Padişahla olan yemek gece yarısına kadar sürmüştü.
Akşam sekizde padişahin sağındaki aileler Masadan ayrılmış ve abimin özel ekibi almıştı.
Ekip benimle birlikte Sekiz kişiydi ekipte iki gemi kaptanı ve üç özel ajan vardı geri kalan üç kişi ise kara prens olarak geçen abimin en yakınlarıydı...
Masada alınan karar sonucunda İngiltere'deki büyük bir topluluğu bitirmek için okyanuslara geri dönmem lazımdı
Çünkü İstanbul'daki ticaretin etkilenmesine sebebiyet verecek kadar barbar ve yağmacı bir topluluktu.
Ben baştan topluluğun arasına sızacaktım ve anlaşma yapmaya ve uyarmaya gidecektim ama ters bir tepki alırsam padişaha bunu mektupla iletip yapmam gerekeni yapacaktım
Önlem olaraktan mektubum İstanbul'a ulaştığı an ikinci kaptan yani Mert abinin mürettebatı hazırlanacak ve benim olduğum yere gelecekti.
Ölü yada diri bir şekilde beni ve benim mürettebatımı getirme görevi Mert abiye verilmişti.
Benim yıkılmam demek Osmanlının deniz güçlerindeki doksan gemisinin birden ortadan kaybolması demekti çünkü.
Sabaha kadar bütün hazırlıklar bitmiş olacaktı sabah ise mürettebatımı alıp okyanuslara geri dönecektim
Merih ede fırsat çıkmıştı bu görevde öğrencisine bir şeyler öğretme şansı vardı çünkü.
⚔️
Sabah olmuştu ve ben gemideki hazırlıklar yüzünden gram uyuyamamıştım.
Hazırlıklar biter bitmez ise Merih'in bütün herkesin hazırlandığından emin olup gemiye getirmesini söylemiştim.
Mataramı kemerimden çıkarıp hızlıca kapağını açıp alkolün boğazımdan akmasına izin vermiştim ayılmamı sağlaması için.
Geminin ucunda doğan güneşi izlerken bir yandan da ağır ağır yudumluyordum mataramdaki alkolü
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektiğim zaman içime dolan temiz hava ile istemsizce dudaklarım kıvrılmıştı.
Yolculuğumuz iki ay sürecekti molalar ve uğramak zorunda kaldığımız yerleride hesaba katarsak
Gelen konuşma ve ayak sesleri ile gözlerimi açıp gelen mürettebatıma Kafamla selam vermiştim.
Mataramı kemerime geri takıp dümene doğru ilerlemiştim hızlıca padişah kılık değiştirmiş bir şekilde limandan bizi izlerken Kafamla selamımı verip gelen Merih ve Açelyaya Demiri çekmeleri için işaret vermiştim
Diğerleri ise küreklerin başına geçmişti burada sihrimi konuşturamazdım çünkü.
Gemi limandan uzaklaşırken dudaklarımı minik bir sırıtış ele geçirmişti okyanuslara ve denizlere kırgındım ama onlardan vaz geçemeyecek kadar umut doluydum...
Gemi tamamen kıyıdan uzaklaştığı zaman ellerimi havaya kaldırıp büyük bir dalganın gemiyi yutmasını sağlamıştım.
Burada bırakmasam olmazdı HDKABDKABDKSBDJ
uzun süre sonra selam
tatiliniz güzel geçiyordur umarım
Kendinize iyi bakın Marinle kalın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakut gözlü kadın
FantasyOn yedinci yüzyılın Osmanlısındaki soylu ailelerden biri olan ailenin minik kızıydı Marin Turuncu saçları Yakut gibi gözleri ve pürüzsüz teni ile bütün ilgiyi kendine çekerdi. Halk arasında güzelliği hakkında bir çok dedikodu dönmesine rağmen Turun...