9-Mally -barut-

128 2 6
                                    

Önümde ki sırada oturuyordu. İlk önce oturduğu yerde ki sıraya bastı ve daha sonra, benim masama basıp bastığı yerin bir sağına oturdu. Ayaklarıda iki yanımda, sıranın üstüne koydu. Bana, böyle üstten bakmaya bayılıyordu. Siyah saçları, beyaz teninin üstüne düşmüştü. Babam gibi kahverengi gözleri vardı ve benden uzundu. Niye herkes benden uzun? Hayır, kısa falanda değilim. 1.74 kısa bir boy değil ki! Saçlarını karıştırdı ve yüzüme doğru eğildi. Yanağımı hafifçe tokatlar gibi vurdu. Eli sürekli olarak tenimde herhangi bir yerde duruyordu.
"Cevap versene, puşt!" Dedi sinirle. Az önce çok sakinken bir anda nasıl sinirlendi? "Evimdeydim." Dedim tekdüze. Artık oraya ne kadar ev denilirse. "Sor bakayım, 1 haftada neler yaptım." Dedi. "Neler yaptın?" Diye sordum. Bu sırada içeri hoca girdi. "Mally, sıranın üstünden in." Dedi hoca. Çocuk bana yaklaşıp "Tenefüste tuvalete gel." Diye fısıldayıdı. Daha sonra, hocanın dediğini yapıp kendi masasına geçti.
Söylemiş miydim, o türk değil ama küçükken buraya taşınmışlar.  Ona "Mally" diyen tek hoca ingilizce hocası, diğer bütün hocalar "Barut" diyor.

Biraz karışık ama çokta değil. Hoca, elinde ki kağıtları dağıtmaya başladı. Sınava mı vardı? Sıra bana gelince hoca bana ters ters bakıp kağıdı önüme koydu.
Ne yaptım ki? Çok fazla düşünme. Test vermişti. Tam çözeceğim sırada hoca, elimi tutu ve "Herkes beraber başlayacak ve bu sınav değil. Hem ayrıca kalem olmadan nasıl çözüceksin?" Dedi. Zihnimde çözüyorum. Sorulara bakıp üstün körü çözücem işte! Çantamdan kalem ve silgi çıkardım. Ben çıkarırken herkes kağıt almıştı bile. "Başlayın." Dedi

Önüme koyduğu kağıdı çözmeye başladım. Sorular kolaydı, hızlıca çözülebilcek türden. Soru sayısına bakınca 20 olduğunu olduğunu gördüm.
İlk ders çözer, ikinci ders ise hoca anlamadıklarımızı veya yanlış yaptıklarımızı çözer. Uyumak istiyorum, test çözmek değil. Birde Barut benim tuvalete gelmemi istiyor. Gitmesem sınıfta döver, şerefsiz. Yaklaşık 20 dakikada testi bitirmiştim. Sanırsam çalıştığım için kolay geldi. "Testi getir, Bora." Dedi hoca. Başımı salladım ve testi hocaya verdim. Yerime oturduğum zaman telefonumun titrediğini hissettim.
Sessizce telefonumu çıkartıp mesaja baktım. Mesaj Emir'den gelmişti. Mesajı es geçtim ve kulaklığımı taktım. Kendime "müzik kutusu" şarkısını açtım.

Başımı masaya koyup şarkıyı dinlemeye başladım. Uyumayı umarak gözlerimi kapattım.

--------

Birinin kolumu dürtemsi ile uyandım. İngilizce hocasıydı. "Abin gelmiş, seni çağırıyor. Çantanı al ve git." Dedikten sonra masasına geçti. Çantamı tek omzuma takıp sınıftan çıktım. Benim abim yok ki, tek çocuğum. Efe veya Emir. Siktir ya Oğuz olursa? Değildir, umarım.
Yağız olabilir ama onunla bayadır konuşmuyoruz. Merak bedenimi ateşe veririken zemin kata gelmiştim bile. Bahçeye çıkınca Yağız'ı gördüm. Gülümsedim ve hızlıca onun yanına gittim. Onun biraz uzağında da bir araba vardı. "Bayadır konuşmuyoruz. Efe'den okulunu öğrendim. Ben, sen ve arkadaşlarım takılalım mı?" Diye sordu bu nasıl soru? Tabii ki de evet! Başım ile onayladım. Arabaya doğru yürürken onu takip ettim. Arka tarafa binmiştim ve hemen cam kenarındaydım. Ne zaman açıldığını bilemediğim farklı bir şarkıyı kapattım ve kulağımın ile telefonu cebime koydum. Derin bir iç çektim.

"Gay barına mı gitsek?" Diye sordu biri. Kahverengi saçları vardı ama diğerleri kadar iyi yarı olmasada benim boyalarımda olduğunu düşünüyorum.
"Gay barı? İyice alıştın, Mete." Dedi başka biri. Demek adı Mete. Güzel isim, hoşuma gitmedi değil. "Şşş, senin adın ne?" Diye sordu biri bana. "Bora." Dedim sadece. Başını salladı. Yağız ile beraber toplam 4 kişi arabadaydık. "Ben, Ali." Dedi ve o cümlesini bitirir bitirmez Mete konuştu. "Bende Mete." Dedi. Başımı salladım, gülümseyerek. Cama döndüm. Hemen yanımda Ali, diye cam kenarında ise Mete vardı. Yağız ise arabayı kullanıyordu. "Gay barında ne yapacağız?" Diye sordum. "Mete ve ben Gayiz ve oraya gitmeyi seviyoruz. Tam bir cennet." Dedi Ali. Hepsi bir anda gülmeye başladı. "Emir'in haberi var mı?" Diye sordu Mete. "Neyden?" Diye lafa girdim. "Bara gideceğiz ya, ondan haberi var mı diye soruyor." Dedi Yağız. Başımı salladım ve telefonumu çıkardım.

Solitude//BxB//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin