1. bölüm

66 9 42
                                    

Soğuk bir akşamdı. Hızlı adımlarla eve doğru yürüyordum. Hava yağmurlu olduğundan montumun kapşonum kapalı, başım öne eğik, düşüncelere dalmış bir şekilde. Cebimde bir titreşme oldu. Bu telefonum olmalıydı. Evet çünkü cebimde telefonum vardı. Telefonu açtım , arayan annemdi

-Nerdesin sen bu saate kadar?

-Geliyorum anne yoldayım.

-Tamam hızlı ol hava karardı

Sonra telefonu kapattı

Daha hızlı adımlarla yola devam ettim.Eğer eve geç gidersem annemin beni bir daha tek başıma dışarı çıkmaya izin vermeyeceğini biliyordum. Annemi çok severdim, ama bazen bana fazla sert çıkışması ve abartı cezalar vermesi üzüyordu beni. Sahi bütün anneler böylemiydi? Yada babalar annelere göre daha mı sertti? Benim annem babama göre daha sertti . Gerçi bazen babaların kız çocuklarına karşı daha anlayışlı ve yumuşak olduğunu duymuştum ama bu bence tamamen karakter meselesiydi.

Eve vardım ve kapıyı çaldım. Kapıyı açan kardeşimdi. O daha 11 yaşındaydı ama ev işlerinde anneme çok yardım ederdi siyah dalgalı saçlı ve yeşil gözlüydü. Gözleri herkese sıcak bakardı . Merdivenlerden çıktım ve odama girdim. Odam sade idi ama her şey yeşildi. Yani battaniyem, çalışma masam, dolaplarım ve kitaplığım tamamen yeşil ve beyazdır. Yeşil rengine çok düşkün olduğumdan dolayı ailem bana hep yeşil eşyalar alırdı. Ha birde yatağımda avokado şeklinde pelüş bir oyuncağım var. Tahmin ederseniz o da yeşil. Tüm gün çok yorulmuştum. Biraz yatağa uzandım.

 Yatakta uzanırken uyuya kalmışım. Sabah alarmım ile uyandım. Terliklerimi giyerek, bir şeyler atıştırmak için mutfağa indiğimde duyduklarım karşısında şok oldum. Babam telefon da birisiyle konuşuyordu. “sen parasını boşver benim işi hallet” diyordu. Neyin parasıydı bu acaba? Parasını geçtim hangi işti bu? Babam bize hemen hemen her şeyini anlatır. Bundan bize hiç bahsetmemişti. Ayrıca bunları söylerken de oldukça sessiz konuşmaya çalışıyordu. Sanki bizden saklar gibiydi. Ardından “Tamam bugün saat 3’te her zamanki yerde buluşalım” dedi. Her zaman ki yer dediğine göre önceden de buluşmuş olmalılar. Merdivenler aşağı sesli bir şekilde “günaydın canım babamm “ diyerek indiğinde telefonu acaleyle kapatıp yüzüne bir sahte bir gülümseme getirdi. Sanki endişeliydi ama bunu gülümsemesiyle saklar gibiydi

“Günaydın canım kızım”

“Kahvaltı hazırlamadı mı annem?

“Yavrum annem bugün çok hasta ben sana para vereceğim okulda tost alırsın

“Tamam” dedikten sonra mutfaktan çıkıp merdivenlere doğru yöneldiğimde babamın telefonu çaldı. “Seni sonra arayacağım “ diyip aceleyle telefonu kapattı. Sakladığı her neyse bizim öğrenmemizi istemiyordu.

                ……………………………

 Of ne zaman bitecekti bu ders? Tarih… Tarih… Tarih… Kendisi en nefret ettiğim dersti. Hem banane II. Kosova savaşından, Malazgirt zaferinden…

 En sonunda zil çalmıştı. Çantama tarih kitabımı ve defterimi koyduktan sonra en arka sıraya arkadaşımın yanına gittim. Yeliz; siyah düz saçlı , yeşil gözlü ve normal kiloya sahip bir kızdı. Saçları çok uzundu. Derslerle arasının pek iyi olduğu söylenemez. O daha çok sporla ilgileniyordu. Hatta okulun voleybol takımından. Ona doğru yaklaştıkça beni farketti ve yüzüne sıcak bir gülümse getirerek

“ Çok mu sıktı ders?” Diye sordu

“Evet her zaman ki gibi”

“Neden hava almak için kantine inmiyoruz?”

 Haklıydı. Gerçekten bu kadar sıkıcı bir dersten sonra hava almak iyi gelirdi.

“Olur hadi gel inelim.” Dedim. Çantasının ön gözünden cüzdanını alırken bende çantamdan cüzdanımı almak için sırama doğru yaklaştığımda cüzdanımı evde unuttuğumu hatırladım. Yinede çantama baktım ama yanılmamışım gerçekten evde unutmuşum cüzdanımı. O sırada birinin bana yaklaştığımı hissettim ama Yeliz’dir diye kafamı çevirip bakmadım.

“Noldu bir sıkıntı mı var?”

“Evet yaa cüzdanımı evde unutmuşum” Elini omzuma attı ve gözlerimin içine baktı “Bunlarda benden olsun” dedi göz kırparak. Cüzdanımı evde unutmamın sebebi çıkmadan önce yaşanan olaylardı.

 Merdivenlerden aşağı inene kadar tüm sessizliğimizi korumuştuk. Hiç birimiz konuşmuyordu. “Sen niye durgunsun? Bir şey mi oldu? Diyerek Yeliz tüm sessizliği bozmuştu

Okuldan çıkınca dershaneye gitmek için yol aldım. Aklım hala babamın telefonda söyledikleriydi. Konuştuğu kişi kimdi? Nerede buluşacaklardı? Hangi paradan bahsediyordu? Bilmiyorum. Babam büyük bir şirketin sahibi, çok paramız var. Ancak takıldığım konu bu değildi, takıldığım konu bizden gizli saklı işler çevirmesiydi. Annemin de aniden hastalanması kötü olmuştu

KANLI ELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin