Gözlerimi açtığımda bir serum elimle bütünleşmişti başımda Altay duruyordu bir diğer koltuk da mert ve defne mert uyuyordu yorgun düşmüştü.
"Nerdeyim" sessizce defne 'nin parmağındaki tek taş yüzüğe odaklandım.. ve o yüzüğü elimde hayal edip ellerime çaresizce baktım.
" İyisin iyi biraz baygınlık geçirdin" diyerek altay bana bakıyordu.
"Neden bayıldım?"
"Bizi öyle görünce heralde bünyen kaldırmadı " diyerek atıldı defne zaten kıskançlığım yetmiyormuş gibi bir de laf sokmasa olmaz prenses!Altay defneye kızgın gözlerle bakıyordu.
"Bir kere de ben demeden sus"
"Altay ben senin karınım bu varoşla beni karıştırma"
Defneye gözlerimi devirerek baktığım da uyanan mert devreye giriş yapmıştı.
"Bak kızım seni öldürürüm burda rüya ya bir tek kelime daha edersen polis dinlemem seni öbür dünyaya teslim ederim!"
Mert defne' nin saçından tutmuştu aslında mükemmel birşeydi içimin yağları erişmişti."Oh içimin yağları eridi mert adamsın" diyerek merte göz kırptım. Bundan ne defne ne de Altay hoşnutdu ama suçlu oldukları için susmak zorundalardı.
"Artık gidelim mi?" Diyerek kalkmaya çalışıyordum. Bu sefer kalkmayı bıraktım altayla biraz olsun yakın olmak için biraz pinokyo rolüne giriştim.
"Kalkamıyorum ya altay bi kucağına alır mısın?"
Defne aval aval bizi izliyordu altay da sırıtıyordu yine o gözleri ile."Peki gel "
Çok güzel işliyordu ama mert'in olduğu yerde bu mümkün değildi.
Daha Altay'ın kucağına gidememişken mert Altayı itip beni kucağına aldı sinirlerim bozulmuştu bütün plan yok olmuştu. İyi olunca hesabı verecekti.Mertin kulağına doğru;
"Ya manyak mısın? Alacaktı işte!"
"Alamaz o kızı almasaydı o zaman beni delirtme sende "
"Kıskanç mert!!" Beni indirmesi için ne yapsam da gücüm yetmiyordu arabaya beni koyup arka kapıyı kilitledi ve eve doğru yol aldık. Onların orda kalmasına mı? Altayla yakın olmamızın mert tarafından bozulmasına mı? Üzülecektim."Ya sen neden hala onu seviyorsun rüya? Adam seninle evlenmeyecek bile!"
"Napabilirim kalp dinliyor mu? "Dinlemiyorsa anlatma seni dinleyenlere söyle içindekileri sağırlarla konuşmak eşekle konuşmak gibidir rüya"
" Neyse edebiyat sırası değil evde konuşuruz"
" Sana bu kadar aşıkken onu sevecek olman çok acı verici"
"Mert sen defne ile öpüştün bir çok kızla çıktın şimdi bu cümleyi kurma"
"Herkes hata yapar tıpkı Altay 'ın defneyi sevmesi gibi seni sevmemesi gibi"
"Belkide sevilecek biri değilim mert"
" Bu düşünce sana ait değil sırf o sevmedi diye kimse seni sevmeyecek mi? "
"Kim sevecek? Ona öyle baktım ki başka biri gelmiyor aklıma "
" Sen ona aşıkken onu seviyorken o başkalarına çok güzel bakıyor rüya "
"Bırak akışına kim seviyorsa sevsin gerçekten sevenle ol benle de değil benle de olma çünkü daha çapkın kızlar arıyorum senle olamayız zaten kardes gibiyiz artık senin abin olsam güzel olur"
Gülümsedim gözlerine..
"Haklısın diyerek onayladım"
Eve gelmiştik eve giderken uyumak istiyordum zaten saat 20:03 di uyumamam için sebep yoktu ki kapı çalmıştı.
Delikten bakmadan açmaya karar verdim.Altay karşımda çiçekle duruyordu. Gözleri o kadar derin bir bahçeyi andırıyordu ki o çiçekleri vermesede olurdu ben dünyanın en güzel çiçeklerini görmüştüm..
"Bunlar senin seni bayıltıp zarar vermeye sebep olduğum için özür dilerim rüya "
Çiçekleri uzatırken direk aldım kokladım onun kokusuna saydım.
" Çok güzelmiş bunlar teşekkür ederim."
"Rica ederim kokusu çok güzel evet ama senin kokunu geçemedi,"
" Benim kokuma mı?benziyor hem sen nerden biliyorsun kokumu? "
"Hastanede kimse içeri girmemişken kucağımda ki seni hasta yatağına bırakırken papatya gibi kokuyordun "
Kalbim küt küt olmuştu mert haklıydı o ne dese ben ve kalbim hazırdık küt küt atmaya.
" Neden papatya Altay?"
"Çünkü papatyalar çok bilindik olsa da gül kadar değersiz görünür rüya ama bazı adamlar vardır sevdiği kadına gül yerine bir demet papatya alır çünkü papatyaların bilindik ama kimse tarafından alınmadığını herkes bilmez , sen benim için bir papatyasın aslında değerli olan ama güllerin bunu sana göstermemi engelleyen"
Bu dedikleri beynimde yankılanıyordu bu kadar romantik olmak zorunda değildi.
"Teşekkür ederim Altay ama bana gül almalıydın senin sevdiğin kadın ben değilim senin sevdiğin kadın defne ve size bende mutluluklar dilerim size hediyenizi vereyim" siyah kuru güllerimi elime alıp Altay'ın verdiklerini vazoya koydum.İşte burda sizin hediyeler Altay hoşnut olmamıştı.
" Ben sana papatya sunarken sen siyah gülü mü? Layık gördün rüya? "
"Evet nasıl ben sana sevgi sunarken defneyi seçtin ya bende sana zambak verecektim ama vazgeçtim"
" Sen bana aşık mıydın?"
"Hiç pinokyo olma altay farkındaydın ama onu seçtin buda senin kararın benim siyah gülü seçmem gibi""Çiçek için sağol şimdi gidebilirsin karınla güzel zamanlar geçir buraya gelmek yerine"
Kapıyı suratına kapatıp ışıkları kapattım mert uyumuştu çünkü çoktandır sesi çıkmıyordu. Uykum gelmişti altay gelmeden önce ama artık yoktu uykum falan yok olmuştu altayla göz göze gelince herşey güzelleşiyordu ama o gidince yine enkaz da kalıyordum.
Bu bir gerçekti ne kadar saklasamda....