Cem gideli 1 haftayı geçmişti. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur muydu ? Mutlu muydu ? Arada birde aklına geliyor muydum ?
Soğukları her gördüğümde içim acıyordu. Gözlerim hep onu arıyordu. Olması gereken yerde miydi ? Bilemiyorum.
Onun haricinde soğuklarla aramızda ki duvarlar biraz olsun yıkılmıştı. Okuldakilerin kıskançlıkla bize bakmalarından rahatsız olsam da yavaş yavaş onlara alışıyordum. Aktuğ geçirdiğimiz bir hafta boyunca malum konuşmamızdan hiç bahsetmemişti. Eskisine oranla daha sessizdi , daha durgun. Kimseye bulaşmıyor , ama daha çok tebessüm ediyordu. Altını çiziyorum tebessüm ediyor , gülmek yok. Kahkahadan bahsetmiyorum bile. Acaba bu çocuğun gülmeye karşı bir tabusu mu vardı ? Şaka yapmıyorum !
Gazel halinden oldukça memnundu. Peri ise buluştuğumuz her yeri Rüzgara haber vererek saolsun hiç yanımızdan eksik etmiyordu onları. Herkesin keyfi yerindeydi anlayacağınız.
Ya ben ? Ben neden bu kadar huzursuzum ?
'' Bir şeyler yapalım boş boş oturmaktan sıkıldım . '' dedi Eren .
'' Ben kafeden çıkamam içerisi çok dolu siz gidin bir yerlere isterseniz .'' dedi Peri istemeyerek. Amcası hasta olduğu için tek kalmıştı kafede. Bırakıp çıkamazdı. Çocukları da anlıyorum ama Periyi de yalnız bırakamazdım. Aklıma gelen fikirle masadan kalkıp mutfağa gittim. Tezgahın arkasındaki garson önlüklerini alıp masaya döndüm. Herkes ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
'' Sıkılmıştınız dimi siz . Hadi çalışın bakalım sıkıntıya birebir . '' dedim.
'' Valla Armi hayatımda birine su götürmüşlüğüm bile yok beceremem ben . '' dedi Rüzgar. Tam cevap verecekken Aktuğ devreye girip elimde ki önlüklerden birini aldı.
'' İtiraz etmeyin kalkın . '' Evet bunu söyleyen de Aktuğtuydu . Bu çocuk gittikçe beni şaşırtıyordu. Çocuklar Aktuğu ikiletmeyip kalktılar. Anlamıyorum ki bunların hiç kendi fikirleri yok mu. Aktuğun her dediğini koşulsuz kabul etmek zorundalar mı ?
Herkes birer birer kalkıp önlüklerini aldı. Perinin gözlerinde ki sevinç görülmeye değerdi. Bizden çok Rüzgarın yanında olmasına seviniyordu biliyordum ama , mutluydu ya gerisinin önemi yok.
Peri hepimize iş bölümü yapmıştı . Rüzgar kapıda gelenleri karşılayacak , Eren sipariş alacak , Aktuğ servis yapacak, kendisi hesapları alacak , Gazel ile bende servisleri hazırlayıp bulaşıklarla ilgilenecektik.
Açıkçası çocukların müşterilerle cebelleşmesini izlemek oldukça eğlenceliydi. Eren birkaç kez siparişi yanlış alıp değiştirmek zorunda kalmış , Aktuğ ise servisleri götürürken birçoğunu üzerine dökmüştü. Yaptıkları sakarlıklarla dalga geçmemiz de kaçınılmaz olmuştu.
Kafeyi kapatmamıza bir saat kala Gazel ile bulaşıklara girişmiştik . Sadece bir masa doluydu onda da sarhoş çocuklar vardı . Yüksek seste konuşmalarından , boş muhabbet yapıp hömkürürce kahkaha atmalarından kafalarının zum olduğu anlaşılıyordu . Allahtan çocuklar buradaydı da onlarla yalnız kalmak zorunda kalmamıştık. Bir gayret bulaşıkları bitirmeye uğraşırken içeriden sesler gelmeye başladı. Ciddi ciddi bağrışma sesleriydi. Elimizde ki işi bırakıp kafenin içine yöneldik.
Hemen durumu açıklayayım. Aktuğ sarhoş çocukların içeceklerini başlarından aşağı dökmüş sinirle burnundan soluyordu. Çocuklar ilk şoku atlatıp konuşmayı akıl edebilmişlerdi.
'' Sen ne yapıyorsun lan .'' dedi içlerinde en iri kıyım olanı.
'' Hemen defolup gitmezseniz daha beterini yapıcam. '' dedi Aktuğ yumruklarını sıkarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUKLAR
Novela JuvenilŞiddetli SOĞUKLAR Başladı.... Kitabımda kötü çocuk yoktur , mükemmel 4 erkek ve bir adet kız vardır !