"Orospu, ebesini..." Parmaklarımın arasına sıkıştırdığım sigarayı dudaklarımın arasına bırakıp derin bir nefes çektiğimde içime dolan zehrin sinirlerimi biraz olsun yatıştırmasını umuyordum. Ancak biraz olsun azalmayan sinirim duyduğum gür kahkaha sesiyle daha da zıpladı.
Bir de gülüyordu şerefsiz. Bir de utanmadan gülüyordu.
Gözlerimi karşıdaki apartmanın camından ayırmadan sigara dumanını dışarıya doğru üfledim. Perdeleri çekilmiş camda gördüğüm süliet sinirimi bozmaktan başka bir işe yaramıyordu.
Konu o olduğunda benim sinirlerim zaten bozulmaya yer arıyordu. Aptallaşıyordum sanırım biraz.
Yani insan neden iki sene önce ayrıldığı eski sevgilisini, eşinden kıskanırdı ki? Sıkıntılı bir nefes verdim içinde bulunduğum durum yeniden aklıma gelince.
Belamı mı arıyordum acaba?
Muhtemelen.
Ondan ayrılmayı ben istemiştim. Neredeyse ayaklarıma kapanıp ağlayacaktı fakat umursamamıştım bile. Onu arkamda bırakırken ne tereddüt etmiş ne de bir kez olsun dönüp arkama bakma zahmetinde bulunmuştum. E, o zaman neden canım şimdi böyle yanıyordu? Hayatı boyunca beni unutmamasını mı istiyordum içten içe acaba?
Bu ihtimal aklıma gelince sesli bir nefes verdim. Tamam, sütten çıkmış ak kaşık sayılmazdım fakat bir insanın omuzlarına böyle bir yük yüklemek de bana yakışmazdı. Ben ondan ayrılayım, istediğimle sürteyim o ise hâlâ ilk günkü gibi beni sevsin gibi bir talebim, derdim yoktu. Olamazdı zaten. Öyle bir şerefsiz olmamamı bırak, hakkım yoktu.
Hem bana yaşattığı tüm güzel anlar aklıma gelince mutlu olmasını dilerdim hep. Mutlu olmayı belki de birçok kişiden daha çok hak ediyordu. Ama bu mutluluğunu neden gelip gözümün önünde yaşıyordu ki?
Karısıyla gözümün önünde fingirdeşip durması mı lazımdı? Bana hiç mi saygısı kalmamıştı?
Parmaklarımın arasındaki sigarayı sinirle camın kenarına koyduğum küllüğe bastırırken öfkeyle camı kapattım.
"Ağzına sıçayım senin şerefsiz herif." dedim yeniden bu lafları hak etmediğini çok iyi bilerek.
Belki de üzerinden iki yıl geçtiği için unuttuğumu ve sorun etmeyeceğimi düşünüyordu.
Alt dudağımı ısırdım düşünceli bir halde. Ne kadar kıskanç bir adam olduğunu bilirdi. Bunu yapamazdı sanırım.
Bunu hak ediyordum.
Hayır, ondan ayrılmam karısıyla gelip karşıma taşınması için bir neden değildi. Bu saygısızlıktı.
Düşünceli şekilde koltukta otururken içeri giren Simay'la gözlerim ona döndü. Omuzlarındaki çantayı kapının köşesine bırakıp yorgun gözlerle yanıma ilerlediğinde bana sarılsın kollarımı iki yana açtım.
Yanıma oturup kollarımın arasına girdiğinde ona sıkıca sarıldım ve saçlarından öptüm.
"Çok yoruldum abiş." dedi, başını omzuma dayayıp. Bu sene üniversite sınavına hazırlanıyordu, o yüzden onu okulun yanında ekstra bir kursa vermiştim. Dolayısıyla çok fazla ders görüyor, evden erken çıkıp geç geliyordu.
"Güzelim benim, geçecek hepsi." diye mırıldandım saçlarını okşarken.
Kollarımın arasından çıktı, o an karşı apartmanın açık camından aşina olduğum gür bir kahkaha daha duydum.
Gülüşünü sikeyim senin, cibiliyetsiz herif.
Yüzüm anında sinirden kızarırken Simay halime hafifçe güldü. Koltuğa yaslanırken keyifli keyifli konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ama evlisin |gay| •bxb•
Novela JuvenilMahir, eski sevgilisiyle komşu olduğu için sinirli değildi. Sinirli olduğu nokta, adamın karısıyla birlikte karşı apartmanına taşınmasıydı.