Son ders zilinin çalmasıyla rahat bir nefes aldım. Çantamı toplayıp çıkarken Coğrafya dersinin gerekli mi gereksiz mi olduğunu tartıyordum. Yani banane Amerika hangi enlemlerde yok hangi ülkede hangi bitki yetişir , hele o dönenceler yok mu ..... Beni benim ülkem ilgilendiriyor abi Türkiyeden başka her ülke düşman bana . ( Azerbaycanı saymıyorum gönül bağımız var onlarla, ama ablamın iş yerinde azeri bir bayan vardı çok sinsiydi kimse onu sevmemi beklemesin benden. Azeri kardeşlerime saygılar )
'' Ya Armi bir saattir sana sesleniyorum , yine neye daldın ? ''
'' Gazel Güney Afrikada hangi bitkiler yetişir ? ''
'' Ne diyosun kızım ya ? ''
'' Cevap ver . ''
'' Bir gerbera çiçeğini biliyorum .''
'' O ne be geber çiçeği gibi . ''
'' Çok cahilsin Armi ya . '' diyip güldü. Coğrafyadan nefret ettiğimi bir kere daha ispatlamışken , buna artı olarak gerbera çiçeğide eklenmiş oldu.
Okul çıkışında Gazel'in şöförünü beklerken , bizden ilerde ki Aktuğa kaydı gözlerim. Biriyle hararetli hareretli konuşuyordu telefonda. Ama iki gündür benimle konuşmayı bırak yüzüme bile bakmıyordu beyfendi. Şöför gelene kadar gidip derdi neymiş öğrenmeye karar verdim. Bir iki adım attığımda karşıdan son sürat gelen motorsikleti gördüm. Göz ucuyla takip ettiğim motorsiklet , direk Aktuğun üzerine doğru gidiyordu. Kalbim göğüs kafesimden çıkmak üzereyken sesimin çıkabildiği kadar Aktuğa seslenmeye çalıştım. Telefonda o kadar hareretli konuşuyordu ki beni duymuyordu bile. Seslenmelerim çaresiz kalınca Aktuğa doğru koşmaya başladım. Motorsiklet Aktuğun tam ardındayken onu çekmeyi başarabilmiştim. Büyük bir rahatlamayla yere serildim. Derin nefesler alıp verirken yavaşça gözümü açtım. Aktuğ hemen yanımda uzanıyordu. Olayı daha idrak edememişti. Korkum yerini öfkeye bıraktığında yerden kalkıp yere düşen telefona uzandım.
'' Seni gerizekalı , telefonla konuşurken kendini dünyadan soyutlamayı nasıl becerdin ha ? Ölebilirdin , yaralanabilirdin aptal şey. '' diyip telefonu yere fırlattım. Hızla geldiğim yere doğru koşmaya başladım. Gözyaşlarım sicim gibi akıyordu. Farketmesem ölebilirdi , ölme ihtimali bile kalbimi müsevvede kağıdın buruşturulup çöpe atılması gibi hissettiriyordu. Korkmuştum , Aktuğa zarar gelebileceği düşüncesi beni ölümüne korkutmuştu. Gazelin yanına vardığımda çözülen dizlerimin bağı ayakta kalmamı imkansız kılmıştı. Yere çöküp tüm korkumu atabilecekmişim gibi sesli sesli ağlamaya başladım.
'' Armi , Armi kendine gel ne oldu ? '' diyip endişeyle yanıma oturdu Gazelde. Cevap verecek gücü kendimde bulamayınca kafamı iki yana sallayarak dizlerimi kendime çektim, kollarımı dizimin üstünde bağdaş kurup kafamı gömdüm. Hıçkırıklarımın gözyaşlarımla harmanlanmasıyla rahatladığımı hissediyordum.
Omzumun üzerinden uzatılan suyu alıp kafama diktim. Dilimin ucundan midemin en ücra köşelerine kadar çıkan yangın suyla temas ettikçe sönüyordu.
'' Teşekkür ederim. '' dedim suyu kimin verdiğine bakmayarak. Zaten şuan bu pekte umurumda değildi.
'' Ben bir şöförü arayıp geliyorum.'' diyen Gazele baktım burada konuşamıyor muydu şoförüyle. Gazel cevap vermeme fırsat bırakmadan ilerlerken diğer yanıma çömelen yüze baktım.
'' Ben teşekkür ederim Armi , gerçi normalde filmlerde tam tersi olur ama bir daha ki sefere ben seni kurtarırım ödeşiriz .'' diyip güldü . O güldü benim içim eridi , tekrar bedenimin her hücresinde onu kaybetme korkusunu hissettim. Ve sımsıkı sarıldım. Yanımdaydı , güvendeydi.
*****
AKTUĞ'DAN
Armi'nin yanından ayrılır ayrılmaz şirkete doğru yola koyuldum. Önce beni arayan müdürü sonra beni araması söyleyeni , sonra teslimatı yanlış yazan görevliyi ondan sonra bu işi batırıp rezil olmama ve ölümden dönmeme sebep olan herkezi odama çağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUKLAR
Genç KurguŞiddetli SOĞUKLAR Başladı.... Kitabımda kötü çocuk yoktur , mükemmel 4 erkek ve bir adet kız vardır !