Ali ve Berk başından beri toksik olmayan bir kardeşlik geliştirseler nasıl olurdu? Ya Arap'la Hazal ihtimali işlenseydi? Çağrı'nın madde bağımlılığı üzerine daha çok eğilseydi dizi? En önemlisi de, Vefa hiç ölmeseydi , geri döndüğünde kaç kişiden he...
Tugay, teneffüste çıkageldi. "Beyler, okulumuzun çiçekleri için bu çıkışta bir Kadınlar Günü organizasyonu tertip edeceğim. Var mısınız?"
"Oğlum, sen kaç aydır niye kendini bize dâhil etmeye çalışıyo'n lan?" diye sordu Ali. "Ha'di, ikile yaşıtlarının arasına! Bi' de, 'Kadınlar çiçektir,' diyo' ya... çiçek babandır, öğrenemedin mi?!"
"Sırf Berk şu anda bur'da yok diye, oradan grubumuz dağılmış gibi mi gözüküyo', Tugay?" diye sordu Çağrı. "Biz Hato the Band'iz, ve dört kişiyiz, ne bi' eksik, ne bi' fazla..."
"Hak'katen, Berk ner'de ya?" diye sordu Ege.
"Rolünü çalışmaya gitmiş olabilir, bilirsin, oyunu fazla ciddiye aldı. Leyla'lar birken iki oldu," dedi Çağrı. "Ali, nereye gidiyo'sun! Dur, sen de gitme, bizi terk etme!"
"Bence Leyla'lar iki değil, üç oldu," dedi Ege, Çağrı'ya.
*****
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ali, Berk'i Mavi'yle bahçedeki bir bankta buldu. Pek de replik ezberliyor gibi değildiler, ellerinde metin yoktu. Ali, bir süre uzaktan izledi... Ondan sonra, Mavi kalkınca harekete geçti. Yanına gittiği, Mavi değil, Berk'ti.
"Berk n'oluyo'?" diye sordu.
"Ne n'oluyo'?"
"Mavi'yle seni, diyorum... umarım Kadınlar Günüyle alakası vardır?"
"Hem evet, hem hayır..." diyen Berk, ellerini ceplerine koydu. "Senin yapamadığını ben yapıyorum diye mi bu tavırlar?"
"Ne demek istiyorsun sen, açık konuş."
"Bir aydır, diyorum... bu kız, ailesini arıyor; peki ya sen n'apıyorsun?"
"Ben de arıyorum ailesini!"
"Hayır, aramıyorsun! Çünkü doğru—düzgün arasan, babamı dâhil ederdin olaya. Bilmez misin ki babacığımız Kenan Yağızoğlu'nun, İstanbul'da kuş uçsa haberi olur?!"
"İyi de, bundan sana ne," diye sordu Ali. "Seni ne ilgilendirir ki Mavi'yle annesi?"
"Bağ kurmuş olamaz mıyım?" dedi Berk. "Ben de annesiz büyüdüm, bilirim pastalardan da nefret etmenin ne anlama geldiğini."
"Yapma şunu."
"Anlayamadım, neyi yapmayayım?"
"Annesizliğini kullanma! Ben de babasız büyüdüm, hiç lafını ediyor muyum?"
