Çaresizlik

21 3 0
                                    

Eve geldiğimizde Jin elindeki kaşıkla tehditçi gözlerle bize bakıyodu. Kaşığın ucu bana bakıyodu ben de arkadan Jiminin kıkırdamalarını duya biliyordum. Sinirlerimi bozuyordu bu akıllanmaz eşşek sıpası...

"Gel bakalım Kookie'cim"

Bu adam neredeyse Taehyung kadar korkutucuydu. Ah Jimin seni bi elime geçirirsem..

"Odana çık Jimin ve yemeği bekle"

Jimin alaycı bakışlarla bana bakıyodu, ta ki Jinin sesini duyana kadar...

" Çabuk ol Jimin!"

Jimin hızlıca merdivenlerde yukarı çıktı.

"Sana dönelim Jungkook efendi"

Yutkunmuş ve gözümü kaşıkdan çekmiyordum. Bu sade bi kaşık ola bilir ama Jinin eline geçerse korkutucu bir silaha bir çevrile bilirdi.

" Jin isteyerek yapmadım. İş konuşması için ofisine çağırdı ben de gittim. Ve oda.."

"Ve oda sana yapıştı değil mi?!"

Kafamı aşağı yukarı salladığımda o da karşılık olarak başını olumsuz şekilde sallayıp gözlerini gözlerime dikmişti.

" Jungkook bana affallamak yerine doğru düzgün bi şey söyle!"

Sesinden bedenim titremişti. Niye bu kadar kızdığına anlam veremiyordum. Gözlerim dolmuştu artık. Jin daha önce bana hiç böyle davranmamıştı. O bile bana inanmıyordu ve hepside o Taehyung yüzündendi. Ondan nefret ediyordum hem de çok. Yavaş yavaş ağlamağa başlıyordum tutamıyordum kendimi. Jin bu halımı görüp sesini yumşaltmış ve bana sarılmıştı.

"Şşşt... Ağlama minik tavşanım, seni incittiysem özür dilerim"

" Ben gerçeği söylüyorum..hık..yemin ederim..hık"

Zorla konuşmuştum Jin de bana daha sıkı sarılmıştı.

"Tamam tamam. Yarın sizinle ben de gelicem o pisliğin yanına.. ağlama artık, lütfen"

***

Her şey dün işe geldiğimden sonra başlamıştı. Bu gün ise işe gitmek istemiyordum ama yapmalıydım. Ne de olsa paraya ihtiyacımız vardı. Bu da zorla bulunmuş bir işti. Şimdide böyle itiraz etmek. Ah...o kadar çaresiz ve kararsızdım ki. Keşke hiç o pislikle tanışmasaydım. Çaresiz bi şekilde oturduğumda bu ses duydum kapı arkasından. Bu Jindi. Hey bi dakika! Jin de benimle gelicekti.

"Hadi Jk, hazırsansa çıkalım, Jimin aşağıda bizi bekliyor"

"Hey korkmana gerek yok minik tavşan"

Başımı karıştırıp elimi tuttu. Ve dışarı çıktık. Rahatlamıştım aslında. Jinin yanından ayrılmayacaktım. İşe geldiğimde patronun yanına gidip görevimi öğrenmeliydim. Rahatsızdım ama yapmalıydım.

***

Ben ofise geldiğimde bana arkasını dönüp pencereden dışarını izliyodu. Geldiğimi ve kim olduğumu anında bilmişti. Beni yanına çağırıp çatık kaşlarla beni seziyodu. Epey korkurtmuştu beni.

"Hoş geldin Jungkook"

" Hoş buldum efendim"

Belli ki şirkete o üsyancı arkadaşınla beraber yeni birini getirmişsin. Kim o? Yeni bir baş belasımı yoxsa hm?"

Sözleri sakince söylemesi ve arkadaşlarımı kötülemesi epey bi sinirletmişti beni. Sonunda duramayıp içimdeki sesi serbest bırakmıştım.

"Arkadaşlarımı kötülemek gibi bir kakkınız yok!"

Sesim fazla yüksek çıkmıştı. Tae elini cebine koyup derin nefes vermiş ve kızgınca bana bakmıştı. Odada büyük sessizlik yaranmıştı. O üzerime bağırana kadar...

"Benim haklarımı siz mi belirliyorsunuz bay Jeon?!"

"Birinin bana bağırmasından, sözümün kəsilməsindən ve şirketime benden izinsiz birilerinin girmesinden nefret ederim, bunu aklında tut"

Sertce söylemesinden gözlerim dolmuştu. Neden bana böyle davranıyordu ki? Normal bir işçi gibi davranamazmıydı oysa? Başımı öne eğip yüzümü gizletmeye çalıştım bunu fark edip ses tonunu yumşaltmış ve eliyle çenemden tutup yüzümü kaldırmıştı. Göz yaşlarımı durduramıyordum. Sonunda tutamayıp ağlamağa başlamıştım. Her kes üzerime bağırıyordu. Taehyung bu halimi görünce bana sarıldı. İstemsizce başımı omzuna koydum. Bir eliyle belimden tutarak kendine çekiyor diğer eliyle de başımı okşuyodu. Bu gerçektende rahatladıcıydı. Ağlamağım yavaşladıkca gözlerimi kapamıştım. Bunun hiç bitmemesini istiyordum. Elleri çok nazikti.

" İyi misin şimdi güzelim?"

Sesi çok yumuşaktı. Ben de kendimi toparlamıştım artık"

"Hmhm...iyiyim"

Cevabımdan sonra sıcak bi gülümseme atmış ve korumalara su getirmelirini emretmişti. Beni de koltuğa oturttu. Elimi avucunun içine alıp okşamaya başladı.

"Benim sana öyle bağırmamam gerekirdi. Seni korkutmak ve ya incitmek istememiştim Jungkook"

Sakin ve huzurlu sesini her an duymak isterdim. Böylece ona olan nefretimi bi kenara koyup cevap vermiştim.

" Sorun değil efendim"

"Jungkook bundan sonra bana Tae de lütfen"

"Ama efendim siz ben-"

Kaşının birini kaldırarak bana bakmasıyla susmuştum.

"Tamam efen-e..yani Ta-e"

Adını söylerken kekelemiştim. Ama şansımdan bunu hoş bulmuştu.
___________________________________

Jinle Jimin nerdeler onları da yeni bölümde görürsünüz artık, bye!

Arkadaştan...aşka/ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin