43. BÖLÜM
Emir ile yürümeye devam ederken hastanenin bahçesine geldik.
Büyük, yeşillik bir alana geldik ve bankta oturduk.
Emir'e döndüğümde gülümseyerek bana baktığını fark ettim.
Küçük bir gülümsemeden sonra önüme döndüm.
Sessizce önümdeki ağaçlara baktığımda Emir'de aynı yere bakıp "ben, yapamıyorum" dedi.
Ona doğru dönüp "neyi" diye sorduktan hemen sonra tekrardan baktığım yöne döndüm.
"Sana, söyleyeceğim şey yüzünden benden nefret etme şansın yüksek ama ben şansımı denemek istiyorum."
Tekrardan Emir'e dönüp "rahatça söyle Emir, eğer hoşuma gitmezse cümlenin devamını getirmene izi vermem" dedim.
Emir kafasını olumlu yönde sallayıp ellerimi ellerinin içine aldı ve vücudunu vücuduma doğru çevirdi.
Şaşkınca Emir'e bakıyordum.
"Ben özür dilerim," dedi ve sustu.
"Neden?"
"Bunu yapmamak için, çok çabaladım ama yapamadım" dedi bu seferde.
İstemeden bir şey mi yapmıştı acaba.
"Emir, lütfen direkt olarak söyle" dediğimde kafasını sallayıp direkt gözlerimin içine baktı.
"Ben sana aşık oldum, galiba" dedi ve küçük bir sessizlikten sonra devam etti.
"Yani galiba olmayabilir de ama seni düşünmeden yapamıyorum, sensiz bir gün bile geçirmek istemiyorum, sen bunu istemi-"
Duyduklarımla ufak bir şok geçirmişti.
Şuan sadece Emir'i duyuyordum diğer hiç bir algım işlevinde değildi.
Kendime gelmem ile Emir'in cümlesini yarıda kesip ani bir kararla dudağına yapıştım.
Yaptığım doğru ya da yanlışmıydı bilmiyorum ama iyi ki yapıyorum diye düşündükten hemen sonra Emir'in dudaklarından ayrıldım.
Ama Emir benim bir şey söylememe izin vermeden tekrardan dudağıma yapıştı.
İstekle beni öpmeye devam ederken ben de onu aynı şekilde öpmeye başladım.
Yarım dakikalık öpüşmeden sonra ilk çekilen ben oldum.
Sessizce bir birimize bakarken, ne yapacağımı bilmeden ayağa kalkıp hastaneden içeri girdim.
Otuz iki diş gülümseyerek asansöre bindiğimde içeride ki hemşirelerden dolayı gülümsememi durdurmuştum.
Ama garip bir şekilde bakmaya devam ediyorlardı.
Asansör durduğunda asansörden inip Aden ile Yiğit'in olduğu odaya girdim.
Aden ile Yiğit'in bir biri ile gülerek konuştuklarını gördüğümde gülümsedim ve koltuğa geçip oturdum.
Aden bana bakıp "sen sanki biraz kızarmışsın" dediğinde bir şey çaktırmamak için "hava sıcak ya, ondan" dedim ve kestirip attım.
O sırada içeri Emir girdi.
Elinde iki kahve vardı.
Gelip yan tarafıma oturduktan sonra elindeki kahvelerden birini bana uzattı.
Nazikçe teşekkür ettikten sonra önüme döndüm.
Emir ise Aden ile Yiğit'in olduğu tarafa bakıp "size de ikram etmek isterdim ama maalesef" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NYKS| Yarı texting
ChickLit"-Ben sana inanmıştım'' dediğimde yüzüme bile bakmıyordu. "-Suçlu olduğunu bildiğin için susuyorsun, yalvarırım susma, kalk ayağa bağır, çağır ama susma'' yine sessiz kalmaya devam etti. Ben deli gibi ağlarken, o sessizce beni dinliyordu. "-Ne ya...