Bölüm-10

141 13 0
                                    

Merhabalar canoşkiler🥰 Bölümlerle alakalı bildirimler geldiyse görebildiğim kadarıyla yazım hatalarını düzenledim. Bir de Neslihan'ın mahalledeki arkadaşının adı artık Beyza değil Şirin, kardeşinin adını da Efehan yapasım geldi haberiniz olsun 😂😂 Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin emi, seviliyorsunuz 💖🐣🌟

*********

    Esma Teyze gilin mutfağında yaşanan o korkunç hadiseden sonra Yusuf Abi'den köşe bucak kaçıyordum. Ve garip bir şekilde beş gündür de bunu başarıyla sürdürebilmiştim.

   O akşam yaşananlar aklıma geldikçe 'ayh bana bir şeyler oluyor' diyerek bulduğum köşeye yığılasım geliyor, vücudumu resmen ateş basıyordu!

   Ben artık bu adamın yaptıklarına, söylediklerine mantıklı bir açıklama bulamıyordum! Sevdiği kadın ne alemde, neden bana böyle davranıyor hala düşündükçe beynimi karıncalar kemiriyor gibi hissediyordum!

   Şekerpareyi tuttuğum parmaklarım yine uyuşmaya başlamıştı tatlı tatlı.

   "Tövbeestağfurullah!" Dedim yattığım yatakta doğrulup otururken.

   "Bir daha şekerparenin ş'sini yaparsam iki olsun! Haspam bir de kötü olmuşmuş! Zıkkım ye sen mendebur suratlı! Zıkkımmm!"

   Kendi kendime konuşmamı bölen aşağı kattan adımı haykırırcasına çağıran annem oldu.

   İnsan ağız tadıyla sinirlenemiyordu bile bu evde!

   "Efendim!" Diye bağırdım ben de. Gerçi boşa bir çabaydı bu. Çünkü annem eğer birimizin adını sesleniyorsa dibine kadar gitmeden cevap vermez, tabiri caizse kulağını kapatır, duymazdan gelirdi.

   Şansımı denemek için tekrar seslendim.

   "Efendim anne!"

   Yine ses yok...

   Oflayarak kalkıp koca panduflarımı geçirdim ve ayaklarımı sürüyerek alt kata indim.

   "Efendim anne." Dedim bu sefer daha sakin bir ses tonuyla savaş meydanına dönmüş mutfakta yanında dikilirken.

   "Hah kızım geldin mi?"

   Yok annem yatıyorum hala... Ciddi ciddi cevap beklerken ben de sabırsızca durmuş beni neden çağırdığını söylemesini bekliyordum.

   "Ne oldu kadın, cevap vermen için ruhumu mu teslim etmem gerekecek!"

   Onaylamaz bir ifadeyle yüzüme bakarken 'cık cık'ladı.

   "Ay Neslihaan! Kızım sana açlık hiç yaramıyor ha. Böyle uyuz bir şey oluyorsun, terliği çıkarıp yapıştırıveresim geliyor!"

   Hala konuya gelemedik...

   Bu sefer cevap bile vermeden söyleyeceğini söylesin diye bekledim. Hayır yoksa suçlu ben oluyordum...

   "Şunları al da konu komşuya dağıtıver. Sevaptır Ramazan günü çocuğum hadi. Kaç gündür odandan çıktığın da yok bir hava al da kendine gel."

   Nar gibi kızarmış lokmalara bakarken derince yutkundum.

   Hayır yani insafsız bir de pek güzel yapıyordu...

   "Anne abim ya da Efehan götürse olmaz mı?"

   "Olsaydı onlara derdim yavrum. Hadi marş marş!"

   "Ama anne-"

   "Neslihan! Bak çıkıyor ayağımdan terlik!"

   "Bari bekle de hazırlanayım." Dedim sesim yenilgiyle içime kaçarken.

KÜLHANBEYİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin