Alone in winter

8

1 hafta sonra

Jeongin

Prensin odamda uyumasının üstünden tam 1 hafta geçmişti
Bir haftadır odamdan hiç hiç çıkmadım çünkü kızgınlığa girmiştim

Aslında daha bir hafta vardı fakat prens bir alfa olduğundan aynı alanda bulunarak uyumamız beni etkilemişti
Yani ben öyle düşünüyordum

Kızgınlığım bu gün bitmişti bu yüzden dışarıya çıkıp hava almak istiyordum
Kıyafetlerimi giyinip yüzüme hafif bir makyaj yaptım

Sonra getirdiğimiz eşyaların içinden hiç açılmamış olan Lotus çiçeği kokumu çıkardım

Kendi kokuma en yakın kokuyu bulmaya çalışıyordum uzun süredir bu yüzden buraya gelmeden önce Shuhua annem bana hediye etmişti fakat açmaya fırsat bile bulamamıştım

Bu gün ilk kez açtım ve kokusunu içime çektim
Gerçekten baş döndürücü şekilde güzel bir kokusu vardı
Ve kendi kokuma benzer bir koku olduğunu düşünmüştüm

Kokuyu boynuma ve bileklerime sürdüm ve odadan çıkmak için ayaklandım

Odadan çıktığımda kapımda Dahyun yoktu
Hep orda durur fakat bu gün yoktu

Onu umursamayıp bahçeye çıktım ve salına salına yürüyüp güzel havayı içime çektim

Çok geçmeden arkamda duyduğum ayak sesler ile konuşulanlara kulak misafiri oldum
Saray çalışanı olan kızlar konuşuyordu

"Veliaht prens gecenin bir saatinde o omeganın odasına gitmiş ve orda sabahlamış inanamıyorum gerçekten"

"Hiii ne kadar da ayıp"

"Asıl mesele veliaht prens gittikten sonra bir hafta odadan çıkmamış yani kızgınlıktaymış"

"Ne yani prens kızgınlığında yardımcı mı olmuş?"

"Evet öyle diyorlar "

"O zaman hamile olması çok büyük ihtimal"

"Öyle ama biliyor musun bu omegada bir haller vardı zaten amacı prensi ayartmakmış demek "

"Tabii prensin yanına giderken süsleniyor yüzüne boya sürüyor,prensin kucağına bayılıyordu bile istiye kaç kere de prensin odasına giderken görülmüş"

"Ne kadar da ahlaksız insanlar var"

Ne diyordu bunlar
Benim hakkımda konuşuyorlardı
Şahsıma olmayan iftiralar atıyorlardı
Ne hakla benim namusuma dil uzatırlar onlar

Hızla kızların yanına gitmek için hanbokumu topladım ve büyük adımlar ile kızlara doğru gitmeye çalıştım fakat karşıma biri çıktı

"Prens Jeongin duydukların yüzünden çok sinirli olduğunu biliyorum fakat şuan sakin kalmalısın veliaht prens seninle konuşmak istiyor hadi gidelim"

Bu veliaht prensin kuzeniydi

"Gidelim... Şey "

"Soobin minsu krallığının 4. Prensi prens Soobin veliaht prensin kuzeniyim "

"Gidelim prens soobin "

Kafasını salladı ve önden gitti
Bende onun peşinden gittim fakat gittiğimiz yol prensin odasının yolu değildi

"Nereye gidiyoruz, burası prensin odası değil"

"Prens şu anda kütüphanede orda görüşmenizin uygun olduğunu söyledi "

Pekii bu mantıklı
Çünkü bu kadar söylenti varken bir de prensin odasına girsem neler söylerler

Biraz daha yürüdükten sonra prens soobin bana kapıyı gösterdi ve kendisi gitti
Bende kapıyı araladım ve içeriye girdim

"Veliaht prens?...burda mısınız"

Bir anda rafların arasından çıkıp önüme geldiğinde korktum ve geri çekildim

"Söylenenleri duydun mu?"

Dedi veliaht prens

"Duydum çok kötü şeyler söylüyorlar"

Prens kafasını salladı ve sandalyeye oturdu

"Konuşur konuşur susarlar biz biraz müdahale ederiz fakat doğrudan bir şey yapamayız sende sıkma canını"

Nasıl bu kadar rahat olabilir?
Hakkımda neler söylediler

"Prensim,benim hakkımda neler dediler sizin haberiniz var mı? Öylece duracakmıyız lütfen yalanlayın söylenenleri"

"Prens, çok da bir şey dememişler sadece birlikte olduğumuzu düşünmüşler"

Ne diyor bu adam ya

Neler dediler bana

"Neler diyorsunuz siz,sadece bunları mi söylediler sanıyorsunuz o kadar ağır konuştular ki ben... Ahh"

Dayanamayıp ağlamaya başlamıştım
Gururumun gerçek anlamda kırdılğını hissediyorum
Çok kötü hissediyorum aynı zamanda
O kızlar bilip bilmeden neler söylemişlerdi bana

"Prens? Neden ağlıyorsun ne dediler sana?"

"Onlar benim amacının sizi ayartmak olduğunu söylediler"

Hıçkırmaktan konuşamıyordum

"Geç otur şöyle önce sakinleş sonra sana ne dediler teker teker anlat bana"

Çektiği sandalyeye oturdum ve gözyaşlarımı durdurmaya çalıştım

Biraz daha sakinleştiğimde gözyaşlarımı sildim ve prense doğru konuştum

"Benim hakkımda çok kötü şeyler söylediler,saraya geldiğimden belli amacımın siz olduğunu sizi etkilemek için makyaj yaptığımı sizin kucağınıza bile isteye bayılıp durduğumu söylediler,sonra benim..."

Dedim ve duraksadım
Ağza alınmayacak laflar etmişlerdi

Veliaht prens kaşlarını çattı ve bana yaklaştı

"Ne dediler başka?"

"Benim hamile olabileceğimi söylediler,ben çok kırıldım çok utandım prensim lütfen bir şeyler yapın böyle konuşmaya devam edecekler ve namusuma iftira atacaklar ve ben sonsuza dek aynen onların anlattığı gibi bir omega olacağım "

Prens elini omzuma koydu ve okşadı

"Korkma, halledeceğim "

"Lütfen..."

Veliaht prens gözlerime bakıyordu
Uzun süre öylece yüzüme ve gözlerime baktı
Sonrasında kendini toparlayıp bir anda ayağı kalktı

"Güzel bir koku geliyor?Buralarda Lotus çiçeği mi açmış?"

Ne
Kokumu farketmiş miydi?

"Evet güzel kokuyor"
Hayır tabii ki bu güzel kokunun benden geldiğini ona söylemeyeceğim

Bu bir omeganın alfaya açık kapı bırakması gibi bir şeydi
Yani davetkar bir şeydi

"O halde ben gideyim,iyi günler veliaht prens"

"Sana da iyi günler prens Jeongin"

Önünde edildikten sonra kütüphaneden çıktım ve odama doğru yürüdüm

Garip hissediyordum
Veliaht prens çok yakışıklıydı ve ister istemez dikkatimi çekiyordu

VAGGGGG
TERBİYESİZ CALİSANLAR
N