6

297 46 36
                                    

Jeongin

Günler sonra ilk kez kendime aynamdan baktım
Yüzüm biraz çökmüştü sanki

Tabii günlerdir ağlayıp duruyorum
Doğru düzgün yemek bile yiyemiyorum

Ama artık daha mutluyum
Çünkü biliyorum
Abim yaşıyor ve gelip beni kurtaracak

Belki geç olacak belki zor olacak ama abim beni burda bırakmayacak

O benim dayanağım
Hayatımın sonuna kadar ona güveneceğim

Aynadan gördüğüm görüntüden pek bir menunsuz olduğumdan saraydan getirdiğimiz makyaj malzemelerimi çıkarttım

Dudaklarımı ve yanaklarımı azıcık pembeleştirip daha tatlı bir görünüm kattım kendime

Zaten böyle özensiz bir şekilde gezmek bana yakışmazdı

Prens Jeonginin üstüne başına bakmadan çıktığı nerde görülmüş sanki

"Çok güzel oldum bir şeyler de giyinmeliyim
Acaba ne giysemm?"

Kendi kendime konuşurken getirdiğim kıyafetlerimi karıştırdım.

O an aklıma gelen şey ile duraksadım

En sevdiğim hanbokumu giyebilirdim

Kıyafetlerimi derinliklerinden bulduğum çiçek işlemeli sade ve zarif olan hanbokumu çıkarttım ve giyindim

Bu elbiseyi giydiğimde kendimi o kadar güzel hissediyordum ki...

Hazırlamam bittiğinde odamdan çıktım ve kapının önünde bekleyen dahyunun yanına gittim

"Merhaba Dahyun, ben çok sıkıldım da bana sarayı gezdirebilir misin?"

"Tabii ki şöyle gidelim ister misiniz?"

Eli ile gösterdiği tarafa baktım ve kafamı salladım

Yavaşça yürüdük

Saray güzeldi
Bizim sarayımız kadar güzel olmasa da

Sarayın bahçesinde gezmeye devam ederken gelen kılıç sesleri ile seslerin geldiği tarafa doğru gittim

Veliaht prens ve uzun boylu bir adam kılıç talimi yapıyorlardı sanırım

Ve veliaht prens iki kılıç kullanıyordu?

O kadar iyi bir savaşçı mıymış?

İki kılıç ile savaşmak çok zor bir şeydi
Annem soojin bile iki kılıç ile talim yaparken zorlanırdı

Fakat prens elindeki iki kılıcını da ustaca çeviriyor ikisini de uyum içinde sallıyordu

"Voah veliaht prens bu kadar yetenekli miydi?"

Dedim dahyuna

Dahyunda bana cevap verdi

"Prensimiz savaş sanatlarında çok yeteneklidir gören herkes aynen sizin gibi şaşırıyor fakat o görünenin aksine fazla iyi bir savaşçı"

Demek ki bu yüzden tek başına koca sarayımızı ele geçirdi
Gerçekten yetenekli olsa gerek

Bir süre onların savaşmasını izlemeye devam ettim

Çok geçmeden prensin savaştığı adamın kılıcı yere düştü ve prens kılıcını hızla adamın çenesine yasladı

"Yine kaybettin Kuzen"

"Bu benim kötü bir savaşçı olduğumu kanıtlamaz Hyunjin sen fazla iyisin bende koca Choi Soobin'im yani "

İkisinin arasında büyük bir kahkaha patladı ve kılıçlarını bırakıp hemen sarıldılar

"O kadar özlettin ki kendini sarayını basıp kılıçlarımı boğazına dayayacaktım"

Dedi Veliaht prens

"Merak etme kuzen uzun bir süre daha burdayım eve dönmeye niyetim yok zaten bana pek ihtiyaç duymuyorlar gereksiz bir prensim ben"

Gereksiz bir prens mi?
Veliaht prensin kuzeni de mi prensti?

"Saçmalama soobin ben şahsen abinden daha yetenekli olduğunu düşünüyorum "

"Senin böyle düşünmen bir şey değiştirmiyor Hyunjin abim herşeyi mahvetmesine rağmen yine işe yaramaz olarak anılan ben oluyorum"

Gerçekten
Aptal taht savaşları için abisi hakkında böyle konuşabiliyor

Aynı karından çıktığın kişiye nasıl böyle bir ihanet yapabilir ki insan

"Neyse Soobin takma sen bunları gel odama geçelim sohbet ederiz"

Dedi ve bizim olduğumuz tarafa doğru geldi ve beni inceleyip konuştu

"Merhaba prens Jeongin bu gün çok daha iyi görünüyorsunuz bir mutlu gördüm sizi"

"Evet prensim artık üzülmemeye karar verdim sadece yaşamıma bakacağım"

Yalan
Yalan söyledim

Olsun

"İşte bu en başından belli böyle düşünmeliydiniz bakın yüzünüze kan gelmiş güzelleşmişsiniz"

Meymenetsiz herif
Gıcık

"Teşekkür ederim prensim ben sarayı gezmeye devam edeyim sizi de daha fazla tutmayayım"

Dedim ve önünde eğildim

Oda kafasını sallayınca ikimiz de kendi yolumuza gittik

Hyunjin

"Kuzen! Kimdi o omega? Sen ona bir sürü övgüde bulundun benim tanıdığım Hyunjin mi bu?"

Soobin yine başlamıştı
Kuzenim çok seviyorum falan ama
Bazen çenesi çok düşük olabiliyor

"Ya soobin ne olacak iki iltifatta bulunduk işte"

"Yok yoook normal değil sen kendinden başkasını övmezsin söyle bakalım ki bu?"

İlla konuşturacak

"İşgal ettiğim sarayın kraliçesinin küçük oğlu
İyi bir yaşam sürmesi için saraya getirdim "

Soobin gözlerini kocaman açtı

"Sen işgal ettiğin sarayın prensini ülkene getirdin iyi yasam sürmesi için? Sen hayatta yapmazsın böyle bir şey doğruyu söyle gözün mü var o omegada "

Ben bunu bir tur dövsem mi?

İyice boş boğazlık yapmaya başladı

"Soobincim canım kuzenim sadece getirdim işte hem babam da öyle olmasını istedi neden eşeleyip duruyorsun"

Soobin omuzlarını silkti

"Kuzen ben bu işin peşini bırakmam biliyorsun değil mi? Hadi dökül "

Haklı
Peşimi bırakmazdı

"Bak soobin söyleyeceğim ama kesin değil kimseye söyleme tamam mı?"

Soobinin kafasını sallaması ile konuştum

"Ben onu ve ailesini ölesiye kıskandım küçükken de babama sarılmasını görmüştüm o günden belli onu deli gibi kıskanıyordum ve sevmiyordum küçüklükten kalan bir yara işte
benim hiç onun gibi bir ailem olmadığından onu kıskandım bu yüzden ona çok kötü davrandım sürekli kendimi frenlemeye çalıştım ama olmadı.O bana her ailesinden bahsettiginde çıldırdım daha sonra o da dayanamadı bana karşı rahatsız olduğu herşeyi söyledi bende o an anladım ki ona çok büyük haksızlık ediyordum.
Daha sonra onların sarayından sarayıma dönerken onu uzunca inceleme fırsatım olmuştu
O tam benim ideal tipimdi tatlı minik bir yüzü avucuma tam oturucak yanakları kocaman gamzeleri gülümseyince yok olan gözleri tam istediğim gibiydi bu yüzden ona kendimi affettirmeye çalışacağım belki bir şansımız olur diye
Soobin sence olur mu şansımız?"

Soobin şerefsizce gülümsedi

"Olmaz mı! seni istemeyen omega mı var be"

Jeongin istemez di ki beni
Hem haklı da
Ona gerçekten çok kötü davrandım
Ama bunu telafi edeceğim

Bir şansımızın olmasını istiyorum.


Hyunjin'in şansı olacak mi acep





Alone in winter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin