37. BÖLÜM
Bugün Aden'in ısrarı üzerine Emir ve Yiğit ile buluşacaktık.
Aden'e göre dörtlü date yapacakmışız.
Yok desem de ısrarına daha fazla dayanamayıp, kabul etmiştim.
Sonuçta yarın gidiyordum.
Üzerimde kollu bir crop ile mavi bir bol pantolon vardı.
Bol olmasına rağmen belimi ince ve güzel gösteriyordu.
Aden'in arabası ile gideceğimiz için Eren'i çağırmamıştım.
Dalgalı saçlarımı açık bırakıp, ön kısımlarına biraz hacim verdikten sonra hafif bir makyaj yaptım, ve çantamı da alıp aşağı indim.
Kolye ile bilekliğim olduğu için küpe takmamıştım ama iki üç tane yüzük takmayı ihmal etmemiştim.
Siyah, beyaz olan Air Jordan'larım kıyafetim ve siyah olan çantama uymuştu.
Salonda tam koltuğa oturacağım sırada Aden'in merdivenlerden inmesi ile ona baktım.
Fazla şık olmuştu.
Gülümsedim ve ''çıkalım mı?" diye sordum.
Soruma kafasını sallayıp, olumlu cevap verdiğinde aynı anda evden çıktık.
''Şimdi sen Yiğit ile sevgili misin?" diye sorduğumda bıkkınlıkla bana baktı ve ''kaç kere evet cevabını vereceğim'' dedi.
"İyi de çok kısa sürede sevgili oldunuz'' dediğimde ise gülerek bana baktı ve ''biz uzun zamandır konuşuyorduk, sadece yan yana gelmemiz uzun sürdü'' dedi.
Vay be.
Benim yapamadığımı yapmıştı.
Araba durduğunda şık bir mekana geldiğimizi anladım.
Haddinden fazla şıktı.
Aden ile birlikte arabadan indiğimizde, Aden arabanın anahtarını nazik bir şekilde valeye verdi.
Restorantın içine girdiğimizde Yiğit Aden'i görür görmez ayağa kalktı.
Karşısında oturan Emir'de arkasına dönüp bize baktıktan sonra ayağa kalktı.
Masanın yanına geldiğimizde Aden Yiğit'in yanına gidip sarıldıktan sonra oturunca bende Emir'in yanına geçme mecburiyetinde kalmıştım.
Yerim böyle mecburiyeti.
Emir ile el sıkıştıktan sonra Yiğit ile de el sıkışıp oturdum.
Garson yanımıza geldiğinde "hoş geldiniz. Ne alırdınız?" dedikten sonra hepimize birer menü dağıttı.
Menüye baktıktan sonra, tam söze gireceğim sırada Yiğit garsona baktı ve "ben tiramisu ve filtre kahve alayım" dedi.
Garson Yiğit'in söylediklerini not ettikten sonra Aden'e baktı.
Aden ise kafasını menüden kaldırıp garsona baktı ve "ben de tiramisu ve kafeinsiz kahve alayım" dedikten sonra gülümsedi.
Kafeine alerjisi vardı.
Garson Emir'e baktığında Emir kafasıyla beni işaret etti.
Garson ise kafasını eğerek bana baktı ve konuşmamı bekledi.
"Ben çikolatalı mascarpone ve Türk kahvesi alayım"
Türk kahvesi severdim.
Benim söylediklerimi de not aldıktan sonra Emir'e döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NYKS| Yarı texting
ChickLit"-Ben sana inanmıştım'' dediğimde yüzüme bile bakmıyordu. "-Suçlu olduğunu bildiğin için susuyorsun, yalvarırım susma, kalk ayağa bağır, çağır ama susma'' yine sessiz kalmaya devam etti. Ben deli gibi ağlarken, o sessizce beni dinliyordu. "-Ne ya...