Arkasındaki ışığın arttığını fark eden ork, aniden dönmek istese dahi, iksir etkisini göstermeye başlamış ve bedenindeki kaslar kasılmıştı.
Orklar, savaşçı bir kabile olmasına rağmen, eskiden yamyamlık yaptıkları bilinirdi.
İlk ork krallığı kurulduğunda ise, bir daha bunun olmaması üzerine gelecek nesilin ruhuna ve bedenine işleyecek bir lanet yapıldı.
Böylece Orklar bir daha asla eskisi gibi yamyam ve geri kafalı bir kabile olmayacaktı.
Fakat, bu krallık insanlar tarafından yakılmış ve yıkılmıştı.
Tüm bilgiler çalınıp, üst düzey ve zeki Orklar öldürülüp kalanlar vahşi hayvanlar gibi ormanlara bırakılıp cahil kalınmaya zorlanmıştı.
Hayatta kalan kısım ise tekrar ilkel yaşama ayak sağlayıp yaşamaya başlamıştı.
Mert'in tokadı, orkun kafasına çarptığı anda, orkun boynu ileri büküldü ve ensesi kırıldı.
Normalde Mert'in tokadının güçü bu kadar yüksek değildi.
Fakat depo yeteneğini avuç içine getirip tokat atınca, patlama iki katı daha güçlü olmuştu.
Mert'in eli biraz zarar dahi görse, eskisi gibi tamamen kullanılmaz hale gelmemişti.
Mert sonunda başarmıştı!
Orklar zorluk ile taşıyarak bacaklarından bir ağaca astı.
Çantasından matarayı çıkarıp içindeki suyu içti ve kalanı dökmeye başladı.
Matarası 2L su taşıyacak kapasitede olduğu için Mert asılı orkların boynunu kesip akan kanı matarasına doldurmaya başladı.
Matara tam kapasiteyi görünce sakince yere uzandı ve bakışlarını mağaraya dikti.
Çoktan hava kararmış ve tek ateş kaynağı orkların et pişirdi kamp ateşi kalmıştı.
Mert bir dal parçası aldı ve yanında getirdiği sargı bezleri ile bir meşale yaptı.
Mağaraya doğru ilerledi.
-"Nolur güzel tılsım ol.."
Attığı son adım ile, duvarda kuş benzeri bir çizim buldu.
Bu çizime biraz savaş özü verdi ve mağaranın arkasında bir yer açıldı.
Mert içeri doğru bir adım attı.
Yaklaşık 10M genişliği ve uzunluğunda bir odaya açılmış bir geçitti bu.
Mert ilerlemeye ve meşale ile önünü aydınlatmaya devam etti.
Hikayede, Burayı bir köylü buluyor ve katasını uyandırıp maceracı oluyordu.
Fakat büyük kıtalar arası savaşa kadar sadece bir D rütbe olup ölüyordu.
Mert kararlıydı.
Bunu kendisinin alması, hiyeyin zararına değil faydasına olacaktı!
Sakince ilerlerken, aniden gözleri şaşkınlık ile açıldı.
-"NASIL AMINA KOYİM?!!"
Oda tamamen yağmalanmış ve içindeki her şey alınmıştı.
Mert elini çenesine attı.
Aklında bir çok soru vardı.
-"Kim? Ne zaman? Nasıl? Burayı nerden biliyordu? Orkları öldürmeden nasıl içeri girdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köylüler ve Kahramanlar
FantasyBir Türk genci olan Mert, genç yaşta ölümünün sonunu, yeniden başlayan bir serüven olarak görür. Bağımlısı olduğu ve dünya çapında ünlü olan Hikaye temalı MMO RPG oyunun içerisinde kendisini bulan Mert, Hikayeye zarar vermeden ve kafayı yemeden önce...