22.BÖLÜM

5 2 81
                                    

Bu da sevdiğim bir okuruma hediyyem olsun:)

Marcow'dan

Sanırım,bu sizinle ilk karşılaşmamız.

Evet bu bir ilk.

Şu an güçlerimle,Olga'yı arıyordum.

Evet,bence bazı okurlarımız o kolyeyi ona benim verdiğimi çözmüş olmalıydı.

Onun rüyasındaki şeytan bendim.

Şimdiyse,yüzleşme vaktiydi.

Yüzümü görmüştü,bu yüzden beni nerde görse tanırdı.

Sonunda onu bulmuştum.Küçüklüğünde bile aşık olduğum o güzel kızı bulmuştum.

Şu an,onun güçleri sayesinde,ışınlanarak kaçtığı yere;

Paris'e gidiyordum.

O artık kendi güçlerini Matthew'inkini almak için değil,bütün şeytan ve drakulalarınkini alarak,ona karşı bir savaş açmak için kullanıyordu.

Onu engellemek istiyordum.

Ona,bu güçleri sadece intikam almak istediği kişinin güçlerini ala bilmek için verdiğimi ona hatırlatmak istiyordum.

Şu an gözüne her hangi bir perde inmemişti.Normal bir kız çocuğu gibi görünüyordu uzaktan.

Siz onun avcı olan,yetkinlik halini daha görmediniz,değil mi?

Sevgili yazarınız ne zaman o fotoğrafını ekler bilmiyorum ama burdan ona sesleniyorum,lütfen okurlar için o fotoğrafı tanıtıma ekle ve Olga'nın o çocuk resmini kaldır.

Neyse.

Onun rezerve etdiği otele gitdim ve şüphelendirmemek için hangi odanın ona ait olduğunu sordum.

99.oda,çaktırmayın.

"Siz kimsiniz,efendim?Öncelikle kendisine haber vermemiz gerekiyor."

Drako Malfoy desem ne derdi acaba?

Ben de söyleyecek bir şey bulamayıp;

"Ben bir satıcıyım,ona yıllar önce bir kolye satmıştım.Şu an,onunla bu kolye hakkında konuşmamız gereken şeyler var.Sanırım,o kolyeni bana ailesi satmıştı,ailesinden haber ala bilir belki."dedim destansı masalımı okuyarak.

"Peki,bekleyin biz kendisine iletelim."

Ben de beklemeye başladım.

Resepsiyon görevlisi Olgayla konuştuktan sonra 99.odada olduğunu,beni beklediğini söyledi.

Şu an asansörü beklemeden ışınlana bilmek için tuvalete girmiştim.

Ve direk 99.odaya geldim.

Kapıyı yavaşça tıklatdım.

Sanki kapıda beni bekliyormuş gibi kapı hızla açıldı.

Beni gördüğüne şaşırmış olmalı ki,gözlerime derinden derinden bakıyordu.

"Sen...Osun."

"Yıllar oldu,değil mi?"

"Geçin içeri,içeride konuşalım."

Beni içeri daver etdiğinde nazikçe teşekkür etdim ve tebessüm ederek içeri geçtim.

O benden önce benimle konuşmak istedi,bende nezaket ederek devam etmesini söyledim.

"Size ne kadar teşekkür etsem azdır.Hala intikamımı alamadım,ama onu almaya çalışıyorum.Yapamıyorum sanırım...Bir türlü olmuyor.Eğer kolyeyi almaya geldiyseniz,buyrun."

Gizemli lotus:Drakulanın mirasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin