Bölüm-6

656 65 36
                                    

Herkese merhabaa! Sonunda dediğinizi duyar gibiyim 😂😂 Bölüm sonunda görüşürüz

****************

Bombanın kucağıma bırakılmasının ardından haftalar geçmişti. Ama hala hayata geçirecek dahiyane bir fikrim yoktu. Gözüm sürekli Yusuf Abi'deydi. Her an, her hareketini kolluyordum. Eli telefona her gittiğinde yerimde dikleşip çaktırmadan bakmaya çalışıyordum.

Tabii haftalardır sürekli ona yakın durduğum için de sürekli şoktan şoka sürükleniyordu. Hatta bile isteye yanına oturduğum ilk gün abartısız iki, üç dakika kocaman olmuş gözlerle aralıksız suratıma bakakalmıştı.

Adam da haklıydı o kadar yıl doğru dürüst suratına bile bakmamışken birden yapışık ikiz moduna girmiştim. Üstelik ondan nefret ettiğimi söyledikten hemen sonra.

En son kendime de söz vermiştim ama savaşta her yol mübahtır mantığıyla şimdilik kendimi görmezden geliyordum.

Şimdi çarşıda Şirin gilin dükkanının önüne oturmuş çay içme bahanesiyle yolun karşı çaprazındaki dükkanında oturan Yusuf Abi'yi kesiyordum.

"Ya taburede oturmaktan kıçım uyuştu Nesli içeriye geçsek ya hem sıcacık içerisi!"

Gözlerimi dükkandan ayırmadan kaşlarımı kaldırdım. Çayımı dudaklarıma götürmeden önce de cevabımı pekiştirmek için ağzımdan ufak bir 'cık' sesi çıktı.

"Bak beni korkutuyorsun, kızım neredeyse bir saattir burada oturdun kaldın sapık gibi gözlerini de ayırmıyorsun dükkandan! Öldürmeyeceksin değil mi adamı doğru söyle!"

"Ne öldürmesi Şirin ya!" Gözlerim kısa bir an Şirin'in dehşetle açılmış büyük gözlerini buldu.

"Şu birkaç haftadır yaptıkların çok mantıklı da sanki benim fikrimi saçma buluyorsun bir de!"

"Ben gayet de normal davranıyorum." İçime kaçan sesimle önüme döndüğümde Yusuf Abi'nin de görüş alanımdan çıktığını farkettim.

"Al işte ya! Gitti adam, Şirin!" Oturduğum yerden kalkıp parmak ucumda dükkanın içini sağa sola bakarak görmeye çalışıyordum.

Kolumdan tutup zorla geri yerime oturttu canım arkadaşım.

"Bana bak sen iyice manyak oldun ya! Hemen anlatıyorsun bana neyin peşinde olduğunu. HEMEN!"

Gözümü dükkandan ayırmadan ık bık ede ede oturdum ama kurtuluşum da yoktu biliyorum. Hazır o da etrafımda yokken bir çırpıda anlattım olan biteni.

"Yani Nesli kuşum kızacaksın biliyorum ama biz bebeklikten beri beraberiz yani seni senden iyi tanıyorum. Ve çok özür dileyerek Yusuf Abi'nin haklı olduğunu da söylemek zorundayım. Adama boşuna çemkirmişsin. Ama hala bu yaptıklarını bir mantığa oturtamıyorum. Şimdi özür dilemeye fırsat mı kolluyorsun diyeceğim ama derken bile inanmadım dediğime bi' gülesim geldi."

"Ne özrü ya! Ne için özür dileyecekmişim ondan!"

"Sakin ol şampiyon, demedim farz edip konumuza dönelim hadi. Neden sapık gibi adamın peşinden ayrılmıyorsun?"

"Gülmeyeceksin ama?" Bunu derken bile güleceğini biliyordum aslında...

"Söz vermek zorunda mıyım peki bunun için?"

"İntikam almak istiyorum." Ağzını açacağı sırada fırsat vermeyip konuşmaya devam ettim. "Tamam Ozan'ı bu kadar gözümde büyütmem belki onun suçu olmayabilir ama benim özelimi abime anlatamaz! Bu benim hayatım ve dış kapının mandalı gelip öylece burnunu sokamaz! Anlamak zorunda! Kimsenin özel hayatına müdahale edemeyeceğini anlamak zorunda, tamam mı! Bunun ne kadar iğrenç bir şey olduğunu kendi de yaşayınca anlayacak! Hatta ona bu dersi bizzat ben vereceğim!

KÜLHANBEYİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin