Sabah kalkdığımda Olganı göremedim.
"Olga?Nerdesin?"diye seslendim.
Ama çıt yoktu.
Nereye gitmiş ola bilir?Bildiğim kadarıyla onun da benim gibi bir evi yoktu.Daha doğrusu benim şu an var,ama onun yok.
"Olgaaaa!"
Hala çıt yok.
"GÜNAYDIN!"
Evet.Tahmin etdiğiniz üzere manyak tam kanepenin arkasındaki boşluktan çıktı.
"Lan manyak!Niye korkutuyorsun?!"
"Ya kızım sen de her fırsatda alıştın he manyak,salak,gerizekalı demeye.Dilini alıştırma canım."
"Allah Allah ya.Hele sen bir bunları hak etme,ondan sonra ben sana söylemem."
"Tama-Ne?"
"Şey...Hiç bişii!"
"Vanessa!Buraya gel!"
5 dakika boyunca sadece kovalamaca oynadık.Ben kaçtım,o tutmaya çalıştı.
Ama yakalayamadı.
"Ya sen nasıl bu kadar hızlı koşuyorsun?!Vallahi turnuvalara katılsan altın madalyon verirler sana ha!"
"Ben hızlı koşmuyorum,sen koşamıyorsun."
"Şimdi öyle bişi derdim ki...Ama neyse.Hadi,kahvaltı hazır.Next station is Mutfak!:D"
Büyük bir kahkaha krizi daha!
Yemeğimizi yedikten sonra,onunla dışarıya,öylesine gezmeye çıkmaya karar verdik.
Gezerken bir şey gördüm ve bu gördüğüm şey donup kalmama neden oldu.
Bu Matthew'in arabasıydı.
BMW X7...
Bir dakika NE?!
Ama bu nasıl olur?O öldüğüne göre her şeyi yok olmalıydı.Peki arabası nasıl burdaydı?
En önemlisi,ben onunla kaza yaptım lan!
Sanırım,o ölse bile evreni de,arabası da kalmıştı ondan geriye.
O zaman onun evrenine gide bilmem için bir engel kalmamıştı.
Drakula klavuzuna baktığımda,drakulalar eğer biri,bir diğerini kısıtlarsa,ve kısıtlayan kişi ölürse,o büyü bozulur ve artık o drakula özgürleşir.Bu yüzden artık bu araba da o evrenin varlığının işareti olduğu için,o evrene gitmem için hiç bir engel kalmamıştı.
Olganı eve bıraktıktan sonra onun evrenine uçtum..Bunun için,istediğim yeri söylemem ve ya aklımdan geçirmem yeterdi.
Hemencecik,ışınlanmış gibi.Vardığımda,burası hala aynıydı.Burda benden başka kimse yoktu.Etrafta gezindim.
Onun evi.
Tam karşımdaydı.
Acaba hala aynı odada mıydı?
Yoksa yok mu olmuştu?
En iyisi,bu soruyu cevaplaya bilmek için eve girmek.
Eve girdiğimde kan izleri hala duruyordu.Büyük bir korku içerisinde odaya girdim.
Burada yoktu.
İyi de kendiliğinden yanması için,mutlaka bir yasağı çiğnemeliydi.Ama o kurallara çok ama çok bağlı olan birisiydi.
Mutlaka birisi onu kuralları çiğnemeye zorlamış olmalıydı.
İyi de kim onun drakula olduğunu biliyordu?Kim onun kendiliğinden yanmasına sebep olmuştu?
Çok soru vardı,ama hepsinin cevabı tekti.
Sadece bir kişi,bütün sorulara cevap vere bilirdi.
O da,Matthew'i ölüme zorlayan kişiydi.
Onu bulmam lazım.
Şimdiyse buranı araştırıyordum.En ufak bir iz bile onu öldüreni bulmama yardım ede bilirdi.
Ama bu zordu,çünkü onu öldüre bilicek birisi o kadar profesyonel olmalıydı ki,istediğine ulaşa bilsin.
Ve başarmıştı.
Matthew'i benden (ç)almıştı.
Şimdiyse benim onun canını almam gerekiyordu.Yoksa rahat yaşayamazdım.
Çünkü drakulalar ölümsüz varlıklardır,ama kuralları çiğnerlerse,kendiliğinden yanma sonucu yok olurlar.
Dikkat edin,ölürler demiyorum,yok olurlar diyorum.
Yani,onların cenneti ve ya cehennemi yok.
Bu yüzden istesem de artık hiç bir şekilde Matthew'i geri getiremem.
Hiç bir şey bana yardım edemez...
En acısı da bu.
Evrene baktıkça daralıyordum.Sanki birisi boğazımı sıkıyor,nefes almamı engelliyordu.Onsuz hayat gerçekten de sıkıcı ve durgundu.
Yaptığı 'patdesleri',ayranı bile özledim...
Olga'nın olduğu taraflara gidip,onu dışarda beklemeye başladım.
Birden arkamdan birisi çekiştirmeye başladı,ve ağzıma bir mendil tutdu.
Bu bayıltıcıydı.Benim böyle şeylere bağışıklığım olmadığı için saniyeler içerisinde bayılmıştım.
Veeee bölüm sonuuuu!!Bölümü nasıl buldunuz??Benimle fikirlerinizi yorumlar kısmında bölüşünn!
İyi ve mutlu okumalarrr!!
Arkadaşlar bölümü erken yayınlamaya karar verdimm!
Değerimi bilin sksksksks
Keyifli okumalar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli lotus:Drakulanın mirası
FantasyMary,yanağının üst kısmında,gözünün yan altında kırmızı bir lekeyle doğar.Leke lotus çiçeği şeklindedir.Bu lekeden dolayı,Mary diğer çocuklar tarafından dışlanır ve zorbalığa uğrar.Bu sebepten dolayı,kimseyle konuşmaz,hep kendi içinde düşünür.Mary u...