Mert'in bakışları ileride bulunan dükkana döndü.
Tessa'ya yardım ettiği ve kraliyet bölgesini savunduğu için savunma birliği tarafından 100 altın ile ödüllendirilip, Hemen ardından ek olarak yüz başından grubuna katıldığı için 50 altın ödül aldı.
Fakat Mert düşüncelere dalarken, takıma girmenin kendisini yavaşlatacağını fark etti.
Mert'in bu dünya hakkındaki bilgisi çok derindi.
Bu bilgiyi başka birisi satın almak dahi istese, bir krallığın bir servet Ödemesi gerekirdi.
Fakat bu bilgiyi bilmesine rağmen Mert, tedirgindi.
Alınacak bir çok hazine ve toplanacak bir çok avantaj vardı fakat, bunların bir çoğu hikayenin yapısında yol alan ve önemli anlarda bulunan karakterlerin bulduğu önemli eşyalardı.
Mert bir kafede oturdu.
Yüzü sakin ve bakışları donuk bir biçimde, önündeki deftere uzun uzun yazılar yazdı.
Toplam 2 saat sonunda, 18 sayfalık bir eşya listesi çıkarttı.
Bu liste önemi karakterler yani ana karakter Ryuda'nın çift elli kutsal kata kılıcını geliştirmesi için elde ettiği hazineden, yan karakter olan grubun demircilik görevini yapan Franky'nin katasını uyandıracak formüllere kadar yazmıştı.
Fakat bu listenin belirli kısımlarını şuanlık atlaması en iyi tercih gibi duruyordu.
Ellerini cebine attı ve bakışlarını önünde bulunan kıyafet dükkanına dikti.
İleri doğru attığı adım ile kapıya bağlı olan zilin çalması bir oldu.
*çiinng*
Ayakta bulunan çalışanın bakışları hemen kapıya döndü.
-"Hoşgeldiniz, nasıl yardımcı olabilirim?"
Sesi nazik ve sakindi.
Bakışları Mert'in kıyafetlerini süzdü.
Oldukça sıradan beyaz bir t-shirt ve kısa şortun altına sandalet giyiyordu.
Beyaz kıyafet bedenini yapışmış ve kaslı bedenini görünür hale getiriyordu.
Mert ise sakince elini yanında getirdiği karton torbaya getirdi.
İçerisinden keşiş kıyafetlerini çıkarttı ve kadına gösterdi.
-"Bunları satmaya geldim"
Kadının Mert'e bakış açısı aniden değişti.
-"Sizi şuraya alayım efendim, birazdan geleceğim."
Kadının gösterdiği yer, tezgahın arkasında bulunan bir kapıya işaret etti.
Kapı oldukça sade görünürken, içerisi oldukça hoş ve lüx eşyalar ile doldurulmuştu.
Kaliteli kumaşlar ve kıyafetlere yanı sıra, manzara tabloları ve doldurulmuş yaratık başları duvarları kaplıyordu.
Goblinler, kurtlar, orclar ve keskin dişli kurbağa kafaları.
Duvarlar bir hazine sahası gibi dururken, aniden içeri yaşlı bir adam girdi.
Koyu bordo bir takım elbisesi ve yanındaki beyaz bastondan destek alarak koltuğa oturdu.
Elini sakalına attı ve bakışlarını Mert'e çevirdi.
Mert ise sakince geri baktı.
Kel ve yapılı bedeni, keşiş olduğuna bir işaret dahi olsa, bu dükkan daha önce birçok sahte keşiş tarafından kandırılmaya ve benzer kaliteli düşük fiyatlı kumaşlar satılmaya çalışılmıştı.
Fakat kıyafetleri kendi bizzat kontrol edince, bunların gerçek olduğunu fark etti ve Çalışan dükkan sahibine haber verdi.
Adam sonunda sessizliği bozmaya karar verdi.
-"Pekala genç, söyle bakalım aklındaki fiyat nedir?"
Mert'in bakışları sabit kaldı.
-"Bak dede, piyasa fiyatı ortalama 800 altın, evet çok yüksek biliyorum ve veremezsin biliyorum, onun yerine bana 1 full takım Dışlı kurbağa derisi zırh ve yanında bir adet kutsanmış iksir şişesi ver, 500'e anlaşalım. Bunların piyasa fiyatı ucuz fakat bulması zor, ikisini toplasan 150 anca eder, bu takımı ayrıştırman ve kaliteli kumaşı elde etmen 100 tutar bunu toplam 850'e almış olup 1000'e satsan 150 altın temiz kar. Hatta zırhı kendin yapıp depoda tuttun desek 30 altın kar daha? Sende kar edersin bende?. "
Adamın bakışlarını şaşkınlık kapladı.
Kurbağa derisi zırh, deriye yapışan ve darbe alınca sertleşen ender bir zırh dahi olsa, genelde silahsız yakın dövüş kullanıcıları tarafından tercih edilirdi.
Isıyı fazla tutmaz ve hızlı soğudu için, terlemeyi azaltırdı.
Işık büyüsu ile kutsanmış şise ise, çoğu dükkanda süs olarak 10-15 altın gibi ucuz bir fiyata zamanında alınır, fakat tarifi olmayınca süs olarak kalmaktan başka bir işe yaramazdı.
Adam bu teklife ekleyecek bir şeyi olmadığı için, elini sakince ileri uzattı.
-"Anlaştık genç adam."
Mert ise elini geri uzattı.
Ortalama yarım saat sonra, Mert kurbağa derisi zırhı üstüne giymiş biçimde dükkandan ayrıldı.
Bu zırh oyun içi 'E' kademe olup, 1 Level kişiler tarafından giyilemezdi.
Level 1-5 arası oyuncular sadece F level eşya giyme sınırı vardı.
Fakat Mert artık bizzat oyunun içinde olduğu için, konuşarak bu eşyaları elde etmesi çok kolay bir hal almıştı.
Bu zırh, pürüzsüz ve tamamen derisine yapışık bir halde giyiliyordu.
Nerdeyse Plastik bir kıyafet gibi üzerine yapışmış ve vücuduna mat bir doku kazandırmıştı.
Bunun üzerine, bir çift deri omuzluk ve bir çift bot alıp, kask ve deri gögüslük ile setini tamamlamıştı.
Aldığı malzemeler deri olmasına rağmen, Mert'in sadece 300 altını kalmıştı.
Bu dünyada para çok değerli ve elde tutulması gereken bir birimdi.
Çok şey alamaz ve kolayca güçlü eşyalar sahibi olamazdın.
Mert'in bakışları son olarak sırtına taktığı çantada son buldu.
Bu Çantaya 2 adet düşük kalite şifa iksiri ve bir adet bandaj yanında yara kapatmak için krem eklemişti.
Matara ve yol tılsımı ile birlikte Mert, toplam 50 altın daha harcayarak 250 altında alışverişini bitirmiş oldu.
Yol tılsımı, işaretlediği yeri gösteren ve kaybolması durumunda ona bölgeye işaret eden pusulaya benzer bir aletti.
Mert'in şuanki planı, maceracı kimliği çıkartıp ormandan ihtiyacı olan 1-2 parça eşya yanında, bu bölgenin ormanında bulunan bir eşyayı almaktı.
Bu eşya 1. Sezonda verilen bir destek katasıydı.
Rasgele verilir ve kişinin katası ile birleşerek ona bazı ekstra güçler sağlardı.
Bakışlarını maceracı kayıt binasına dikti ve yumruklarını sıktı.
-"Başlıyoruz amına koyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köylüler ve Kahramanlar
FantasyBir Türk genci olan Mert, genç yaşta ölümünün sonunu, yeniden başlayan bir serüven olarak görür. Bağımlısı olduğu ve dünya çapında ünlü olan Hikaye temalı MMO RPG oyunun içerisinde kendisini bulan Mert, Hikayeye zarar vermeden ve kafayı yemeden önce...