Bölüm-5

787 79 53
                                    


Bugün yaşadıklarımın üstüne az önce bahçede yaptığımız şiddetli tartışma iyice tüketmişti beni. Bu kadar yıl bekleyip böyle rezil bir başlangıç yapmak sinir sistemimi altüst etmişti resmen. Bir de Yusuf Abi'nin söyledikleri...

Kendimi yatağa boş bir çuval gibi atıp zihnimin düşüncelerle dolmasına izin verdim. Odamın lambasını açmaya bile dermanım yoktu ama beynim, her bir durumu analiz etmek için fazlasıyla istekliydi.

Öncelikle Ozan konusunda bu kadar yanılmam aptallığın önde gideniydi. Zira bu kadar iğrenç bir düşünceye sahip birinin kendisini böyle iyi kamufle etmesi imkansız gibi bir şeydi. Gözlerimi bu kadar kör eden bir perdenin inmesinin nedeni ona hissettiğim şeyler değildi. Çünkü dürüst olmak gerekirse ona öyle aman aman şeyler hissetmiyordum. Evet fazlaca bir beğenme söz konusuydu ama onunla konuşmak istememi gerektirecek kadar değil, ben kendi halimde uzaktan onu izlemekle de yetinirdim. En basitinden hislerim yoğun olsa bana Nesli demesi beni bu kadar rahatsız etmezdi mesela...

O zaman neden kendini bu kadar paraladın konuşmak için Nesli?

İç sesimi bayıltana kadar tokatlamak istiyordum! Ama bana yönelttiği soru da, eh hakkı var çok doğru bir noktaya parmak basıyordu.

Neden?

Bu sefer de Yusuf Abi'nin dedikleri eksiksiz bir şekilde zihnime doluştu.

   Benim yüzümden bu çocuğu kafana taktığını bilmiyor muyum sanıyorsun! Sırf bana inat olsun diye yapıştın kaldın çocuğa, tanımıyor muyum seni sanki!"

Bunu bir seferde halledip zihnimin tozlu raflarına kaldırabilmem için kendime hiç olmadığım kadar dürüst olmalıydım.

Haklı olma ihtimali yüzde kaçtı?

Sıkıntılı bir nefes verip şakaklarıma giren ağrıyı hafifletmek için parmak uçlarımla baskı uyguladım.

"Bunu yapabilirsin Nesli! Hadi kızım tek bir seferde söyle de kurtul şu yükten!"

Gözlerim, sokak ışıklarının az çok aydınlattığı evdeki karşı pencereye kaydı.

Yenilgiyle omuzlarım düşerken birinin duymasından korkar gibi fısıldadım.

"Yüzde yüz."

Kabul etmek istemesem de dediklerinde sonuna kadar haklıydı. Ozan'da bu kadar ısrarcı olmamın nedeni ne bakışı, ne gülüşü ne de başka bir şeyiydi.

    Ben artık mahallenin beni küçük kız çocuğu olarak görmesini istemiyordum. Büyüdüğümü, güzel bir kadın olduğumu, bir erkek tarafından gayet de sevilebileceğimi kanıtlamak istiyordum.

    Hala dürüst değilsin Neslihan.

    İçimden kendime yan yan sinirli bakışlar atıp derin bir soluk verdim.

    "İyi be tamam! Bu külhanbeyi olacak herife bunları kanıtlamak istiyordum!" Aslında Yusuf Abi bugün bunları söyleyene kadar böyle bir şeyi istediğimi ben bile bilmiyordum! Onun bunu nasıl farkettiğiyse tamamen muammaydı!

    Sonuçta Ozan eli yüzü düzgün bir çocuktu ve bana -nasıl oldu bilmiyorum ama- çağdaş biri gibi görününce olur gibi gelmişti. Daha sonra Yusuf Abi'nin, abime her şeyi anlatmasıyla kendimi ispat etmek için girdiğim mücadaleye iyice kaptırmış, durup ne hissettiğimi bile adamakıllı sorgulamamıştım.

KÜLHANBEYİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin