Ay canikolar bölüm yazıyomda ilham perilerim her zaman başımın üzerinde olmuyor yani bana yorumlarda fikir verebilirsiniz hikayeme eklemek isterim..iyi okumalar..
Burada neler dönüyordu amk?!
Bu kız aslında kimdi ve Tae neden öylece durup bakıyordu. Yani onları geçtim de eski sevgili mi?!
Delirmek üzereydim artık. Şu an ikisini de alıp kafalarını duvara çarpmak istiyordum."Eskiden derken anlamadım Sunna"
"Sevgilin belli ki anlatmamış Jungkook. O zaman ben sana anlatayım"
"Kes sesini Sunna kapa çeneni artık"
"Dur Tae, ve sen Sunna kimsin ve burada napıyorsun?"
"Ben Taenin sevgilisiyim canım. Yani kendini bir şey görme istersen çünki ben zaten burdayım. Ve şirkete sevgilimi görmek için geldim"
Yine omzuna sarıldı orospu çoçuğu. Onu Taenin yanında gördükce deliriyordum. Sonunda dayanamayıp odadan hızlı ve öfkeli bir şekilde çıkarak kapını arkamdan çarptım. Koşuyordum yalnız koşuyordum. Ağlamaktan duramıyordum. Kırgındım hem de çok. Neden bir şey söylemiyordu neden o kız ona dokundukta itmiyordu? Neden? Cevapsız sorular başımın yine deli gibi acımasına sebep olmuştu. Şırketten gittiğimde arkamdan yalnız Taenin "Kook!" sesini duymuştum. Beni arkamdan sesleneceğine o kıza haddini bildirseydin benim yanımda Tae. Şimdi mi ayıldın? Ah...yalnız hıçkırarak ağlıyordum. Kalbim kırılmıştı. Şuanda Jiminin kahkahalarını ve Jinin sıcak sarılmasını özlemiştim. Koştuğumdan bitkin düştüm ayrıca baş ağrımdan gözlerim karalıyor başım dönüyordu. Doğru düzgün yürüyemiyordum sonunda sokağın kenarına yıkıldım resmen yıkıldım. Acı bütün bedenime yayılıyordu sanki. Yağmur şiddetini artırarak yağıyor soğuk damlalar sırtıma vuruyordu.
"Neden bunu bana yaptın Tae neden"
Ağlayarak konuşuyordum kendimle. Başımı yere koymuş yağmurun altında uzanmıştım. Başımın acısından dengemi kaybetmiştim yüreyemezdim. İçim acıyordu. Çaresizce ağlıyordum. Bu esnada arkamda bir ses duydum.
"Jungkook!"
Koşarak bana irelliyordu. Bana yakınlaşıp kucağına aldı. Ona engel olmak isterdim ama acım çok olduğundan kıpırdayamıyordum. Soğuktan titriyordum. Gözlerimi kapayıp ellerimi önümde birleştirdim.
***
Evde sıcak suda zor da olsa hafif duş alıp üstümü giydim. Ateşim kalkmıştı. Tae ateşimi ölçüp ilaç verdi. Az da olsa acım dinmişti. Çok rahattım. Ama şimdilik. Hala ona kırgındım. Bana ballı süt içirerek yatağa yatırdı. Kendide bana sarılarak uyudu. Ona sokulup sıcak yerimde kokusunu içime çekerek derin uykuya daldım.
***
Sabah zorla gözlerimi açıp etrafa baktım. Ve Taenin yanağımı okşadığını fark ettim. Bana bakıyordu.
"Uyandırdım mı güzelim?"
Uykulu sesiyle sorduğunda ona bakarak onaylar şekilde başımı salladım. Gülümsedi ve dudaklarımı öptü. Karşılık vermediğimi farkedince çekildi.
"Hala kızgınmısın babacığına bebeğim?"
"Kızgın ve kırgın"
Derinden nefes verdi ve tekrar bana baktı.
"O olaydan sonra ne kadar kırıldım ne kadar ağladım haberin var mı Tae?"
Sesim titrek çıkmıştı. Ellerim esiyordu. Ağlamağa başladım. Gözlerim akan yaşları elleriyle sildikce daha çok akıyordu.