Mert yorgun gözlerime baktı.
"Ağlamak çözüm olsaydı, rüya ölüler dirilmez miydi?" Haklıydı ağlamak hiçbirsey için çözüm olamazdı ama herkes bunu bildiği hâlde ağlamayı bırakamıyordu. Bir bağımlılık gibiydi adeta.
"Biliyorum rüya altaya aşıksın onu çok seviyorsun bunu gözlerin özetliyor ama o seni sevmiyorsa onun için ağlamamalısın, bak o kadar sevgili yapan ben hepsi aldattı biliyor musun? Hep aldatıldım, ben herkesle olmayı istemedim kendime düzgün bir insan bulmak için çabaladım ailem de olaylar çok karışıktı küçükken zengin olmamız için iki ay sanayide çalıştım rüya çocuktum daha daha küçüktüm diğer çocuklar topla oynarken ben daha adını bilmediğim aletleri ustaya götürüyordum , aslında ben kötü biri değilim sadece bazı sebeplerim var herşey için herkesin sebepleri olur bazen diyemez bu sebepleri ama muhakkak olur" söylerken anlatırken dudağı titriyordu. Bu sefer ben sarıldım ve ağlıyordu benden farksızdı.
" Hayat hikayen kitap olabilir " diyerek gözlerine baktım. Kızarmış ve çaresizlikle dolmuştu.
"Evet kitap olabilir ama kimse okumaz rüya herkes beni kötü sanıyor.."
" Yok ben okudum mert"
"Ne zaman ben kitap yazmadım ki?"
"Gözlerin romandan daha uzun şeyler de anlatıyormuş" mavi gözlerinin kenarları kızarmıştı..
Gülümseyerek başını salladı
" Haklısın" diyebildim.
Evet haklıydı kimse yeni yaralar açamazdı çünkü zaten yeterince..derindi yaralarım..Gözlerimizi silip içeriye gittik hiçbirsey olmamış gibi hiçbirsey denilmemiş gibi altay ve defne el ele oturuyordu mert mutfağa geçti, bende tekli koltuğa oturdum gözlerim onlara kayıyordu..
Mutluluklarını izlemek korku filmini izlemekten kötüydü, çünkü korku filimlerinin konusu sadece korku olmaz, siz belki bilmezsiniz ama insanlar birçok duyguya aynı anda sahip olurlar tıpkı şuan izlediğim manzara gibi...
Her an bakınca biraz daha vazgeçiyor gibiydim.
Ölüm sessizliği başroldeydi herkes sanki zanlı gibiydi susmak meslekmiş gibi herkes ölü gibi duruyordu.
Bu sessizliği kapı sesi bozdu.Orta hızlı adımlarla kapıya yöneldim delikten bakınca annemi görmem uzun sürmedi burayı nasıl bulmuştu bilmiyordum ama yeri miydi?
Saat 14:45 ' di zaman hızlıydı bizden, kapıyı açıp var olan gücümle tebessüm ettim."Hoş geldin annecim"
"Hoş bulduk canım kızım"
İçeriyi işaret ederek içeri gitmesini sağladım.
İçeriyi yokladıktan sonra bana baktı annem.
" kızım bunlar kim?"
"Anne merti tanıyorsun zaten, Zübeyde teyzenin oğlu, bu iki arkadaş da polis elimi altaya göstererek; Altay kara ve diğer elle defneyi göstererek buda Defne altayın eşi.
" Ne kadar yakışıyorlar" diyerek ellerini birleştirdi.
Bazen defne olmak istersin..
" Öyle öyle diyerek cevap verdi mert"
Oda kırıktı benim gibi darmadağınık:)
Annem koltuğuna oturdu ve kahve yapmam için her zaman ki gibi işret ile konuştu benimle. Ona kahve yapmak için mutfağa giriştim ellerim titriyordu gerçekten koyuyordu insana gördükleri.Herkes otururken kahve çoktan hazırdı sadece anneme yapmıştım. Tepsiye koyarken ellerim çok titriyordu götürürken bir anda taşıyamaz oldum ağır olduğu için değildi içindekiler çok ağırdı.
" Aa kızım iyi misin? Bir yerine birşey oldu mu? "
Başımı salladım ama iyi olmadığım belliydi zaten.
"Kızım pantalonunu çıkar bak sıcak sıcak!"
Altımda şort vardı pantalonumu indirip katladım.
Defne yazık der gibi bakıyordu altay sadece bana odaklanmıştı.
" Şeyma teyze senin bu kızın çok sakar bak ben üniversiteden biliyorum hep üstüne kahve dökerdi"
"Ya mert zaten rezil oldum hâlâ devam ettirmesen mi?"
Defne atıldı.
"Tek rezil olduğun konu bu değil " diyerek saçma sapan bir şekilde güldü.
"Defne!"
Altay sinirlenmiş olacakki defneye bakıyordu.
"En azından ben üstüme kahve döküp rezil oluyorum senin gibi birini öpüp diğeriyle evlenmiyorum " diyerek laf attıktan sonra defne hiçbirsey diyememişti. Haklıydım onun yaptıklarını yapsaydım adım başka şekilde çıkardı.Bu sefer altay..
" Sen benim karıma laf edemezsin rüya!
Bu söz neydi şimdi..
"Sen benim kızıma kızamazsın Altay bey karın bu kadar önemliyse gidin evinize kızımın evine adım atmayın o bu kız gibi saçmalıklar yapmıyor bugüne kadar kimseyi sevmedi ama birine aşık olursa adam gibi sever senin karın gibi birini öpüp sonra başkasıyla evlenmez." Annemin sert sözleri Altayı etkilemişti kendini suçlu hissediyor gibiydi annem sonuna kadar haklıydı..Altay defneyi koluna alıp evden çıktılar.. Saat 17:50 idi annem zaten kahve içmeye gelmişti oda birkaç öğüt verdikten sonra evden çıkmıştı.