"Yarın gezsek olur mu?Bu gün sadece bana neler olduğunu konuşmak istiyorum."
Endişelenmişti.Etrafındakilere,
çevresindekilere zarar verdiğini düşünüyordu.Ben de bunu ondan gizleyemezdim.
Her şeyi dürüstçe anlatacaktım.
"Öncelikle,bunların bilincinde olmadığını biliyorum.Sen,avcı olurken,yaptıklarını hatırlamayanlardansın.Çünkü,fazla güçlüsün.Gücün yan etkisi de bu,hiç bir şey hatırlamıyor olman."
"Zaten,hatırlıyor olsam sana sorarmıydım ne yaptım diye?"
"Sadece kendini suçlama demek istiyorum."
"Aslında ben senin sandığın kadar masum değilim,şeytan yüzlü melek.O yüzden ilk seni gördüğümdeki saf konuşmama sakın aldanma.Neden mi?Çünkü,hiç bir kişi,göründüğü gibi değildir.Aynı benim 2 kişilikli olduğum gibi.İlk gördüğün sahte,çocuk yüzüm,şu anki senle sert bir şekilde konuşan bense gerçek yüzüm.Şimdi,anlat hadi."
Buna aslında pek te şaşırmasam da,şaşırmış gibi yapmıştım.
"Pekala,anlatıyorum.
İlk Vanessaya avcı olduğunu söylediğinde,Vanessa senden doğal olarak bunu beklemediği için uzak durmak istemiş.Vanessaya aslında söylemeyecektin,ama onu banyodayken başka bir görünmez avcının yakalayıp,yanağındaki izi sökerek,onu insana çevirmeye çalıştığını gördün.Ve mecburen,onun yanına gitdin ve onu kurtardın.Ama o bütün bunlardan dolayı bayılmıştı.Sen de,onu depo gibi eski bir yere götürdün.Onu yatakta uzatmıştın.O uyanınca oturmuş,sana bakıyordu.Sen de her şeyi ona anlatınca aranızda tartışma çıktı ve senin güçlerin hırsın yüzünden seni korumak için ortaya çıktı ve gözüne beyaz bir perde indi.Sen de Vanessaya zulm etmiş gibi oldun.""Zulm etmek derken?"
Çok rahatdı.Sanki masal anlatıyordum.Bacağını bacağının üstüne atmış,masmavi kısa bir elbise giymiş,ellerini de göğsünde birleştirmişti.
"Yani,gözüne perde indiğinde,kızı kolyeye bastıktan sonra,bir bakışınla o farkında olmadan yatağa bağladın.Bu da yetmedi,ağzına bant yapıştırdın...Ve bütün drakula ve şeytanlara ezik dedin."
Gülme hissini bastıramayıp kahkaha atdı.
"Gerçekten söyledim mi bunu?"
Ben de onun gülmesine dayanamayarak hafif tebessümle;
"Evet"dedim.
"Seni es geçiyorum,doğru söylemişim."
Beni es mi geçiyor?Vay...
Hafif güldüğümü farketdiğinde,ayağını aşağı indirdi,ellerini koltuğa bastırdı ve yavaşça aşağı doğru güldüğüm için,başını eğerek bana;
"Hemen şımarma ha,fikirleri sabit birisi değilimdir."
Beni deşecekmişcesine bakıyordu bana.
Yine de hafif bir gülüş vardı yüzünde.
Sonra yine,az önceki pozisyonuna geri döndü.
"Başka bir şey yaptım mı?"
Yapmıştı ama pek te söylemek istemiyordum.
"Hayır"dedim yalandan.
Ayağa kalktı,yavaş adımlarla karşımda oturduğu yerden yanıma gelmeye başladı.
Önümde durduğunda,kenetlediğim ellerimi ayırıp,kollarımı dizlerimden çektim.
Gelip hiç bir yer boş değilmiş gibi çapraz kucağıma oturdu.
Bedenini bana döndürüp,ellerini omuzlarıma koydu.
Topuz saçlarında bir taç vardı.Sarı saçlarına çok yakışmıştı.
Buz mavisi gözleriyle bana bakıyordu.
"Başka,ne yaptım?"
Nefes kesici bir güzelliği vardı,her iki anlamda.Hem içten,hem dış görünüşten.
"Sadece Mary'nin diğer evrendeki haliyle vuruştun,bununla da yaptıkların bitdi şimdilik."
Bunları kısık sesle söylemiştim.
O da bana kısık sesle cevap vermeye başladı.
"Tamam,başka yok değil mi?"
"Yok."
"Güzel."
Dedi ve ayaklanıp karşımda durdu.Ellerini yine göğsünde birleştirip konuşmaya başladı.
"Şimdi,ben sorular vereceğim,sen de cevaplayacaksın."
Az önceki anın şokundaydım hala.
Ama kafa salladım yine de.
"Mary'nin ikiz kardeşi olan kız Rubyline Darling mi?"
"Evet."
"Güzel.Felix Darcy onun eski sevgilisi mi?"
"Evet."
"Devam et.Matthew şu an nerde?"
"Onun nerede olduğunu bilmiyorum,büyük ihtimal evreninde,yanlız başına oturuyordur."
"Şimdilik bu kadar yeter."
Adeta,şoktan ayılmışçasına afalladım.
"Sen az önce beni mi hipnoz etdin?"
"En iyi tarafım."
"Şunu bir daha yapalım mı?Beni yine hipnoz eder misin?"
Üstüne yürüyordum.Arkada duvar vardı.
Tam duvara yaslanıcakken,aradan çıkıp arkama geçti.
Beni duvara itdi ve benim aksime,o beni duvara sıkıştırdı.
Yok artık,erkek olan o muydu,ben miydim şaştım kaldım.
"Ben duvara yaslanmayı pek sevmem satıcı.Oteldeki resepsiyona öyle söylemişsin.Kusura bakma,ama gerçekten de yalan konusunda berbatsın."
"Katılıyorum,kraliçem.Beni büyülediğiniz için donmuştum adeta."dedim beni sıkıştırdığı yerden üzerine yürüyerek.
Elini duvardan çekti,hafif gülerek altdan yukarı bana baktı.
O,1.74,bense 1.93 tüm.
Belinden tutup kendime çektim.
Ellerini boynuma doladığında içimde bir erkeğin aksine kelebekler uçuşuyordu.
Siyah renkte olan botlarımda bir ağırlık hissetdim.
Ayakkabılarını çıkarmış,ayaklarımın üzerine basarak parmak ucunda duruyordu.
Birden boynumu kavrayıp,kendine çektiğinde şaştım.
Boynuma tutunarak dengesini koruyordu.
Beni öpmüştü.
Sakince gözleriyle gözlerime baktı.
5 saniye baktıktan sonra beni yavaşça bırakıp,ayakkabılarını geri giydi.
"Ben evime gidiyorum,yarın gezdirirsin artık Patron.M.Görüşürüz!"
Dedi ve kolyesine basıp evine ışınlandı.
Sanırım bütün gün bu öpücüğün etkisinde kalacaktım...
Merhaba ballarımmm!Nasılsınızz?Umarım iyisinizdirr!Bölümü nasıl buldunuzz?Beğendiğinizi umuyorumm!
Bölümü kısa yapmamın sebebi,gelecek bölümlerle ilgili bir çok fikrimin sürekli değişmesi.Buna bir çözüm bulunca,bölümler daha uzun olacak!Bu yüzden gelecek bölümü bir azcık geç ata bilirim!
Size bir soru;Sizce gelecek bölüm kimin dilinden okuyacağız??
Vanessa dediyseniz,doğru tahminn!
Görüşürüz sevgili okurlarımm!Hoşçakalınn!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli lotus:Drakulanın mirası
FantasyMary,yanağının üst kısmında,gözünün yan altında kırmızı bir lekeyle doğar.Leke lotus çiçeği şeklindedir.Bu lekeden dolayı,Mary diğer çocuklar tarafından dışlanır ve zorbalığa uğrar.Bu sebepten dolayı,kimseyle konuşmaz,hep kendi içinde düşünür.Mary u...