17. BÖLÜM
Sabah saat sekiz gibi alarmın çalmasıyla gözlerimi açtım. Uykum fazlasıyla hafifti.
Yataktan kalkıp duş için banyoya doğru ilerledim.
Her sabah banyo yapmayı ihmal etmiyordum.
Banyodan çıktıktan sonra giyeceğim kıyafetleri dolaptan çıkarıp giydim.
Odadan çıkıp aşağı salona indiğimde Eda abla kahvaltı için masayı doldurmuştu.
Arkasını dönüp beni gördüğünde ''günaydın Emir bey'' dedi ve gülümsedi.
Ona bakıp gülümsedikten sonra ''günaydın Eda abla'' dedim ve masaya geçip oturdum.
Kahvaltımı kısaca yaptıktan sonra yukarı çıkıp dişlerimi fırçaladıktan sonra arabanın anahtarını ve telefonumu alıp evden çıktım.
Kahvaltı veya yemek sırasında asla telefon kullanmazdım ve kullanılmasını da istemezdim.
Arabaya bindikten sonra yarım saat süren yola yani şirkete doğru yola çıktım.
Ülkenin bilinen bir yatırımcısıydım ve bu hem güzel bir şey olup hem kötü bir şey olabiliyordu.
Telefonumun çalmasıyla cevap verdim ve Yiğit'in sesi kulaklarım da büyük bir etki yarattı.
"Günaydın, büyük ihtimalle şuan arabadasın ve şirkete doğru gidiyorsun, ben de şirkete gidiyorum, bugünün planı ne patron'' dediğinde ''günaydın'' diye cevap verdim.
Yiğit'i çok seviyordum ama çok konuşan biriydi. Gerçi bazen bile konuşmasını özlüyordum.
''O kadar şey söylemedim ve sen sadece günaydın dedin'' dedi ve sesli bir şekilde hapşırdı.
Hapşırmasının üzerine ''hasta mısın oğlum sen?" diye sordum. Yiğit ise gülerek ''yok lan sadece fazla tozlu bir ortamda kaldım'' diye cevap verdi.
"Tamam sen kapat, şirkete gelince konuşuruz" dedim ve o kapatmadan telefonu kapattım.
Telefonu yan tarafta duran koltuğa atmamla birlikte bildirim geldi.
Önemli olabilir diyerek telefonu elime aldığımda mesajı okumam ile Yiğit'in salak olduğuna tam olarak emin oldum.
Yiğit: Abi bari cevap vermemi bekleseydin.
Telefonu kapatıp tekrardan yan koltuğun üstüne fırlattığım da şirkete girmiştim.
İçeri girdiğim de direkt olarak odama çıktım.
Bugün Efil'in babası Uygar ile toplantım vardı. Son kez mallarına ortaklık isteyecektim.
Eğer vermezse mecbur kızıyla olan konuşmamı sürdürecektim.
Amacım kıza bir dosya imzalatıp elindeki tüm mal varlığını almaktı.
Ama ilk başta malların kıza verilmesi gerekiyordu.
Ben de konuşmamı o zamana kadar sürdürmem gerek.
Odama girdiğimde, camın önünde olan büyük koltuğa geçip oturdum. Gerekmedikçe masa başındaki koltuğa oturmazdım.
Kapı tıklatıldığında boğazımı temizleyerek "gir" dediğimde içeri asistanım olan Ela girdi.
"Günaydın Emir bey" dedi ve yanıma doğru gelip dosyayı elime verdi.
Ben dosyayı incelerken "bugün sadece Uygar bey ile toplantınız var, ayrıca akşam yemeği için Seda hanım ile rezervasyonunuz var" dedi. Seda kimdi ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NYKS| Yarı texting
ChickLit"-Ben sana inanmıştım'' dediğimde yüzüme bile bakmıyordu. "-Suçlu olduğunu bildiğin için susuyorsun, yalvarırım susma, kalk ayağa bağır, çağır ama susma'' yine sessiz kalmaya devam etti. Ben deli gibi ağlarken, o sessizce beni dinliyordu. "-Ne ya...