"Hadi ama Taeee"
"Jungkook bebeğim..üzgünüm ama çok işim var bu gün"
"İstersen birlikte yarın bir yere gideriz..istediyin bir yere?"
Doğum günüme gelemeyecek olması beni hayal kırıklığına uğratmıştı...
"Hıh..istemiyorum bir yere gitmek!"
"Ben seninle beraber doğum günümü kutlamak istiyorum!"
Bıkkınca bana baktı ve derinden nefes vererek konuşmağa başladı..
"Bak bebeğim bu gün gerçekten çok fazla işim var ve hepsini yapmam gerek..istersen yarın bir yerlere gidelim ama bu gün malesef yalnız akşam gelicem"
Neden Tae neden? Neden başka vakit hepsini atıp gele biliyordun da şimdi noldu? Yoksa artık beni..
"Ne yani şimdi işlerinin benden önemli olduğunu mu söylemeye çalışıyorsu?!"
Sinirli ve kırgın sesim bağırtı şeklinde çıkıp odada yankılandı.
"Jungkook lütfen bağırma birileri duyucak güzelim"
"Birileri umrumda değil anlıyormusun?"
Kafasını iki yana olumsuz anlamda sallayıp önüne döndü..beni gözardı mı ediyordu bu?
"Tae..."
Yeniden bana baktı..sesim titrek çıkmıştı..
"Beni sevmiyormusun?"
"Ah...bebeğim ben seni..."
Kalbimin artık fena halde sıkıştığını hissediyordum..ne yani artık beni...
"Ne yani şimdi sen beni?"
Masadan kalkıp bana doğru irellemeye başladı..
"Jungkook ben seni seviyorum ama bana bir gün zaman ver yarın tekrar konuşalım"
Yüzümü sarmaya çalışan ellerini sertce itip ondan uzaklaşdım..
"Madem sevmiyorsun ben senin ilişki oyuncağın değilim anladın mı adi herif?!"
Şaşkın gözlerle bana bakıyordu..bir süredir gözlerimde biriken yaş damlalarını artık tutamaz hale gelmiştim..
"Uzak dur benden Kim Taehyung..bundan sonra bana yaklaşma asla!"
Bağırıp odadan çıktım..şirketten çıkıp durmadan koşmağa başladım..ayaklarımın beni götürdüğü yere koşuyordum..nereye gittiğimi bilmiyordum..
Sonunda durdum hiç durmak istemediğim bir yerde..burası..bizim evdi. Biz üçlünün evi... Ayaklarım titriyordu. Gözlerimden akan damlalar durmak istemiyordu sanki..zorla da olsa eve girdim..anahtarı hep ya çantanda ya da üzerimde taşırdım..kapıyı açıo içeri girdim..soğuk hava bedenime çarpsa da burada kalbime doğru giden bir sıcaklık vardı..anılar..sanki burada yaşadımız her anı etraftakı eşyalara sinmişti..her şeyi hatırlıyordum her bir anı..
Yavaş ve ağır adımlarla önce mutfağa girdim..
Hey Jk oradamısın?
Gelmezsen Jin bütün yemekleri süpürücek haberin olsun..
Hey Jimin iş bula bildin mi?
Kookie, Jimin oraya getirtmeyin beni!
Tanrım...bu anılar..hatıralar her yerdeydi..sanki..sanki yaşıyordular hala burada..hiç yok olmamış gibi..her bir tanesi buradaydı. Hiç biri kaybolmamıştı. Hepsi yerindeydi.