Matthew'den
"Patron.M" adındaki o şerefsizi arıyordum tam şu an.Neden mi?
Bence bu sorunun cevabını hepiniz biliyorsunuz.Onu bulup gebertmeliyim.Hem de hemen.
Benim bir çok düşmanım olmuştu şimdiye kadar.Ama bunu pek te hatırlamıyorum.Ben buna ne yapmıştım?Hadi diğerleri beni bulup benden cehenneme giden yakınlarının intikamını almak istedi diyelim.
İyi de onların hepsi insandı.
Peki bu kimdi?Kim ola bilirdi?
Belki de babamın adamıydı.
Ve ya annemin.
"Neden ki?"dediğinizi duyar gibiyim.
Çünki ikisi de benden nefret ediyordu.Onların 2ci göz bebeklerini çalmıştım.
Kardeşimi öldürmüştüm.
Ama o kitaptaki en büyük kurallardan birini çiğnemişti.
Kural 1:Drakulalar,şeytanlar ve ya Tanrıdan başka hiç kimse bir ölünü diriltemez.
Kural 2:Tanrıdan başka kimse görevdışı,yani kurallara uymadan birisini,her hangi bir insanı öldüremez.
Kural 3:Her hangi 2 şeytan,drakula arasında olan her hangi bir tartışmada 2si de bir-birini öldürmekte özgürdürler.Çünki onlar Tanrının kontrolü altında olacaklardır.
Evet,bu kurallardan 1cisini çiğnemişti.
Bir çocuk için ölümü pahasına çiğnemişti bu kuralı.
O,bir çocuğa aşık olmuştu.
Klişe.
Ben de bu yüzden verilen emri yerine getirmiş,Tanrının verdiği emre uygun olarak kendi kardeşimi öldürmüştüm.
Ama eğer bir gün önce ona fazla öfkeli olmasaydım,onu asla öldüremezdim...
Keşke,ailemi benden çalmasaydın kardeşim...
Şu an dünyadaydım.Onu baya fazla araştırıp bütün mekanlarını bulmuştum.
Ama o da benim gibi bir drakulaydı.
Yine de şeytan değildi.
Bana yetemezdi.
Mekanın kapısını açmak hiç zor olmadı;Zaten bir parmak şıklatmamla rahatca açılmıştı.
İçeri girdiğimde mekan "adam" kaynıyordu.Ama ben mekana görünmez olarak girmiştim.
Adamların içinden geçiyorum.
Tamam tamam komik değildi.
İçeri girdiğimde evi gözden geçirdim.
Ev bir az nostaljikti.
İçeride garip,klasik bir müzik çalıyordu.
Çoğu yer kahverengiydi.
Tabloların çerçiveleri siyah,halılarsa kırmızıydı.
Duvarlar zaten komple kahverengi tahtalardan yapılmıştı.
Salon odasına geçtiğimde,büyük bir saat vardı.Hani şu saat 12 olduğunda altından kuş çıkan saatler vardı ya,hah ondan.
İsmini bilmiyorum çaktırmayın.
Aşağı katta pek fazla oda yoktu zaten.
Bu yüzden evi keşfetmek yerine direk yukarı çıkmaya karar verdim.
Gözüme ilk çarpan oda;Koskoca evde sadece 1 siyah kapısı olan odaya çarptı.
Sanırım bu onun odasıydı.
Onun işini bu gün bitirecektim.
İçeri girmek istediğimde birden alarmlar ötmeye başladı.
Artık eminim,bu ya babamdı,ya annemdi,ya da onların adamıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli lotus:Drakulanın mirası
FantasyMary,yanağının üst kısmında,gözünün yan altında kırmızı bir lekeyle doğar.Leke lotus çiçeği şeklindedir.Bu lekeden dolayı,Mary diğer çocuklar tarafından dışlanır ve zorbalığa uğrar.Bu sebepten dolayı,kimseyle konuşmaz,hep kendi içinde düşünür.Mary u...