3

348 49 51
                                    


Jeongin

Bir saattir prensin söylediği yerde bekliyorum

Bana hemen hazırlanıp saray mutfağının önünde beklemem gerektiğini söyledi ama kendisi gelmedi

Ayakta durmakta bacaklarım uyuştu artık

Prensin gelmeye niyeti yok sanırım

Yoksa beni kandırdı mı?
Ya da vaz mı geçti?

Ani bir karar ile prensin odasına gittim
Ve kapıda dikildim
Çünkü askerler beni içeriye almıyorlardı

Ne yapıyor sanki içerde
İçeriye girsem ne olcak hem

"Bakın saatlerdir prensi bekliyorum ona sadece gidip gitmeyeceğimizi soracağım"

"Prens kimseyi odaya almamamız gerektiğini söyledi"

Askerler...
Sinirlerimi bozuyor sabrımı sınıyorlardı

Sadece kapıdan kafamı uzatıp bir şey soracağım yani çok zor bir şey değil

Tam arkamı dönüp gidecekken kapı açıldı ve prens içerden çıktı

Sonunda.

"Prens Jeongin? Ne işiniz var sizin burda?"

Vay,bu gün fazla kibar sanki?

"Prensim tam bir saattir dediğiniz yerde bekliyorum gerçekten çok yoruldum,belki vaz geçmişsinizdir diye düşündüm ve size sormaya geldim ama askerler beni içeriye almadı"

Prensa kafasını salladı ve ilerlemeye başladı
Bende peşinden ilerledim

"Sizi beklettim kusura bakmayın lakin askerlere kimseyi almamaları gerektiğini ben söylemiştim sizi almalarının suçlusu onlar değil benim"

Bu adam ne değişik biri ya
Bir kaba oluyor bir dünyanın en kibar insanı?

"Tamam majesteleri sorun yok, gidiyor muyuz?"

Diye sordum ona kafasını salladı ve saray bahçesine doğru ilerledi

"Evet gidiyoruz fakat tek bir at arabasında gideceğiz yani ikimiz bir at arabasında olacağız bir sıkıntı olmaz değil mi?"

Sıkıntı olur mu ki
Benlik bir sıkıntı yok aslında
Prens ile pek bir iletişimimiz yok
Öylesine bir yolculuk olup bitecek

"Yok hayır sıkıntı olmaz gidelim "

Sonra bir hizmetli atı ve arabayı getirmişti

At arabaları çok yüksekti bu yüzden inerken ve binerken zorlanıyordum,arabaya nasıl tırmanacağımı düşünüyorum ki prens bana elini uzattı

"Size yardım etmemi ister misiniz?"

Prens bu gün tersinden kalkmıştı sanırım

"Teşekkür ederim"

Dedim ve kolundan destek alarak arabaya çıkmayı başardım

Prens de hemen arkamdan arabaya bindi ve tam karşıma oturdu

Garip bir hava vardı sanki öylece duruyorduk
Arada yüzüme bakıyordu fakat ben ondan gözlerimi kaçırdığım için o da gözlerini üzerimden ayırıyordu.

"Böyle bir garip oldu sanki yol boyunca böylece oturacak mıyız?"

Dedi prens
Sanırım sohbet etmek istiyor
E haklı olarak

Yolumuz uzun çok sıkılırdık hiç konuşmasak

"Bir şeyler konuşabiliriz majesteleri"

Gülümsedi ve bana baktı
Bu adam bu kadar yakışıklı mıydı?

Abimden sonra gördüğüm sayılı yakışıklı prenslerden biri

Ama normal değil mi
Kral Jongin de çok yakışıklıydı

"Konuşalım o zaman yunseo'ya alıştın mı nasıl gidiyor?"

Berbat.
Her gün boş oturmak gerçekten berbattı
Sıkıntıdan patlama noktasına kadar ulaşıyordum

"Güzel aslında fakat çok sıkılıyorum sürekli odamda öylece oturmak gerçekten çok kötü"

Prens kaşlarını kaldırdı

"Haklısın son zamanlarda fazla doluyum bu yüzden sizin sıkılmış olacağınız aklımın ucundan bile geçmedi üzgünüm, yunseo'ya döndüğümüzde sizin için bir uğraş bulacağıma emin olabilirsiniz.Hem isterseniz sarayın bahçesinde istediğiniz gibi gezebilirsiniz de neden sadece odanızda öylece oturdunuz ki?"

Ne bileyim ben
Korktum
İlk günden gaddar gibi konuşup kaba davrandığınız için prensim her hareketimden çekinir oldum

"Ben aslında sarayı pek tanımıyorum ben dışarıya çıksam kaybolurum"

Dediğim şey ile kahkaha attı
Vay gülebiliyormuş

"Saray hizmetlisi sizi yönlendirir di"

Ya ne saray görevlisiymiş
Bıktım her saniye dibimde olmasından

"Sürekli yanımda olmaları birazcık rahatsız hissettiriyor"

"Haklısınız,bende bazen hepsini gönderiyorum yanlız kalmak güzel hissettiriyor"

Haklı
Ama hep de yanlız olunmaz
Kafayı yerim ben

"Öyle..."

Garip sessizlik yine geldi
Bir kaç dakika öylece sustuk
Ama bu sessizliği prens bozdu

"O halde bu gün krallığınızdaki önemli yerlerin siz bana tanıtın daha sonra da ben size kendi sarayımı tanıtırım"

Tamam bu mantıklıydı

"Olur tabii ki"

Bu sefer gerçekten susmuştuk
Zaten kısa bir süre sonra da saraya gelmiştik

Fakat ben beklediğim sarayımı bulamamıştım, güzel çiçekler ile süslediğimiz sarayımızın yolunda kan vardı
Yerler kurumuş kan ile doluydu

Gözlerim doldu
Tutmadım kendimi ağladım
Çocukluğumun geçtiği bu yollar kana bulanmıştı

İşte o an evsiz gibi hissettim
Vatansız yurtsuz ve kimsesiz gibi

Zaten öyleydim
Ne evim kalmıştı ne de kimsem

"Prens Jeongin? neden ağlıyorsunuz?"

Neden acaba?
Sarayımı ne hale getirdin,beni ailemden uzak tuttun ve hala neden ağladığımı mı soruyorsun

"Çok vicdansızsınız majesteleri, çocukluğumun geçtiği sarayı ne hale getirmişsiniz ve hala neden ağladığımı soruyorsunuz?"

Prens kaşlarını çattı
Yine çok kötü bakıyor

"Prens Jeongin bu tavır da neyin nesi siz kötü etkilenmeyin diye hala size bir prensmişsiniz gibi davranıyoruz diye yüz buldunuz belki ama bu tavrınız canımı sıkmaya başladı.Ve sarayınızın bu halde olmasının sebebi ben değilim sizin sarayınızın bir koruması bile yoktu anneniz soojin karısının yasını tutmaya kaptırmıştı kendini sarayınızı o kendi elleri ile bize teslim etti
Ve zaten ülkenizi ben işgal etmeseydim benden önce Moğollar edecekti emin olun ki Moğollar bizim size davrandığımız gibi davranmayı bırak size istemeden sahip bile olurlardı sizi kendine eş yaparlardı"

Daha da ağlamama neden olmuştu bu sözleri
Belki haklıydı ama asla kibar bir şekilde dile getirmiyordu

"Yani şimdi ağlamayı kesin ve olduğunuz duruma şükür edin"

Haklıydı
Biz kendi ellerimiz ile sarayımızı onlara teslim etmiştik

Hyunjin neden sürekli bir tavir değişimi içinde anlayan oldu mu

Alone in winter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin