¹⁰

19 11 2
                                    

Gemi sular altında kalırken ellerimi son kez havada çırpıp geminin dalganın içinden kurtulmasını sağlamıştım.

Gemi Osmanlı sınırlarından tamamen uzaklaşmış İtalya yakınlarında dalganın içinden kurtulmuştu.

Gözlerimi açtığım zaman korkuyla etrafına bakan berceste ile karşılaşmıştım ne olduğunu algılayamıyordu muhtemelen.

Bercestenin bu korkak ve Endişeli halleri zamanla yok olacaktı umarım

Yoksa benden korkmasına ve alışamayıp delirmesine neden olabilirdi yapacaklarım...

Başım kendimi fazla zorladığım için dönmeye başlarken zorlukla bir yere tutunup yere düşüşümü yavaşlatmayı ummuştum ama sertçe yere düşmem ve kafamı yere vurmam ile bir yere tutunamayı bile başaramadığımı anlamıştım.

"Kaptan?!" Diye biri bağırmıştı ama kimin bağırdığını bile anlamayacak kadar yorgundum gözlerimi daha fazla açık tutamazken etrafıma toplanan arkadaşlarımı görebilmiştim zorlukla ama sonrası koca bir karanlıktı.

⚔️

Kuyunun dibi gözükmezken alma o haini kalbine!

Işığın zannettiğin gerçeklerin senin üstüne yalanlar sermesine izin verme...

Kulağımda çınlayan sesler yüzünden aniden gözlerimin açılması bir olmuştu daha nerde olduğumu algılayamadan yanaklarımı sıkan eller ile kaşlarımı çatmış ve kimin benim yanaklarımı sıktığını görmeye çalışmıştım ama bulanık gördüğüm için sinirlenip yüzümdeki ele vurmaya çalıştım ama  o kişinin elini çekmesi ile birlikte kendime vurmam bir olmuştu.

Derin bir nefes alıp sinirle yumruklarımı sıktım yoksa kalktığım gibi o kişiyi gemiden aşağı sarkıtırdım.

Yüzümün ellenmesini sevmiyordum fazla, akrabaların bayram günleri zorla yanaklarımı sıktığı günleri hatırlama sebebiyet veriyordu.

Korkunç.

Akraba buluşmalarını zaten hiç sevmezdim küçükken samimi olmak için kendini zorlayan bir grup insandan başka bir şey değildi çünkü.

Hem anneme ve bana bu samimiyet adı altında zarar vermeye çok kalkışmışlardı...

Teyzem ve amcalarımdan çok çekmiştim...

Çarpan kapı ile daldığım düşüncelerden sıyrılırken içeriye giren Merih ile karmaşa kopmuştu odada.

"Ulan lanet kadın demedik mi biz sana o kadar güç kullanma diye!" Diye bağırıp üstüme atlamıştı gücüm olmadığını bildiği için rahattır tabi dirseği göğüslerime sertçe çarpınca acıyla inleyip Merih'i hızlıca üstümden itmiştim "Merih sikerim seni! Ulan dost musun düşman mi belli değil!" Sinirle tıslayıp elimi göğsüme atmıştım ben kendi acımın derdindeyken Merih'in hâlâ kudurmuş bir şekilde boşluğumu beklediğini iyi biliyordum.

Göğsümün acısı geçmezken Merih'in elleri bacağıma uzandığı gibi Merih'in yüzüne tekme atmam bir olmuştu "çekil şuradan hırsız kız" bunu dememle birlikte kanayan burnunu umursamadan gülmesi bir olmuştu "Sen çekil be alev topu!" Deyip bacağıma sarilmisti onun bu hallerine istemsizce gülerken Açelyanın bize deli dermiş gibi bakışları da dahada sesli bir şekilde gülmemize sebep olmuştu.

15 yıl önce

1624 Eylül ayı

Yıkık dökük saraydan kaçmayı başarmıştım o kadar yılın ardından kurtulmuştum o lanet yerden belki Teoman'ı orada bıraktığım için biraz huzursuzdum  ama geri dönüp kurutacağımı bildiğimden de rahattım.

Zira bir yardım ile geri dönemezsem huzura erişemeyecektim asla...

Kafamdaki şapka ile iyice saclarımı ve yüzümü saklamaya çalışırken bir yandan da insanların arasından kurtulmaya çalışıyordum.

Kalabalıkta tehlikedeydim.

Annemin bıçağını çantamda sıkıca tutarken ara bir sokağa kaçmayı başarmıştım.

Bugünlük kalacak bir yer bulmam lazımdı diğer gün Zeynep ablanın benim için gizliden ayarlattığım gemi ile İstanbul'a götürülecektim.

Dalgın bir şekilde sokakta yavaş yavaş yürürken çantama yapışan minik eller ile çantadaki bıçağı hızlıca çekip ellerin sahibine doğru savurmuştum ama hızlıca geriye çekilmişti ve"güzel hareket Alev topu!" Deyip sırıtmaya başlamıştı.

Alev topu neden dediğini düşünürken esen rüzgar ile acılan şapkam varlığını belli etmişti "çekil yolumdan hırsız kız!" Diye tıslamıştım sinirle onun yüzünden burada ölmek istemiyordum.

Ona dediğim kelime ile şaşırırken asıldığı çantamdaki eline saplamıştım bıçağı hızlıca, acıyla inleyip elini hızlıca çekmişti çantamdan "hırsızlık günahtır bir kere öğretmediler mi sana!" demiştim ama çok umurunda olduğu söylenmezdi.. Bana düşmanca bir şekilde bakarken saldıracağını anlayıp hızlıca köşeye çekilmiştim

"Bilmem öğretmek ister misin!" Deyip bağırdığı zaman.

Gözlerimdeki ateşi serbest bırakıp bir hava kuvveti ile duvara yapışmasına sebep olmuştum "öğretirsem hayatta kalacağını inanmıyorum açıkçası hırsız kız ölmek istemiyorsan çekil git buradan!" 

Duvar ile hava akımı arasında kızarmaya başlamışken gözlerimdeki ateşi söndürüp hızla uzaklaşmıştım oradan yoksa o hırsız kızın beni yaşatacağına inanmıyordum fazla...

Bu sefer kaosuz bitireyim dedim iyi etmiş miyim HDKSBDKSB

kendinize iyi bakın Marinle kalın

Yakut gözlü kadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin