KÜLHANBEYİ-II KESİT

88 7 4
                                    

Herkese kocaman merhaba Biliyorum bazılarınız yeni bölüm bekliyor inşallah onu da tez zamanda yayımlarım 😅 Yeni bir hikayeye başlamadan önce kesit bırakmak istedim bir de kapağına siz karar verin istiyorum. Değinmek istediğim bir diğer nokta da gerçekten neden oy veya yorum gelmiyor bunu da anlamak istiyorum. Hikayemi beğeniyor musunuz veya öylesine mi okuyorsunuz neyi sevip neyden hoşlanmadınız bilmek istiyorum 🥺 Hiçbir zaman oy veya yorum sınırı koymadım beni tanıyanlar bilir ama bazen acaba doğrusu bu mu diye de düşünmeden edemiyorum 🥺 Zor bir dönemden geçiyorum önce kendimi bildim bileli arkadaşım sandığım bir insanın kazığını yedim... Demek ki bazı insanlar 26 yaşına gelseler de karakter oturmayınca oturmuyormuş onu öğrendim, sonrasında da anneannemi kaybettim. Kendimi toparlamam için bana destek olur musunuz 🥺 Her ne olursa olsun sizi çok seviyorum, iyi ki varsınız 🥹 Çok uzattım biliyorum, kesitle sizi baş başa bırakayım en iyisi🥹 kapak hakkındaki fikirlerinize de ihtiyacım var unutmayın emi 🥹🙏🏻💖

***************

Onu ilk ne zaman gördüğünü tabii ki de hatırlamıyordu genç kadın sonuçta aynı mahallede büyümüş iki insanlardı. Ama kalbinin tamamını kaplayan bu adamı ilk ne zaman misafir ettiğini çok iyi biliyordu.

Askerden yeni gelmişti o zamanlar Kadir. Kısacık kesilmiş saçları, esmer, heybetli bedeni kalbinde tarif edemediği bir çarpıntı bırakmıştı. O zamanlar 16-17 yaşlarındaydı ve imkansız Şirin için hiç bu kadar güzel olmamıştı.

Kaba saba, elinden tesbihi eksik olmayan, kadınlar söz konusu olduğunda pek de ince düşünemeyen bir adamdı Kadir. Belki de mahalledeki kahvehaneyi işletiyor olması onu böyle biri haline getirmişti ister istemez.

Şirin onu değiştirmek niyetinde değildi ama biraz olsun o gözler kendisini de görsün isterdi...

   Yıllar yılı içinde büyüttüğü bu sevdaya alışmıştı artık genç kadın. Hem alışmayıp ne yapacaktı?! Sayısız geceler ağlayarak dua ettiğini kimlere anlatacaktı?

   Buna rağmen küçük, kırılgan kız kardeşten ileriye gidememişti genç kadın. Sanki o gözler Şirin'in büyüdüğünü görmemeye kararlı gibiydi.

   Bakışları kendi küçük ve samimi çiçek dükkanlarının tam karşısında bulunan Kadir'in kahvehanesini bulduğunda kederli bir nefes çekti içine. Allah'ın her günü onu görerek güne başlıyor, akşamında da onun suretiyle günü bitiriyordu. Bu da evrenin Şirin'e asla komik olmayan bir şakası gibiydi.

   Aklına, yıllar öncesinde yaşanan ve kalbini paramparça eden o an geldiğinde istemsiz gözleri doldu tekrar.

   Kadir'in askerden yeni geldiği dönemde Şirin, onu daha fazla görebilmek umuduyla babasının işlettiği çiçekçi dükkanına daha sık gider olmuştu. Şimdi elinde koca bir saklama kabında özenle yaptığı böreği Kadir'e nasıl vereceğini düşünürken duyduğu seslerle küçük bedenini bir duvarın arkasına zor attı.

   "Ee seninki gelmedi mi daha?" Yusuf Abi'nin eğlenen sesiyle Şirin saklandığı yerden daha da dikkat kesildi konuşmaya.

   "Kimmiş lan benimki?"

   "Kim olacak oğlum Şirin tabii ki. Kız geldiğinden beri etrafında pervane, gözlerinden kalp fışkırıyor seni görünce."

   Kalbi boğazında atarken duygularını bu kadar belli ettiği için yüzü kıpkırmızı olmuştu genç kadının.

   "Lan saçmalama oğlum şimdi biri duyacak al başına belayı!"

   "Niye lan sevimli kızdır Şirin."

KÜLHANBEYİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin