar gerekli ? Bilemiyorum.

Yarım saatlik yolculuğumuzun ardından bir kültür merkezinin önünde durmuştuk. Karanlık hava , kapalı bir kültür merkezi ve ıpıssız bir çevre ve bana daha önceden yaptıkları . Sizi güvende hissettirmiydi ? Beni kesinlikle hissettirmiyordu. Arabadan inip kapımı açtı. Tereddüt etsemde aklında korkak bir profil çizmek istemediğim için indim arabadan.