"Ne yani senin için benim duygularım oyuncak mı bay Kim?!"
Kafasını olumsuzca sallayıp derinden nefes verdi..
"Bebeğim bak..şimdi bu konuyu konuşacak halde değilim..lütfen akşama kadar sabret..akşam seninle her şeyi konuşucam"
Korku bütün bedenimi kaplamıştı..beni seviyorsa neden bunu şimdi söylemiyor neden? İçim içimi yiyordu...
"Tamam mı güzelim?"
"Sırf bir buket gül ve sahte sözlerle beni kendine çekmeyi başardığını mı sanıyorsun?!"
Evet...başardın..
"Başaramadım mı yani?"
Sinirimle mi oynuyordu bu?
Şu an tam yüzünün ortasına bir yumruk ata bilirdim sinirden..göz yaşlarım çoktan birikmişti gözlerimde..."Eğer beni sevseydin bunu burada da söylerdin..böyle kaçmazdın benden di mi?!"
"Jungkook yeter artık..haddini aşma sevgilim"
"Ne haddi be?! Hm? Ne haddi?! Yalan mı söylüyorum?! İsbat et o zaman!"
Alev çıkan gözlerinden onu ne kadar sinirlendirdiğimi anlaya bilmiştim ama ben de sinirlenmiştim ve öfke gözümü karaltmıştı..
"Durmasana! Hadi isbat et! İsbat et..Jungkook yalan söylüyorsun de! Hadi de...seni seviyorum de.."
Kafasını aşağı eydi..önümde hem de..iyi de ama neden? Onu ilk defa böyle görmüştüm..hayır..hayır bunu bana yapamazdı. Beni öylece bırakamazdı..
"Tae?...y-yoksa s-sen artık b-beni s-sev..."
Gözlerimin karalmasıyla bedenimin hafiflediğini hissettim. Bilincimi kaybetmiştim...
***
"Bay Jeon..iyi misiniz?"
Gözlerimi zorla açmıştım. Sesin sahibine bakmak için kafamı kaldırdığımda başımda keskin bir ağrı hissederek tekrar kafamı yastığa koydum..
"Lütfen kendinizi zorlamayın. Şimdi nasıl hissediyorsunuz?"
Berbat..kızgın ve kırgın...
"İ-iyiyim...hem de hiç olmadığım kadar sizce de öyle görünmüyor muyum hemşire hanım?"
Napıyordum ben? Hemşirenin bana garip bakmasıyla kendimi toparlamağa çalıştım. O anı hatırladığımda göz yaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı..
"Bay Jeon..gerçekten iyi olduğunuza emin misiniz?"
Kaşlarımı çatıp tekrar ona baktım.
"İyiyim dedim ya!"
"Tamam efendim"
Diyip odadan çıkacakken aklımı yiyen soruyu ona sordum..
"Şey rica edersem Jong Duku buraya çağıra bilirmisiniz?"
Kafasını sallayıp odadan çıktı ve bir kaç dakika sonra kapı çaldı.
"Gel"
Kapıyı açıp önüme oturdu Jong. Tabi benim isteğimle yoksa bıraksan akşama kadar dik dururdu bu adam.
"Jong hyung Tae nerde?"
Biraz sessiz kaldıktan sonra konuşmağa başladı.
"O sizi bıraktıktan sonra gitti efendim"