12

208 41 20
                                    


Jeongin

"DAHYUN! SANA ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞEY SORMAM LAZIMM!"

Veliaht prensin yanından ayrıldığım gibi soluğu Dahyun'un yanında almıştım

"Sorun prensim dinliyorum"

Dedi ve yanıma geldi

"Şimdi şöyle ki biri ile başka biri ilk karı birlikte görünce ne oluyor"

Dahyun gülümsedi ve kafasını yere eğdi
Sonra kulağıma yaklaşıp fısıldadı

"İlk karı veliaht prens ile mi gördünüz?"

Bu kadın çok zeki ya
Nasılda şıp diye anladı

Hemen de söylüyor utanıyorum

Utandığımdan ellerim ile yüzümü kapattım

"Ya Dahyun! Öyle pat diye söylenir mi?"

"Üzgünüm prensim"

Off dahyunun arkadaşım olduğunu sanıyordum
Hala benden özür diliyor

"Üzgün olma,neyse biliyor musun?şu kar olayını?"

Kafasını iki yana salladı

"Üzgünüm prensim bilemiyorum fakat isterseniz kütüphaneye gidip araştırabilirim"

Kütüphane mi?
Uzun süredir kütüphaneye gitmemiştim
Aslında çok kitap okuyan biri değildim
Ama abim bilgili biri olmam için her ayda bir kez kütüphaneye götürürdü beni

Bazen zorla bazen isteğim ile giderdik
Aslında pek kitap okuduğum söylenemezdi
Abimi izliyor kitaplardaki görselleri karıştırıyordum

"Beraber gidelim en son ne zaman kütüphaneye gittigimi hatırlamıyorum"

"Olur ne zaman gitmek istersiniz?"

Tam şuan
Demek isterdim ama çok yorgunum
Tek bir kelime bile okuyamam

"Yarın gideriz şimdi gidip uyuyacağım sende gidebilirsin"

Önümde eğildi ve arkasını dönüp gitti
Bende odama doğru ilerledim

Yorgunlukla kendimi yatağa attım ve iç çektim

"Veliaht prens çok garip...bana karşı olan tavırları ahh gerçekten ne kadar çabuk kapılıyorum şıpsevdi miyim neyim? Ama çok normal değil mi genç bir omegayım ve bu tür hareketlerden etkileniyorum doğal olarak "

Bana ettiği iltifat aklıma gelince aptal gibi gülümsedim ve kızaran yanaklarımı tuttum

"Bana güzel olduğumu söyledi, çıldırmamak mümkün mü?"

Kendi kendimle ve tavan  konuşmam bittiğinde yatağımdan kalktım ve aynamın karşısına geçtim ve makyajımı silmeye başladım

Kafam karışıyordu

Canım sıkılıyordu

Akıbetim ne olacaktı?

Abim ne zaman harekete geçecekti

Peki abim harekete geçtiğinde ne olacaktı

Gangsuya geri mi dönecektim

Peki veliaht prense ne olacaktı

Yine savaş mi olacaktı

Yoksa barış mı

Veliaht prensin çok hırslı olduğunu duymuştum

Gangsudan öylece vazgeçeceğini sanmıyorum

Peki vazgecmezse ne olacak

Gangsu bir vahşeti daha kaldıramazdı
Veliaht prens Hwang Hyunjin kafasına koyduğu şeyi yapar
Ucunda canı olsa bile
O istediği şeyi yapmak için bir ülkeyi bile kangölüne çevirebilir

Öyle diyorlar
Gerçekten bu kadar acımasız biri mi
Daha önce gangsuyu alırken insaflı davrandığını duymuştum

İşgal edeceği ülkenim tüm kraliyet ailesini öldürürmüş

Şimdiye kadar böyle 3 tane kraliyet almış

Peki bana ne olucak
Beni de öldürür mü?

Aramızda ufaktan da olsa bir şeyler olduğunu çocuk bile anlar

Ya ilerde birbirimize aşık olursak
Ve tam o sırada abim Gangsuyu geri alırsa

Ülkeme dönmem gerekir
Prensten ayrı kalırım

Belki de prens abimi öldürür bile

Berbat bir gelecek bekliyor sanki beni

Hiç bir tahminde bulunamıyorum

Ölümüne korkuyorum ama prense kapılmaktan kendimi geri tutamıyorum

Düşüncelerim yüzünden tüm mutluluğum bir anda terk etti bedenimi bende kıyafetlerimi değiştirip yatağıma uzandım

Çok geçmeden uyuya kaldım

"Hyunjiin! Hyunjinaaa! Neredesin?"
Sarayın bahçesindeydim
Elimdeki çicekler ile Hyunjin'i arıyordum
"Hyunjin nerelerdesin"
Bahçede ilerlemeye devam ederken ayağımın önünde bir sıvı gördüm
Bu kandı
Nerden geliyordu bu kan?

Kanın geldiği yolu takip ettim ve karşımdaki adama baktım

Yerdeki tüm kan kılıcından süzülüyordu

"Burdayım Jeongin"

Adam Hyunjin'di

Ama sanki bir farklıydı

Gözleri kırmızıydı

Yüzü kan içindeydi

"Hyunjin!bu ne halin yaralandın mı"
Dedim ve koluna dokundum

Koluna dokunmam ile kucağımdaki çiçekler soldu

Neler oluyordu böyle?

Hyunjin iğrenç bir sırıtış ile üstüme yürüdü ve belimden tutum beni kendine yasladı

"İyi uykular güzelim"

Dedi ve dudaklarıma bir öpücük kondurdu
Daha sonra da anlımdan öptü

"Elveda..."

"Hyunjin? Ne elvedas-"

Kılıcını karnıma sapladı

"Jeongin? Nasıl oluyor da böyle güzel görünüyorsun?
Son nefesini verirken bile çok güzelsin "

Kucağına doğru düştüm
Son nefeslerim ile ona bir şey söyledim

"Son... Nefesine kadar beni seveceğini... Söylemiştin şimdi ölümüme...sebep oldun
Son günüme kadar... Beni sevdiğine emindim ama.. şimdi değil "

Ve gitmiştim Jeongin ölmüştü
Ama ben kucağında öldürdüğü sevgilisine bakan Hyunjin'i görebiliyordum
Bir anda içli içli ağlamaya başladı

"Ben seni son nefesime kadar seveceğim beni duyuyor musun Jeongin?
Lütfen duyuyor ol seni sevdiğime emin olabilirsin seni seviyorum ben Jeongin, Jeongin?"

Jeonginin gözünden bir damla yaş düştü

O ruhunu teslim etmişti
Hyunjin'in kucağında sevgilisinin yanlızca bedeni kalmıştı

"Jeongin? Nasıl oluyorda böyle güzel görünüyorsun ?
Ölüyken bile çok güzelsin nazenin "

...

Gözlerimi açtığımda odamdaydım
Kan ter içindeydim
Her şey bir rüya mıydı?
Ama bu çok kötüydü

Gözyaşlarımı tutamadım

Dakikalarca belki saatlerce ağladım orda

Ne olacaktı?

Ağladım
Hikayeyi kötü bitirseydim böyle biterdi
Sonu böyle olurdu
Olm çok kötü oldum lan

Alone in winter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin