16. Ölümle burun buruna

12 4 3
                                    

Onu gördüm..
Bahçede beni izleyen adamı gözleri kor bir ateş gibi parlıyordu elinde sakladığı bir bıçak ve üstünde minik kan damlalarını andıran bir siyah gömlek 40 yaşında vardı.
Ordan kaçmak istedim içimden böyle bir istek geçti ama kütüphane kalabalıktı bana zarar veremezdi.

Soğuk kanlı bir şekilde aşağı inerken insanların arasına girip bir boş köşeye oturdum  karşıma oturdu.. ve dizlerimin bağı çözülmüştü çoktan.

"2 milyon verirsen seni salarım güzel kız"
Ne diyordu bu?? Para göz bir adamın bizim evin aşağısında ne işi vardı?
"Kimsin de benden para istiyorsun"
"Ben bir katilim açık açık söylüyorum sana ama kimse sana inanmaz merak etme"
"İnanır şimdi seni herkese ifşa edebilirim"
"Et sen zararlı çıkarsın " sırıtarak gülüyordu söylersem polisler bile gelirdi.

Ayağa kalkıp konuşma yapar gibi söze giriştim.

"Yanımda oturan adam katil herkes kendini korusun ve biriniz polisi ararsanız çok sevinirim" yerime oturup insanların kalkıp buraya geleceğini sanmıştım ama herkes kahkaha atıp gülmeye başladı.
"Eee polisler nerde kaldı?"
"Neyse belli ki milli katil olmuşsun ben gidiyorum para falan da vereceğim yok sana!
"Öyle kolay kolay gidemezsin senden birşey istedim vermek zorundasın "
"İstemiyorum " kolumu çekip çıkışa yürüyordum arkamdan geliyordu bütün belalardan ben sorumlu gibiydim.
Adımlarımı hızlandırıp koşmayı denedim ama bana kolayca yetişebiliyordu.
Durup nefesimi kontrol etmeye zamanım yoktu.
Bir ara sokağa girip yere çömeldim kendimi iyi hissetmiyordum gözlerim dolmuştu korku ve gerginlik aynı anda bastı kalbimi ne yapacağımı bilemedim.
Karşıma çıkan ilk eski evin bodrum katına girdim güvenli bölge istiyordum saat 15:44 ve ben evden uzakta bir Bodrum' da ağlıyordum keşke evde kalıp keremle konuşsaydım onunla güvenli ortam yaratabilirdik..

Hemen aklıma daha önce gelemeyen telefonumu alıp kulağıma götürdüm annemi babamı keremi aradım ve tek kerem açabildi.
Titreyen ellerimle onunla konuşmak zor olsa da zorundaydım.

"Alo kerem ben ben ben korkuyorum beni kurtar kütüphane 'nin ana yolundaki ilk ara sokağa gel ilk karşına çıkan evin bodrum katında mahkum kaldım gel kurtar beni.. "
Ağlıyordum oda bundan dolayı üzgündü.
"Hemen geliyorum"

Yarım saat belki geçti yada geçmedi haberim yok saatten zamandan sadece bitkin olduğumu biliyordum karnım da fazlasıyla bir ağrı vardı..
Regl olabilirdi ama buda bana sorun değildi.

Kapıdan minik bir güneş ışığı geldi keremdi bu gelen..

Gözlerim kapıdaki keremi görünce dolup taştı ve bütün güvenli ortamım oluştu.
Hemen soğuk duvarı terk edip kollarına koştum sıcacık bir esinti gibiydi mutluluk gibiydi ona sarılmak..

"Bak bana noldu anlat iyi misin? "
"İyiyim seninle iyiyim ben"
"Evde anlatacaksın şimdi gidiyoruz ve ne zaman başına birşey gelse ben senin yanında olacağım söz veriyorum"
"İyiki varsın kerem.." ağzımdan kelimeler serbest kaldı..
"Sende rüya"
"Çok korktum çok "
"Korkma güvendesin eve gidince bu gerginlik geçer "

Ev kelimesini duyunca aklıma yine o adam geldi eve girebilirdi..

"Ev olmasa olmaz mı? Bak gel seninle başka şehire gidelim nolur sana orda herşeyi anlatacağım ama lütfen gidelim.."
"Tamam sen nasıl istersen öyle olsun peki bavullar?"
"Bavula ihtiyacımız yok sen varsın"
"Ama üstündekiler kısa neyse ben sana yüreğimi örterim"
Gözlerim dolmuştu bu nasıl bir sözdü ilk defa kalbime edilen..










~Rüya~.   |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin