BOLUM 16

460 25 4
                                    

Bazen hayatımda yaşadığım çok kotu anlarım oldu. Çok iyi anlarımda.

Mesela, kucukken sınıf arkadaslarim babalari ile olan iyi anlarini anlatirken onlarla gulmustum. Ama teneffus olup onlar bahceye ciktiginda ve sinif bosaldiginda "Neden benim babamla ben onlar gibi değiliz, ne suçum vardı? Çok mu çirkindim de beni istemedi?" Gibi saçma sapan düsunup agliyordum.

Ama ayni gun icerisinde ogretmenim soruyu sadece ben bildim diye beni ovdugunde mutlu da oluyordum.

Yani hayat... Garip. Son zamanlarda sikca "garip" kelimesini kullandigimi fark ettim. Yani, sonucta hayat garipti.

Belkide bugun baktiginiz ağaç gozlerinizle gordugunuz son agacti ya da yuzunuzde hissettiginiz ruzgar son son cektiginiz derin nefesinizdi.

Bu yuzden hayatta kimseye bağlanmamam gerektigini ve son anim bile olsa bundan zevk almayi kendime aşılamak istiyordum.

Ve şimdiyse Tahir bayılmıştı. Bilemezdiki babasiyla kavga etmesinden sonra babasi beyin kanamasi gecirip vefat edicek.

Ne demişler, "Son pişmanlık neye yarar her şeyin bedeli var."

Suanda hiç bir sey hissetmiyordum. Abimin arabasinda sessizce oturuyordum.

Digerleriyse Tahiri bayildigi icin hastanenin içindeydi.

Gozlerimi kapatıp başımı koltuğun arkasına yasladım.

Bir süre gözlerim kapalı düşünürken aklıma mekanda yaşananlar geldi.

Emirhan... Adamıda hastanelik etmişti abimle. Aynı zamanda onuda getirmiştik.

Lanet olsun! Bu nasıl bir gündü? Bundan sonra ne olursa olsun erken kalkmamayı deneyecektim çunku gunler dahs uzunlaşiyordu. Ve benim yasadigim hayati yasiyorsaniz bir kitabin 2-3 bolumu benim bir gunumu anlatirdi!

Cama birisinin vurmasıyla gozlerimi acip basimi kaldirmam bir oldu.

Yuzunde ilk defa gordugum yabancilik ifadesiyle yuzume bile bakmayan Emirhandı cama vuran.

Kapıyı açıp yanında durdum. Emirhan yavaşça bana bakarken bogazımı temizledim "Ağladın mı?" Dedim.

Emirhan sadece bakarken gozleri kasıldı. Sonra başını sallayıp hastaneye baktı. "Emirhan?" Dedim. Ama beni dinlemiyordu.

İçimi çekip "Ceyda nasıl?" Dedim. "Ağlıyor. Sana ihtiyacı var ama sen her zaman ki gibi burda saklanıyorsun." Dedi. Bana bakmak yerine karsisina bakiyordu.

Hic bir sey diyemedim. Hakliydi. Belki bir korkaktım. "Tahir nasıl oldu?" Dedim.

"Şoktan dolayı bayılmış." Dedi. "Ama şuanda iyi. Ceyda yanında." Dedi.

"Bana bakmayacaksan neden geldin?" Dedim. Emirhanın bakışları bana döndü "Sessiz kalmada cevap ver." Dedim ama susmayı tercih ediyordu.

"Abin seni çağırmamı istedi. Ayrıca.." üstündeki ceketini çıkardı ve omuzlarıma örttü.

"Teşekkür ederim." Dedim. Ama o baktı, baktı ve arkasını döndü ve hastaneye yurumeye basladi.

"Lanet olsun." Dedim nefesimin altından. Ne ara boyle olmuştuk? Benim istedigimde bu degil miydi? Buysa neden şuanda mutsuzdum?

Emirhanin gidişini izledikten sonra basimi iki yana salladim ve acilin onundeki banklardan birisine yurudum.

Uzerimdeki cekete kollarimla sarilip tek basima oturmaya basladim. Abim cagirmisti ams suanda onunla ugrasamazdim.

Emirhanin ceketinin uzerimde olmasi ve burnuma gelen kokusu...

Kendimi guvende hissediyordum sanki.

Abimler ve digerleri gelene kadar sadece oturdum.

Saçmalama O Benim Abim GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin